Düzeyi, kalibresi belli... Kavrayýþý ve yeteneði sýnýrlý... Karakteri ortada...
Bu adamý CHP’ye “genel baþkan” yaptýlar ve ülkenin entelektüel birikimini sýðlýkta sýnýr tanýmaz bu kavrayýþsýzlýðýn, bu yüz kýzartýcý düzeysizliðin peþine taktýlar.
Utanmadýklarý gibi, “Seçimimiz bizi ele verir... Kavrayýþsýzlýðýmýzý ortaya koyar” deme gereði bile duymadýlar. Kasetten çýkana razý oldular. Bu ayýp da CHP delegasyonuna yeter.
Kemal Kýlýçdaroðlu isimli þahýstan söz ediyorum.
Önceki gün, grup toplantýsýnda konuþtu ve terbiyesine yakýþýr ifadelerle saða sola saldýrdý.
Hep böyle yapýyor artýk.
Kurtuluþ Tayiz, “Afrin operasyonu Amerika’nýn kimyasýný bozdu” diyordu.
Kemal Efendi’nin öyle...
Kimyasý bozulmuþ ve þuursuzca saldýrýyor.
Hayýr, Mehmetçiðin baþarýsýyla gurur duyuyor. Baþka türlü davranmasý mümkünmüþ gibi... Bunun iç politika malzemesi haline getirilmesini istemiyor.
E, sen Amerika’dan aldýðýn sufleyi tekrarlarken, bunu “dýþ politika malzemesi” haline getirirken iyiydi... HDP’yle girdiðin gayrý resmi ittifakýn geleceðini teminat almak ve “güvenlik þeridi” rüþvetiyle Türkiye’yi operasyondan alýkoymaya çalýþan Amerika’yý hoþ tutmak için mi “Afrin’in içine girilmesin, makul bir yerde durulsun” diyordun?
Meramýný açýkça anlatsana...
Neden karnýndan konuþuyorsun?
Partinizin “sokak” meraklýsý milletvekili Selin Sayek Böke daha açýk sözlü oysa... Belki de “daha gevþek aðýzlý” dememiz gerekiyor.
Selin Haným lafý dolandýrmadan konuþuyor; dolarýn yükseliþiyle teröre yönelik operasyonlar arasýnda bað kuruyor, “Sýnýr ötesi harekâtý durdurursanýz, dolarýn yükseliþini önleyebilirsiniz” diyor.
Kimyasý bozuk Kemal Efendi, grup konuþmasýnda “adalet” bahsine de girdi.
Kuddusi Okkýr’larý, “Altan biraderler”in maðduriyetini filan anlattý...
Kuddusi Okkýr’a reva görülenlerle Altan biraderlerin misyonu arasýnda niçin “baðlantý” kurmadý, niçin bir “sebep sonuç iliþkisi” aramadý, anlaþýlabilmiþ deðil...
Kuddusi Okkýr’ýn ölümü, FETÖ’nün en sofistike cinayetlerinden biriydi; “hýk deyici” mevkiinde de Altan biraderler oturuyordu. Kemal Efendi o günlerde cinayet mahallinde hiç görülmedi, bu olayda FETÖ’nün parmak izini aramadý, arama gereði duymadý... Çünkü elinde bilgi belge olmadan cemaati (cemaatin polisini, savcýsýný, hâkimini) suçlayamazmýþ... Sadece siyasi iradeye saldýrdý. Hâlâ siyasi iradeye saldýrýyor ve asla “FETÖ” demiyor.
Kimyasý bozuk Kemal Efendi grup konuþmasýnda, bir fasýl da hâkim adaylarýna geçti.
Cumhurbaþkaný Erdoðan salona girerken hâkim adaylarý ayaða kalkmýþ.
Bir partinin genel baþkanýný ayakta karþýlayan hâkimden hâkim mi olurmuþ!
Peki, omzundaki rütbeden baþka ayýrýcý bir vasfý bulunmayan bir askerin karþýsýnda ayaða kalkan, ne ayaða kalkmasý, o askerin konuþmasýný hararetle alkýþlayan hâkimden nasýl hâkim oluyor? Hâkim ve savcýlar 28 Þubat sürecinde þelek þelek “Genelkurmay brifinglerine” taþýnýrken hiç sesiniz çýkmýyordu? Hatta bu adaletsiz görüntüyü “iþte hukuk devleti” diye alkýþlýyordunuz.
Kaldý ki, sizin “bir partinin genel baþkaný” diye tahfif ettiðiniz kiþi, bu ülkenin Cumhurbaþkanýdýr.
Cumhurbaþkaný’na saygýlý olacaksýnýz.
Ýcabýnda ayaða kalkacaksýnýz.
Ýcabýnda selam duracaksýnýz.
Bu zorunluluk (ya da meþrebinize göre “teamül”), kimyasý bozuk Kemal Efendi’yi de baðlýyor.
Erdoðan’ýn karþýsýnda kaç kez ayaða kalkmýþtýr...
Hatta ayný karede göründüklerinde, kaç kez “süt dökmüþ kedi”ye dönmüþtür!