Terör örgütlerinin ne denli kullanýþlý olduðunu, özellikle de bulunduðumuz coðrafyada çok hýzlý ‘sponsor’ deðiþtirdiðini, daha da ötesine geçersek esasen önemli ölçüde varlýk nedenlerinin tetikçilik olduðunu sýkça göz ardý ediyoruz.
Kuþkusuz bu analiz, böylesi örgütleri ortaya çýkaran nedenler üzerinde durmamýza ve anlamamýza engel deðil. Ancak bu örgütleri ve onlarýn siyasi uzantýlarýný, sadece bu nedenler üzerinden okumak, yeri geldiðinde taleplerini meþru görmek, en azýndan haklý görmek gibi bir yanlýþa sürüklüyor bizi. Oysa sonuç itibarýyla talepleri ve gerekçeleri ne olursa olsun, ortada terör varsa, bunun ne meþruiyeti, ne de haklýlýðý söz konusu olamaz.
Bir sorunu anlamaya çalýþmakla, onun üzerinden ortaya çýkan her þeyi anlayýþla karþýlamak arasýnda çok ciddi bir fark var. Nitekim PKK ve onun siyasi uzantýlarý, gerek Türkiye içinde, gerekse uluslararasý zeminlerde böyle bir yanlýþý kendi lehlerinde kullanarak ciddi manevra alanlarý buluyor. Tam da bu nedenle, terörle mücadelenin en kritik anlarýnda bile belli çevrelerde ‘taraflar silahý býraksýn’ gibi akýllara ziyan açýklamalar ya da tezlerle karþýlaþýyoruz.
Bir ülke eðer terör gibi bir belayla karþý karþýya ise, onun hukukun sýnýrlarý içinde verdiði mücadeleyi tartýþmak eðer kötü niyetli deðilse, tek kelimeyle aymazlýktýr. Belki de þu ana kadar bu süreçteki en büyük eksikliðimiz, haklý bir mücadeleyi anlatamamak oldu.
Öte yandan böyle bir mücadeleyi hem haklý kýlacak, hem de daha geniþ zeminlerde meþruiyet saðlayacak asýl unsur, yazýnýn baþýnda ifade ettiðim boyutlarý görebilmek. Eðer PKK’nýn hamlelerini, sadece iç siyasete göre okumaya çalýþýrsak ya da þu sýralarda yutturulmaya çalýþýldýðý gibi örgütün siyasi uzantýsýnýn ‘barýþ’ için gayret ettiðini düþünürsek, böyle bir yanýlgý bize çok aðýr faturalar getirebilir.
PKK’nýn durumu ve konumu malum. Ancak HDP’nin kendisinden beklenen ‘demokratik talepleri meþru zeminlerde dile getirme’ misyonu bir yana, doðrudan þiddetin ve terörün taþýyýcý haline gelmesi, elbette gelecek açýsýndan endiþe verici. Ama gerçek bu ve bunu hala baþka türlü yansýtmak isteyenlerin oyununu da kararlýlýkla bozmak gerekiyor.
Aday listelerine bakýldýðýnda da HDP’nin barýþa hizmet etmekten çok, farklý hesaplarýn uzantýsý olduðunu hissettiren isimler vardý. Dünyadaki pekçok önemli ülkenin ve bölgemizdeki güçlerin istihbari anlamda cirit attýðý bir alanda, HDP listelerinin bu tür sýzýntýlardan uzak kaldýðýný düþünmek fazlaca saflýk olur. O yüzden Türkiye’deki ayrýlýkçý Kürt hareketinin, her geçen gün daha fazla Türkiye karþýtý operasyonlarýn uzantýsý haline geldiði çok açýk.
Enerji hatlarýndan tutun da, Türkiye’nin Avrupa Birliði ile iliþkilerine, alternatif ittifak arayýþlarýna, Ýran’ýn bölgede ve dünyadaki yeni konumuna kadar her baþlýkta, bu tetikçiliðin izlerini görüyoruz.
Evet, Türkiye’nin bu alanda pekçok eksiði var. Daha akýllýca hamleler yapabilirdi, hala da yapmalý. Bütün coðrafyadaki Kürtleri kuþatabilmek gibi bir sorumluluðu da var. Ama tüm bunlar, özellikle de sýnýrlarýmýz dahilindeki ayrýlýkçý Kürt hareketinin baþka güçlerin tetikçisi, uzantýsý ve tezgahtarý olduðunu görmemize engel olmamalý.