Suriye artýk kendi baþýna bir olay ya da ülke deðil. Suriye bölgedeki ana çatýþma kavþaðý... Suriye’de vekaleten savaþ var... Savaþ mezhep ekseninde Sünni-Þii savaþý... Ülke ekseninde Ýran-ABD savaþý. Ýran’ý çekince ABD Rusya/Çin savaþý oluyor. Onlarýn altýndaki bütün diðer aktörler de siyasi ya da dini olarak saf tutmuþ durumda...
Burada Türkiye’yi ayýrmak gerekiyor. Türkiye din, siyaset ya da ittifak iliþkileri ötesinde komþu olarak ve bütün Suriye’den yana taraf... Türkiye, Suriye’nin bir bölgesinden ya da bir kesim nüfusundan deðil, ayrým gözetmeden tamamýndan yana taraf... Bu özel bir durum. Komþu olmak yeterli deðilse: Evet eski memaliktir, o sebeple külliyen tarafýz ve alakadarýz... Þu an sesi çýkan, konuþan çoðu ülkeden daha saðlam gerekçemiz var.
21 Aðustos’taki kimyasal saldýrýsýna kadar Suriye, komþularý dýþýnda kimseyi rahatsýz etmiyordu. Kimyasal haberinin yayýlmasýyla önce ABD hareketlendi, ardýndan da -koalisyon- ihtiyacý, müttefikleri hareketlendirdi.
Son kimyasal saldýrý Obama’nýn kýrmýzý çizgi açýklamasýndan tam 1 yýl 1 gün sonra geldi... O zamana dek Þam en az 10 kez kimyasal kullanmýþ, kimsenin de itirazý olmamýþtý. Ancak bu kez yýldönümü etkisi, kayýplarýn yüksek olmasý ve korkunç video görüntüleri, birþeyler yapýlmasý ihtiyacý doðurdu. ABD yönetiminin müdahale noktasýna nasýl geldiðinin, kararý nasýl verdiðinin perde arkasý henüz sýzdýrýlmadý, yakýnda duyulur.
Obama yönetimi taktik olarak kimyasal kullanýmýný cezalandýrýp, ellerin ve zihinlerin kimyasaldan uzak durmasýný istiyor. Ortadoðu ve diðer sorunlu bölgelerde kimyasalýn olaðan silah sayýlmasýnýn, sivillere karþý rahatça kullanýlmasýnýn yolunu kapatmak istiyor.
Stratejik olarak ise vekaleten süren savaþ nedeniyle ABD, Þam üzerinden Tahran’a uzanmak istiyor... Þam’a kimyasal silah için gösterilecek tepki, yaptýrým, operasyon, Tahran’a nükleer konusunda emsal oluþturuyor. Kimyasal ve nükleer silahlar zaten Kitle Ýmha Silahý olarak toplu deðerlendiriliyor. Yani Þam’a yapýlanlar, yarýn Tahran’a yapýlabileceklerin bir provasý ve uyarýsý... Ayrýca Ýran’ýn Suriye’den çýkarýlmasý ile bölgede Þii ve Sünni güç ve etki alanlarýnýn yeniden taksimi konuþuluyor.
Ve bombardýman Suriye felaketini çözmüyor. Beþar Esad rejimine çare olmuyor. Savaþý, ölümleri sona erdirmiyor... Suriye’nin ana sorununun Esad rejimi olduðunu unutturuyor. Suriye’ye bombardýmanýn ayrýntýlarý, boyutu, süresi hedefleri o kadar dillendirildi ki, Beþar Esad’a etkisi azdýr. Harekat sýnýrlý... Haberli... Randevulu. Þam rejimini yýkmayý deðil, eline vurup hesapta cezalandýrmayý amaçlýyor. Beþar Esad da zaten sinyali aldý, garnizonlarý boþalttý, saklayabildiði malzemeyi sakladý.
Haberli bombardýmanla Beþar’ýn aþýrý tepki verip çevreye, komþulara saldýrmasý önlenmek istendi. Hedef seçimi, sivil ikincil kayýplarýn olmamasýný amaçlýyor. Yanlýþlýkla sivil hedef vurmamak ve kamuoyu baskýsýndan uzak kalmak için risksiz, sivillerden uzak hedefler seçildi. Ayrýca rejim yýkýlýrsa kaosun baþlayacaðý, Batý karþýtý rejim kurulacaðý hesaplandýðý için, Beþar’a halen ihtiyaç var. Taraflarýn askeri üstünlük kuramadan sonsuza dek bu þekilde savaþmalarý mümkün. Ve iç karartýcý biçimde bu, tercih edilen senaryo.
Týbbi terimlerle tanýmlanan bombardýman, Suriye’nin hastalýklarýna çare deðil. Yalnýzca mevcut korkunç durumun sürmesini saðlýyor. Hatta korkarýz bu operasyon, Beþar Esad’ý dünyaya kafa tutan kahraman yapacak.