Türkiye, Suriye’nin kuzeyine çakýlan “terör koridoru”nu etkisiz hale getirmek için önemli bir operasyona hazýrlanýyor.
Sýnýra ciddi miktarda “askeri sevkýyat” yapýldý.
Ýstihbarat birimleri görev yerlerine konuþlandýrýldý.
Ýlgili ülkelerle diplomatik temas saðlandý.
Özgür Suriye Ordusu alesta bekletiliyor.
Harekât an meselesi...
Bütün çaba, Türkiye için önemli bir “güvenlik tehdidi” oluþturan terör örgütünü bölgeden söküp atmak...
Bu hazýrlýklarýn sürdüðü günlerde, ana muhalefet partisi lideri Kemal Kýlýçdaroðlu ne yapýyordu dersiniz?
Ne yapacak, “sokak çaðrýsý” yapýyordu.
Harekâtý nasýl karþýladýðý ya da karþýlayacaðý sorulduðunda, açýða düþmemek için, “zýmni destek” sayýlabilecek laflar etmiþ, bir anlamda günü kurtarmýþtý.
Sonra “kendi gündemine” dönmüþtü.
Kýlýçdaroðlu CHP’sinin bu harekâta karþý olduðu biliniyor.
Fýrat Kalkaný ve Zeytin Dalý operasyonuna “açýktan” karþý çýkmýþlardý.
Ýstikbalde bize “güvenlik sorunu” olarak dönecek Amerikan destekli terör ordusunu, “vatanlarýný iþgale karþý savunan yurtsever bir oluþum” diye tanýmlamýþlardý.
Selin Sayek Böke, daha da ileri gitmiþ, “PYD/YPG’ye terör örgütü diyemeyiz” demiþti.
Demek ki, “açýktan” karþý çýkarak sonuç alamayacaklarýný (yani operasyonu engelleyemeyeceklerini) gördüler.
Ýþi, “dolaylý yollardan engelleme” peþindeler.
O zaman ne yapmak gerekiyor?
Türkiye’yi “içeri”ye döndürecek bir gündem oluþturmak...
Mesela?
Mesela, yeni bir Gezi kalkýþmasý örgütlemek...
Kýlýçdaroðlu, son bir haftayý, “sokak çaðrýsý” yaparak geçirdi...
Hatta bu hükümetten kurtulmak için, “sokak eylemlerini” neredeyse tek seçenek ilan etti.
Þu açýklama kendine aittir: “Sokaða çýkmayan iþçiye iþçi demem... Sokak eylemlerini örgütlemeyen sendikaya da sendika demem...”
Bu açýklamayý yaptýktan sonra, neredeyse koþar adým DÝSK merkezini ziyaret etti ve DÝSK Baþkaný’yla oturup, mahiyetini bilmediðimiz bir görüþme gerçekleþtirdi.
DÝSK, Kýlýçdaroðlu’nun “sendika” diyebileceði sendikalardan mýdýr?
Bu soruya cevap vermekte zorlanabileceðinizi sanmýyorum.
DÝSK, 28 Þubat darbesinin tamama erdirilmesinde rol almýþ ünlü “beþli çete”nin en fonksiyonel üyesiydi.
Gezi’de de yüzünü (niyetini) göstermiþti.
Demokratik normale son verecek bilumum giriþimlerde (27 Nisan muhtýrasýndan parti kapatma davasýna) bir þekilde “destekçi rol” üstlenmiþti.
Dün, internet sitelerine (görüntüsüyle birlikte) düþtü:
Üzerine “sarý yelek” geçirmiþ bazý “propagandistler”, kahve kahve dolaþýp, halký sokaða davet ediyorlar...
Kahve sakinlerini, “Niçin benzin ve doðalgaz zamlarýný protesto etmek için sokaða çýkmýyorsunuz?” diye dolduruþa getirdikten sonra, CHP broþürü daðýtýp olay mahallini terk ediyorlar...
Bu “propagandistler” CHP’li midir?
Daðýttýklarý broþürde ne yazýyor?
Benzin ve doðalgazda indirim yapýldýðýna göre, hangi gerekçeyle halký sokaða, “eylem koymaya” çaðýrýyorlar?
Bu sorularýn cevabýný, devletin istihbarat birimleri bulacak... Ýþin içinde bir “dýþ yönlendirme” yahut “tahrik” olup olmadýðýna bakacak.
Daha doðrusu, bakmalý.
Kýlýçdaroðlu da þu sorulara cevap vermeli:
Niçin seçim kazanmayý denemiyorsunuz? Sandýkta alt edemediðinizi, “çapul”la, “sarý yelek kalkýþmasý”yla alt edeceksiniz? “Yurtsever bir oluþum” dediðiniz terör örgütüne yönelik operasyonu, Türkiye’yi “içeri”ye döndürerek mi engelleyeceksiniz?
Kimsiniz siz?
Kimin hesabýna çalýþýyorsunuz?