Kırım Savaşı’nda İmam Şamil

Çarlık Rusyası Kuzey Batı Kafkasya’nın Soçi kentini 24 Mart 1864 tarihinde ele geçirince, bölgedeki Çerkesler üzerinde tam anlamıyla egmenlik kurar; zorbalık, acımasızlık ve kıyam dönemini başlatır. Kafkaslardan kopup gelen 1.5 milyon insan Anadolu’ya sürülür  zaman zaman da “yeni belgeler ortaya çıkar; neyin nasıl ve neden olduğuna az da olsa ışık tutan”. Bunlardan biri Kafkasya Kartalı olarak nam salmış ama aslında İmam Şamil olarak bilinmesi ve anısının yaşatılması gereken , 1834’den 1859’a değin süren savaşlarda Ruslara çok büyük kayıplar verdiren büyük komutanın Kırım Savaşı öncesi ve sırasındaki çabalarıyla  ilgilidir.

Kırım Savaşının başladığı günlerde İmam Şamil, Rusları Kafkas’lardan söküp atmak için Osmanlı Devletine bir öneride bulunur; Anadolu Ordusunun “emrinde olduğunu belirtir”,  Gümrü üzerinden bir sefer yapılması gereği üzerinde durur, harekatın başlamasıyla birlikte kendisinin de saldırıya geçeceğini anlatır ayrıntılarıyla. Mektup Anadolu Ordusu Komutanı Müşir Abdi Paşa aracılığıyla altı aylık bir gecikmeden sonra İstanbul’a ulaşır. Ne var ki, Sedaret Makamı, ne yapılması gerektiği konusunda İngilizlere danışır. İngiliz Sefiri Londra’ya baş vurduktan sonra, İstanbul’un şimdilik hiç birşey yapmamasını, İngiltere’nin Kafkasya’ya silah ve cephane yüklü bir gemi göndereceğini  bildirir.

Kış yaklaşırken, İngiliz’in onayını alan Babıali, İmam Şamil’e harekatın yapılabileceğini bildirir. Ama iş işten geçmiştir. Rusların işgal ettiği Anapa Kalesinden çekilmesi ve İmam Şamil’e gereken harekat alanının hepten daralması nedeniyle bu tasarıdan vaz geçilir.

Ruslar 3 Temmuz 1853’de bu günkü Romanya’yı, Eflak-Buğdan’ı işgal edince, Babıali önce ne yapacağını bilemedi.  Ruslarla yapılan son savaş Osmanlı’nın yenilgisiyle bitmişti. Yeni bir savaşın devlet bütçesini altüst etmesinin yanısıra orduya da çok büyük yük getireceği belliydi. Babıali İngiliz ve Fransız desteğinin yeterli olacağı kanısındaydı ancak İmam Şamil gerçeği akıllarına düşmüyordu bir türlü! Bölgeye yakın yöneticiler İmam Şamil’e  çok büyük ihtiyaç olduğu kanısındaydılar ve Erzurum Valisi 12 Haziran 1953 tarihli bir baş vuruyla İmam Şamil ve arkadaşlarına Padişah Fermanı gönderilmesini istedi. Ama bu istek sağır kulakla düştü. Yoksa Osmanlı, İngiliz ve Fransız birliklerinin Karadeniz’in batısı ve güneyinden Ermenistan’a; İmam Şamil’in de kuzeydoğudan Gürcistan’a yapacağı harekat, 240 bin kişilik Rus Kafkasya Ordusuna öldürücü bir darbe vurabilirdi.

Osmanlı, 4 Ekim 1853’de Ruslara savaş ilan edince, ilk kez gözlerini Kafkas Mülümanlarına çevirdi. Sultan Abdülmecid 9 Ekim’de İmam Şamil’e bir ferman gönderdi. Halife kimliğiyle yaptığı bu çağrıda, İmam Şamil’in önderliğinde Şemik, Kuba, Şirvan, Karabağ, Derbend, Kara Kaytak ve Şemhal kasabalarıyla Endirey, Licay ve İlisu taraftarı han ve ümerasının Ruslara karşı saldırmasını buyurmuştu. Ferman sonrasında İmam Şamil’le Abdi Paşa arasında ilişki kuruldu, yazışmalar başladı. İmam Şamil bu yazışmalarda Kafkasya’daki Müslüman halkın varlığını ısrarla vurguluyor, birlikte yürütlecek bir askeri harekatın Rusların bölgeden söküp atacağını anlatıyordu.

Kırım Savaşı sırasında Padişahtan  gelen ferman doğrultusunda İmam Şamil  bölgedeki emir ve hanları tek bayrak altında toplamayı başardı. Ancak bu gerçek Osmanlı ordusu Gümrü’ye girmeden açıklanmayacaktı. Osmanlı Gümrü’ye giremezse bunu açıklamak Müslüman halka büyük zarar verebilirdi. Padişah  İmam Şamil’e vezirlik ve Dağıstan Serdar-ı Ekrem ünvanı da vermişti. Ama bu da gizlilik içinde yapılmıştı. Ne var ki, Babıali’nin “devlet adamları” ne İmam Şamil’i ne de onun tasarılarını yeterince değerlendiremedi, Cevdet Paşa’nın Tezakir adlı eserinde belirttiğince...

Tarihdeki en büyük askeri dehalardan ve gerilla önderlerinden biri kabul edilen İmam Şamil l4 Şubat 1871’de Medine’de vefat etti; Cennet-ül  Baki mezarlığına defnedildi.Allah rahmet eylesin. (Meraklısına Not: Kafkasya’nı  Kurtuluş Mücadelesi, Cafer Barlas 1992)