Kýrým yarýn kendi kaderini belirlemek üzere sonucu önceden belli bir halk oylamasýna gidiyor. Mucize olmazsa Kýrým’ýn Rus aðýrlýklý nüfusu Kýrým’ýn Ukrayna'dan ayrýlmasý yönünde oy kullanacak. Ama görünen o ki Kýrým bu referandumla hukuken Rusya Federasyonu’nun parçasý olmayacak.
Rusya’nýn Kýrým yüzünden Ukrayna’yý tamamen kaybetmeye, AB ve ABD ile zaten sorunlu olan iliþkilerini daha da sorunlu hale getirmeye pek niyeti yok. Bu yüzden Rusya bizim zamanýnda Hatay’da uyguladýðýmýz, Kýbrýs için de düþündüðümüz ancak þartlar uygun olmadýðý için bedelini ödemeye yanaþmadýðýmýz yöntemi uygulayacak.
***
Rusya þimdilik sadece Kýrým’ýn baðýmsýzlýðýyla yetinecek, belki onu bile hemen tanýnmayacak, þartlar müsait olduðunda 1954’de yapýlan bir siyasi jest yüzünden kaybedilen Kýrým tekrar anavatan topraklarýna katýlacak. Böylece AB ve ABD ile çok fazla gerilim yaþanmadan sorun fiilen Rusya lehine çözülecek.
Kýrým Tatarlarý zarar görecek mi? Bence sokaklara çýkmadýklarý, Rusya ile yeni Ukrayna rejimi arasýnda kalmadýklarý, bölge dýþý ülkelerin pazarlýk kozu haline dönüþmedikleri için zarar görmeyecek. En azýndan Putin’in Tatar lider Cemilev’e verdiði güvenceler zarar görmeyecekleri, hatta özerklik elde edecekleri yönünde.
Peki bazýlarýnýn iddia ettiði gibi Kýrým’ýn Rusya’nýn eline -fiilen de- olsa geçmesi yüzünden Türkiye zarar görecek mi? Bence yine hayýr. Çünkü Kýrým zaten askeri açýdan Rusya’nýn elindeydi ve Türkiye asýl Kýrým yüzünden Rusya’yý karþýsýna alsaydý zarar görürdü, Tatarlara da zarar verirdi.
Tam tersine Türkiye bu krizden karlý bile çýkabilir. Ne de olsa Ukrayna krizi AB’nin Rusya karþýsýndaki enerji zafiyetinin bir kez daha anlaþýlmasýna yol açtý. Doðalgazlarýnýn büyük bir kýsmýný Rusya’dan alan AB ülkeleri yaptýrým diye hiçbir caydýrýcýlýðý olmayan seçici vize kýsýtlamasý uygulamaya kalktý.
AB, Rusya’ya olan enerji baðýmlýlýðýný azaltmak istiyorsa Türkiye’ye daha yakýn durmak, Türkiye üstünden geçecek boru hatlarýyla Azerbaycan, Irak, Ýsrail ve Kýbrýs gazýndan yararlanmak zorunda. Kýrým krizinin tozu dumaný ortadan kalkýnca AB’nin ve ABD’nin Türkiye’ye daha fazla eðilmesi kaçýnýlmaz.
Türkiye’nin Kýbrýs sorununu çözmek için gösterdiði çabalarýn, Baþbakan Erdoðan’ýn 24 TV’de Mustafa Karaalioðlu’nun sorularýný cevaplarken Ýsrail-Türkiye iliþkilerinin geleceðine iliþkin olumlu mesaj vermesinin AB ve ABD baþkentlerinde not edildiðine emin olabilirsiniz.
Türkiye Ukrayna krizi karþýsýnda benimsediði dikkatli ve dengeli tutumuyla bu krizden en az zararla çýkacaða, kriz sonrasýnda ise kar edeceðe benzer. Yeter ki kendi içindeki sorunlara doðru teþhisler koysun, yeter ki iktidar ve meclis içi muhalefete toplumsal kutuplaþmadan medet ummasýn.
Unutmayalým ki Türkiye son derece hassas ve her açýdan kýrýlgan bir dönemden geçiyor. Ýttifaklar ve toplumsal çatlaklar sürekli yeniden oluþuyor. Gezi Parký olaylarýndan bu yana seçim atmosferinin de etkisiyle muhalefet sorumluluðunu siyasi partilere býrakan sokaklar Berkin Elvan’ýn ölümüyle bir kez daha hareketlendi.
Bir genç daha, hem de gayrimeþru sol bir grubun sýktýðý kurþunlarýn hedefi oldu. Krizin týrmanmasý bu kez AK Parti yerel teþkilatý ve MHP’nin saðduyusu sayesinde önlendi. CNN-Türk’de Ahmet Hakan da sorunun yatýþtýrýlmasýnda önemli rol oynadý.
***
Ancak krizin bundan sonra týrmanmayacaðýnýn hiçbir garantisi yok. Bir yandan ortaya dökülen yolsuzluk iddialarý yüzünden giderek büyüyen meþruiyet açýðý, diðer yandan Gülen Cemaati ile yaþanan gerilim ve tabii ki Ergenekon metaforuyla özdeþleþmiþ askeri vesayetçi zihniyetin canlanma olasýlýðý Türkiye’yi iyice kýrýlganlaþtýrýyor.
Umarýz Baþbakan Erdoðan baþta olmak üzere tüm iktidar Gezi Parký olaylarý sýrasýnda yapýlan hatalarý tekrarlamaz, sokak muhalefetinin daha fazla aðýrlýk kazanmasýný saðlamaz. Türkiye de çýkýþýný demokrasi, seçim ve hukukun üstünlüðüne saygý yoluyla bulur. Ýstikrara kavuþur, çevresindeki krizlerin yarattýðý fýrsatlardan yararlanýr...