Bizdeki kira ve kiralama ile ilgili hukuki düzenleme hiçbir medeni, kalkýnmýþ ülkede yok. Kiralanan mülk, adeta kiracýnýn mülkiyetine geçmekte. Ev eþyalý veya iþ yeri makine teçhizatlý kiraya verilmiþ ise mal sahibi malýnýn nasýl kullanýldýðýný göremez. Adamýn kontratý bitmiþ, tahliye taahhüdünü yerine getirmemiþ, siz malýnýzý göremiyorsunuz adam çeþitli atraksiyon ve yalan beyanla mahkeme kararýný yýllarca geciktiriyor, o süre zarfýnda siz malýnýzý ne kullanabiliyor ne de görebiliyorsunuz. Bu çapraþýk durumun ortaya çýkmasý yetmiþli yýllara dayanýyor.
Malum yetmiþli yýllarda yüksek enflasyon vardý. Yargýtay kiracýyý koruma kollama sadedinde “kira artýþlarý enflasyonun yarýsý kadar olabilir” diye bir içtihatta bulundu. O yýllarda kaloriferli ev sayýsý çok az, kiracýlar yakýt parasýný ödemede büyük aksaklýklar gösterdiðinden mal sahipleri evlerini yakýt parasý dâhil biçimde kiraya veriyorlardý.
Benim yaþadýðým bir olayý gülmeniz ve hukuk periþanlýðýný görmeniz yönünden yazmak istiyorum. Ankara da ODTÜ den 1972 yýlýnda ayrýlýp Ege Üniversitesine geçtiðimizde evimizi bir yakýnýmýz yakýt dâhil 500TL’ye kiraya veriyor. Yakýt parasý enflasyonu takip ettiði, kira artýþýnýn da enflasyonun yarýsý olabildiði için 1979 yýlýna gelindiðinde kiracýdan alýnan para üzerine ilave edilerek yakýt parasý ödeniyordu. O yýlýn kasým ayýna doðru rahmetli ÖZAL, “ülkede yangýn var beraber söndüreceðiz” diyerek eski arkadaþlarýný topladý. Beni de Teþvik Uygulama Baþkaný (sonradan müsteþar yardýmcýlýðý oldu) olarak tayin etti. Ankara da evimiz var ama kirada, her ay biz üstüne para veriyoruz. Kiracýdan tahliye etmesini istediðimizde; “bu þartlarda ben ev bulamam, çýkmýyorum” dedi. Bende mahkemeye baþvurdum. Bu arada ben ve rahmetli Adnan KAHVECÝ DSÝ’nin küçücük misafirhanesinin odasýnda kalýyoruz. Davayý açtýktan 3-4 ay sonra ilk duruþma yapýldý. Kiracýnýn taktiði iþi uzatmak bu arada bedava ev ve ýsýnma temin etmeye devam etme idi. Mal sahibi olarak küçük bir odada kalýyor, ailemi getiremiyordum. Kiracý “þahit göstermek istiyorum” diye söze baþladý. Þahit Almanya da yaþayan bir kimse. Ben söz aldým hâkime; “ efendim, benim kiracý ile bir ihtilafým olmadý, bir dalaþma da söz konusu deðil. Benim tayinim çýktý, evime geçmek istiyorum.” dedim. Hakim büyük bir feraset içinde, katibe, Almanya’ya müzekkere yazýlýp þahidin ifadesine baþvurulmasýný yazdýrdý. Tepem atmýþtý. Ýçimden bu ne biçim adalet diye baðýrasým geldi.. Kiracý bir yolunu bulup vicdan ile cüzdan arasýna sýkýþmýþ bir hakime ulaþmýþtý.
Ertesi hafta DSÝ genel müdürü beni ziyaret ederek, nezaket içinde “bizim misafirhane beþ odalý, bölgelerden gelen personelimiz oluyor odayý boþaltýr mýsýnýz” talebinde bulundu.
O zaman kafamda þimþek çaktý. “Biz senin misafirhanende kalmaya devam edeceðiz. Çünkü” deyip olayý anlattým, bir þey demeden çýktý gitti.
Ýki gün sonra kiracý DSÝ’nin bir kamyonuna doldurduðu eþyalar ile Tekirdað’a tayin edilmiþti. Kiracý ne beni aradý ne de iþlemiþ kirayý býraktý. Apartman kapýcýsýna anahtarlarý teslim etmiþti.
Bu durum bir batý ülkesinde olabilir mi. Orada yargý erki de açýkça haksýzlýk yapma cesaretini göstermez. Çünkü onlarýn bir iç denetimi var. Biz de þimdi bir denetim mekanizmasý geldi, bu mekanizma Ýnþallah çoðunlukta olan “vicdan ile cüzdan arasýna sýkýþmýþ” mensuplarý azýnlýk haline getirecektir.