“Zor günlerden geçiyoruz” demeyeceðim.
Þükürler olsun atlattýk, atlatýyoruz. Üstelik bu bela, bu fenalýk bizleri bir araya getirdi, bir musibet bin nasihatten iyi geldi bizlere.
Milli deðerleri hatýrladýk, sen ya da ben, birimizden birimiz olmazsak, biz olamayýz, bunu anladýk.
En “gýcýk” olduðumuz adamlarýn bile zor günlerde en “milliyetçiyim” diyenden daha sýký sarýldýðýný gördük ülkesine, bayraðýna, milletine.
Peki þimdi ne yapacaðýz? Önümüze nasýl bakacaðýz? Hadi konuþalým.
Öncelikle son yýllarda gitgide bir kanser gibi vücudu saran, adýna FETÖ/PDY’nin nihayet maskesi düþtü.
Çok kýsa zamanda karanlýk maskelerle, simsiyah eldivenlerle yaptýklarý bütün fenalýklar bir bir ortaya çýkacak.
Ýnsanýn içi kan aðlýyor düþündükçe. ASELSAN’daki gencecik mühendislerimizin sözde intiharlarýndan, Muhsin Yazýcýoðlu’nun sözde uçak kazasýna, 17-25 Aralýk’tan Gezi kýþkýrtmasýna kadar bütün karanlýk iþleri ortaya dökülecek.
Sýnav sorularýný çalarak binlerce gencin hakkýna girdiler, askeri okullarda kendileri gibi olmayan genç subay adaylarýna zulmederek pes ettirdiler.
Öyle bir pranga takýlmýþtý ki yýllardýr bu ülkenin ayaklarýna, bizleri ne kadar yavaþlattýðýný ondan kurtulduðumuzda anlayacaðýz.
Bu prangalarla bile yürüyen, yer yer zor da olsa koþan Türkiye’nin nasýl koþtuðunu göreceðiz.
Bu topraklarýn öz deðerlerinden, analarýn dualarýndan dolayý iç savaþ çýkaramadýlar ama bunu defalarca deneyerek birbirimizden uzaklaþtýrdýlar, kutuplaþtýrdýlar.
Oysa sadece farklý bakýyorduk dünyaya, yetiþtirilme tarzlarýmýz, dünya görüþlerimiz, siyasi bakýþlarýmýz farklýydý. Ama Türk bayraðýný yerde görmeye mesela, hiçbirimiz dayanamazdýk. Vatan topraðý tehlikeye girdi mi, aslan kesilirdik hepimiz.
Öyle de oldu 15 Temmuz’da.
Þimdi fabrika ayarlarýna dönme vakti.
Zehirli, zararlý hücreleri devlet temizleyecek, adým adým, tek tek. Zor gibi görünse de bu gerçekleþecek.
Bunu gerçekleþtirince terörle mücadele de kolaylaþacak, ekonomik göstergeler de, uluslararasý itibarýmýz da daha iyiye gidecek.
Bu darbe kalkýþmasýný, bu hain düzeneði milletçe atlattýk. Þimdi de sýra devamýný getirmekte.
Evet, üzüldük, yýprandýk. Çocuklarýmýzýn, gençlerimiz çok aðýr travmalar yaþadý.
Ama unutmayýn, rüzgar esmezse, buðday samandan ayrýlmaz.
***
Daha dün, 100 yaþýnda kaybettiðimiz Tarih çýnarý, hocalarýn hocasý Halil Ýnalcýk þöyle diyordu;
“Karamsarlýk korkaklýktýr Türkiye büyüktür. Bu devletin tarihine yakýþýr þekilde yaþamalý ve çok çalýþmalýyýz.”
Büyük hoca Osmanlý döneminin sonunu da, cumhuriyetin kuruluþunu da, zor günleri de, son dönemi de gördü. Yetmedi, son darbe kalkýþmasýyla bitti hayat kitabý.
Böyle bir deneyimli hoca, bu büyük usta büyük resmi görmüþtü.
Savaþtan yenik çýktýktan sonra ülkece birlik olan, gece gündüz çalýþarak bugünün devi Almanya’yý yapan Almanlar gibi baþlayabiliriz çalýþmaya.
62 yýl önce açlýkla boðuþan, 1950’lerde Kuzey Kore ile ölümüne savaþan Güney Kore gibi baþlayacaðýz çalýþmaya. O günden, dünyanýn en büyük ekonomileri listesinde ilk 10’u zorladýðý bugüne geliþleri gibi adým adým, sabýrla yükseleceðiz.
Eðitimimizi düzelteceðiz, katma deðerli üretim ve markalaþmaya odaklanacaðýz.
Pahalýya mal olmuþ olsa da, ülkeyi kanserden kurtarmak gelecek için en önemli iþimizdi. Þimdi buna çok yakýnýz.
Þimdi birlik olma vakti.
Bütün farklýlýklarý bir kenara býrakalým.
Türkiye için çalýþma vakti.
Bunca yýldýr FETÖ/PDY kamburuna, prangasýna raðmen yürümeyi býrakmadýk, hýzlandýk-yavaþladýk ama hiç durmadýk. Þimdi bu prangalardan kurtulduktan sonra neler yapabiliriz, düþünsün dünya!
***
Prof. Dr. Halil Ýnalcýk hocaya Allahtan rahmet diliyorum. Büyük ilim adamýnýn yeri dolmayacak, ama onun ýþýðýnda öðrendiðimiz gurur dolu tarihimizi, gurur dolu bir gelecekle taçlandýrmak gençlik adýna ona sözümüzdür. Ruhu þâdolsun.