Rusya’ya gidecekmiþ.
Üstelik bunu çok iyi bir amaç için yapacakmýþ.
Rusya’da bulunan Türk vatandaþý iþadamlarýnýn ve öðrencilerinin yaþadýklarý sorunlarý Rus Dýþiþleri Bakaný Lavrov’a iletecekmiþ.
Bu, Selahattin Demirtaþ’ýn resmi açýklamasý.
Bir açýklama da HDP’nin Dýþ iliþkilerden sorumlu Eþ Baþkaný Nazmir Gür’den. Nazmi Bey Demirtaþ’tan daha hassas. Domatesleri düþünüyor ve tarlada kalmasýndan duyduðu endiþeyi dile getiriyor Nazmi Gür. Rusya’ya “hadi bizi düþünmüyorsunuz domatesleri düþünün” diyecekmiþ. “Bunun faturasý halka çýkýyor, halka zarar vermeyin” diyor kýsaca. Aslýnda Nasuh Mahruki’nin “krizin faturasýný halka deðil Ak Parti’ye kesin” saçmalamasýný “politik” bir dille tekrarlýyor HDP yönetimi.
“Siz neden Türkiye’yle her sorun yaþayan ülkeyle sýký fýký iliþkiye girmek için can atýyorsunuz?” sorusuna da cevaplarý hazýr. Davet krizden önce gelmiþ. Yerseniz.
Bu kiralýk akýllýlar herkesi kendileri gibi sanýyor. Üstelik hala 7 Haziran öncesinde olduklarýný, 7 Haziran öncesi gibi her yalanlarýnýn göklere çýkarýlacaðýný düþünüyorlar. Oysa paralel yapýya çok benzediklerinin farkýnda deðiller. Varsa bile o aklý, kendi baþlarýna kullanmalarýnýn imkaný yok.
Neden mi? Cevap KCK’nýn Suriye’deki Siyasi Örgüt Yönetimi ile yaptýðý görüþmenin detayýnda gizli.
Örgüt yönetimi bu görüþmede, HDP’nin meclisten çekilmesini, milletvekillerinin toplanarak ne söylemesi gerektiðini, bu sayede dünyanýn ilgisinin çekilebileceðini ve Türkiye’nin bu sayede erken seçime zorlanabileceðini dikte ediyor.
Demirtaþ 7 Haziran’dan sonra kendi aklýný kullanýp bir iki açýklama yaptýktan sonra nasýl kývýrdýðýný unutmadýysa Lavrov’a sadece þu soruyu sorsun yeter. “Nasýl oldu da düþürülen uçaðýn kara kutusu kullanýlamaz hale geldi?”
‘Ara’ki bulasýn
Bir baþka kiralýk akýllý da Cumhuriyet Gazetesi Yönetimi. Sen kalk 65 yýllýk “foto muhabirliði” kariyerinde yüzlerce ünlü simanýn, sanatçýnýn, siyasetçinin fotoðrafýný çek, 87 yýllýk hayatýnýn geçtiði ülkenin Cumhurbaþkaný’nýn fotoðrafýný çekmek iste, aklýný paralele kiralamýþ bir gazete seni aþaðýlamaya çalýþsýn. “Ustayý “Ara”ki bulasýn” baþlýðýyla Cumhuriyet’te yayýnlanan haberin ardýndan Ara Güler “Cumhuriyet umurumda deðil” demiþ Akþam Gazetesi’ne. Murat Kelkitlioðlu’nun ifadesiyle “yayýnlanabilir” bir cümlesini kullanmýþ gazetesinde. Aklýnýzý kiraya verip Erdoðan’la görüþen herkesi nefret çukurunuzda boðmaya çalýþýyorsunuz da unuttuðunuz bir þey. “Her kuþun eti yenmiyor” deðil mi? Ondan sonra kalkar ertesi gün böyle özür yayýnlarsýnýz iþte.
Ýsrail meselesi
“Van minut”la gereken cevabý verdik, Mavi Marmara katliamý nedeniyle racon kestik ceza verdik. Özür dileyeceksin, tazminat ödeyeceksin ve Gazze ablukasýný kaldýracaksýn dedik. Önce mýzmýzlandý. “Ben tarihimde kimseden özür dilemedim sizden mi dileyeceðim” dedi.
Araya kiraladýklarý kalemleri soktu, tezvirat üzerine tezvirat yayýnlattý. Yetmedi paraleli devreye soktu. Yetmedi PKK’yý kullandý. Baktý ki Türkiye hala dimdik ayakta. Muhtemelen Obama’dan aracý olmasýný istedi. Þartlarýn yumuþatýlmasýný talep etti. Yine dik durduk.
Obama’nýn da araya girmesiyle “tarihinde ilk kez” özür diledi. Tazminata hazýrým dedi. Gazze meselesi ne de hazýr ama Gazze yumuþak karný olduðu için kendi kamuoyunu hazýrlamasý gerekiyor. Bunun için propaganda yöntemlerini etkili bir þekilde kullanýyor.
Ýnanýn Türkiye’ye öylesine muhtaç bir halde ki. Hem de her konuda.
Adamlar Türkiye’yle anlaþmak için çýrpýndýkça çýrpýnýyor, biz de masayý deviren olmamak için “þartlarýmýzý biliyorsunuz, kabul ederseniz anlaþýrýz” diyoruz.
Bizim mahallenin dik durduðumuz için sevinmesi gerekirken, sýrf bizim elimiz zayýflasýn diye uðraþanlarýn oyununa kanýp “Ýsrail’le nasýl dost oluruz?” diyenler çýkýyor.
Bir kere daha hatýrlatmakta fayda var. Ýngiliz siyasetçinin sözdür. Ülkelerin ebedi dostlarý ve ebedi düþmanlarý olmaz. Ýsrail, kestiðimiz cezayý öderse, þartlarýmýzý kabul ederse “devletlerarasý iliþkiler” yeniden baþlar. Ýþ baþka dostluk baþka derler ya. O misal.
Devam eden davalara gelince. O mesele þehit olanlarýn ailesini ilgilendirir. Türkiye’nin bu ailelere “davanýzý çekin” demesi hem mümkün deðil hem de böyle bir durumda sadece þehit ailelerini deðil kamuoyunu da karþýsýnda bulur. Bu kadar net.