Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn Diyarbakýr mitinglerini elimden geldiðince yerinde takip etmeye çalýþtým. Bu son mitingi ise maalesef televizyondan izleyebildim. Ama yakýn zamanda Diyarbakýr'daydým. Cumhurbaþkaný'nýn Türkiye Kupasý Final Maçý için Diyarbakýr'a geleceði konuþuluyordu. Bir beklenti oluþmuþtu sokakta... Bir þey duymak istiyorlardý sanki Erdoðan'dan... Onlarý mutlu edecek, HDP'ye- PKK'ya karþý göðüslerini gererek yürütecek bir þey...
Maça gidemedi ama evvelki gün Diyarbakýr'da gündüz mitingde ve akþam kanaat önderlerine verdiði iftarda söyledi o sözleri. "Kimse Kürtlere devlet aramasýn, Kürtlerin devleti Türkiye Cumhuriyeti'dir" dedi. Bu, Kürtler üzerinden hesap yapanlara olduðu kadar onlar karþýsýnda güçlü durmak isteyen Kürt halkýna tesir eden bir söz...
Uzun süredir 'Kürt sorunu' ile ilgili okuyor, gözlüyor ve soruyorum. Bugünden geriye bakýnca çözüm sürecinde PKK'nýn aktörleþtiði, Kürt kamuoyunda ise "PKK'ya terk edildik galiba" hissinin oluþtuðu söylenebilir. HDP'nin 'The Parti'ye dönüþtüðü bir süreç yaþandý. Vatandaþ ne çocuðunu PKK'dan kurtarabilecek ne de örgüte karþý gelebilecek güçteydi. Devlet erkini temsil eden kurumlarda FETÖ vardý. DBP'li belediyeler sadece iþ makinelerini deðil kültür merkezlerini dahi PKK'nýn hizmetine açmýþtý. Belediyenin imkanlarýyla yollara mayýn döþendi, sokaklara çukurlar açýldý, gençler kültürel etkinlik adý altýnda dað kadrolarýna katýlmak üzere eðitildiler.
Yani sadece Suriye'nin kuzeyinden gelen PKK'lýlara göz yumarken deðil PKK ve HDP'nin toplumsal destek bulmasý çalýþmalarýnda da PKK-FETÖ iþbirliði söz konusuydu. Ýþte bu sebeple çözüm ümidiyle baþlatýlan süreç aksi þekilde noktalandý.
Aðýr bedeller ödendi evet, ama Türkiye bu iyi niyeti göstermemiþ olsaydý, belki de bugün hala 80'lerin-90'larýn Kürtlere zulmeden devletinin aðýr bagajýndan kurtulamamýþ olacaktýk. Halk bu iyi niyeti gördüðü için hendek terörü sürecinde PKK ve HDP'nin sokak çaðrýlarýný karþýlýksýz býraktý.
***
Terörü temizlediðinizde siyaset de rahat konuþuyor. Bu, CHP için de geçerli HDP'nin Cumhurbaþkaný adayý için de. PKK'nýn terör estirebildiði günlerde acaba gidebilirler miydi Demirtaþ'ý ziyarete?
Terör örgütünün nefesini ensesinde hissetmeyen halk, Cumhurbaþkanýndan sempatik bir kaç söz duymak istiyordu. Bir vaat deðil sadece kucaklayýcý, baðrýna basýcý bir kaç kelam... Yoksa Erdoðan ülkenin batýsýnda ayrý doðusunda ayrý konuþan biri hiç olmadý.
Temel haklar noktasýndaki eksiklikler giderilmiþtir. Kürtçenin seçmeli ders olarak okutulabildiði, Kürtçenin kullanýmýnýn önündeki engellerin tümden kaldýrýldýðý, devletin de yer yer Kürtçe konuþtuðu bir vasatta "anadilde eðitim" talebi, bir siyasi taleptir. Ýsteyen parti bunu savunma özgürlüðüne de sahiptir. Ve artýk "Kürt sorunu" dediðimiz hadisenin aðýrlýklý kýsmý psikolojiktir.
***
Toplumlarýn da psikolojileri vardýr, kabul etmeli. Bu süreçte 'Kürtçüleþen' ve en az PKK kadar ayrýlýkçý söylemler benimseyen dindarlar olduðu gerçeðini bilerek söylüyorum, Türkiye'yi kimlik siyaseti açmazýndan çýkartabilmek ancak bu psikolojik vasatý iyileþtirmekle mümkündür.
Halkýn Cumhurbaþkaný Erdoðan'dan güzel sözler duymak istemesi ya da ufak þeylerden büyük kýrgýnlýklar yaþamasý hep bu sebeple iþte...
Muhalefet ise meseleyi kimlik siyaseti üzerinden ele alýyor. Seçim beyannamelerine bakýnca görülen bu... Kürt halkýný zihinlerinde HDP'ye, PKK'ya zimmetlediklerinden, bu yapýlara laf edersek Kürtler bize oy vermez diye düþünüyorlar. Siyasette düþülebilecek en büyük hatadýr bu. Daha açýk ifadesi, siyasetinizi terör örgütüne rehin vermektir.