Bugünlerde fazlasýyla kendi içimizdeki kavgalarla meþgulüz. Yaný baþýmýzda yaþanmakta olan büyük bir facianýn bile yeterince farkýnda deðiliz: Rusya tarihte ikinci defa Kýrým’ý ilhak ediyor. Bütün dünya ile birlikte Türkiye de olup bitenleri sadece seyrediyor.
“Bu noktaya nasýl geldik” sorusunun cevabýný verebilmek için hikâyenin en baþýna gidelim: Kýrým yarýmadasý Hazarlardan ve Kýpçaklardan baþlayarak Altýn Orda imparatorluðuna ve Kýrým Hanlýðýna kadar asýrlar boyunca bir “Türk yurdu” oldu. Kýrým Hanlýðý kuruluþundan kýsa bir süre sonra bugünkü tabirle “stratejik ittifak” iliþkisi kurduðu Osmanlý devletinin himayesini kabul etmiþ, yani dýþiþlerinde Ýstanbul’a baðlanmýþtýr. Ne var ki ayný yýllarda yavaþ yavaþ geliþmeye baþlayan Moskova Knezliði bir müddet sonra etrafýndaki Türk topraklarýný da yutarak Kýrým’a kadar ilerlemiþ, bu sýrada kendisi de gerilemekte olan Osmanlý’nýn himayesi altýndaki Kýrým Hanlýðý giderek zayýflamýþ bulunuyordu. Neticede 18. yüzyýlýn sonlarýna doðru Ruslar Kýrým’ý iþgal ettiler, kýsa bir süre sonra da kendi topraklarýna ilhak ettiler. Osmanlý’nýn yapabileceði bir þey yoktu ne yazýk ki. Sadece kuru bir protestoda bulunabildik.
Ruslar Kýrým’da derhal bir Slavlaþtýrma politikasý baþlattýlar. Türkler büyük kitleler halinde Ýslam halifesine baðlý topraklara göçmeye ve yerleri Rus yerleþimciler tarafýndan doldurulmaya baþlandý. Buna raðmen yaklaþýk 150 sene sonra bile Kýrým nüfusunun önemli sayýlabilecek bir bölümünü oluþturmaktaydýlar. 1944’de Stalin’in emriyle Kýrým Tatarlarýnýn tamamý bir gece içinde tren vagonlarýna doldurularak Orta Asya bozkýrlarýna ve Sibirya içlerine sürüldü. Ýnsanlýk dýþý þartlarda yapýlan bu yolculuklarda sürgünlerin birçoðu hayatýný kaybetti.
Stalin’in ölümünden sonraki dönemlerde de Kýrým Tatarlarýnýn vatanlarýna dönme istekleri kabul edilmedi. Mustafa Abdülcemil Kýrýmoðlu önderliðindeki gruplar özellikle 1970’li yýllardan baþlayarak büyük bir insan haklarý mücadelesi vererek vatan Kýrým’a dönüþ idealini ayakta tuttular. Bu dönemde komünist devlet terörüne raðmen vatan topraklarýna dönebilen Kýrým Tatarlarýnýn sayýsý parmakla sayýlabilecek kadardý. Sovyetler Birliði’nin daðýldýðý 1989’dan itibaren vatana dönüþ çabalarýnýn önündeki engeller fiilen ortadan kalkýnca göç hareketi hýzlandý. Ama yarým asýrlýk süre içinde bulunduklarý yerde az çok kökleþmiþ olan ve yeniden göç için maddi imkânlarý bulunmayan insanlarýn tamamýnýn Kýrým topraklarýna dönmeleri mümkün olmadý. Zaten dönebilenler de davul zurnayla karþýlanmadýlar. Kýrým’ýn yerel idarecilerinin baský ve yýldýrmalarýna karþý atalarýnýn topraklarýna týrnaklarýyla tutunmaya çabaladýlar ve hala buna çabalýyorlar.
Bu insanlar vatanlarýna döndüler ama evleri, yurtlarý Ruslara verilmiþ olduðu için ne yazýk ki hâlâ þehirlerin, kasabalarýn civarýnda oluþturduklarý çadýr kentlerde çoluk çocuklarýyla birlikte yaþama savaþý veriyorlar. Türkiye’de zannedildiði gibi hiçbir açýdan rahatlýk içinde deðiller.
Türkiye’de Kýrým Tatarlarýyla ilgili yanlýþ bilinenler konusuna geçen haftaki bir yazýmda da deðinmiþtim. “Kýrým’ýn baðýmsýzlýðýndan bahsedilince Kýrým Tatarlarý baðýmsýz olacak zannedenlerimiz var. Oysa burada Kýrým Tatarlarý nüfusun yüzde 12’sini Ruslar ise yüzde 60’ýný oluþturuyor. Dolayýsýyla Kýrým’ýn baðýmsýzlýðý bu topraklarýn Rusya’ya ilhaký demek” diye anlatmaya çalýþmýþtým.
Nitekim korkulan oldu. Kýrým’ýn Ukrayna’dan koparýlarak “baðýmsýzlýðý” yolunda ilk adýmlar atýlmaya baþlandý. Ruslarý burada geri adým atmaya ikna etmek kolay görünmüyor ama olup bitenleri seyretmekle yetinemeyiz. Türkiye’nin bu konuda çýkarlarýnýn kesiþtiði batý dünyasýyla birlikte bu geliþmeyi engellemeye yönelik giriþimler içinde aktif rol almasý gerekiyor.
Kýrým Tatarlarýnýn hiç deðilse bir kýsmýnýn 1990’lardan sonra vatan topraklarýna dönebilmeleri ve burada zorluklarla boðuþarak da olsa varlýklarýný sürdürebilmeleri Kýrým yarýmadasýnýn 1954’de Ukrayna’ya baðlanmýþ olmasý ve buradaki Rus-Ukrain çekiþmesi sayesindedir. Baðýmsýz yani fiilen Rusya’ya baðlanmýþ bir Kýrým’da ne yazýk ki Kýrým Tatarlarýnýn geleceði bugünkünden çok daha zorluk, sýkýntý ve baský ile dolu olacaktýr.
Ýþte bu yüzden Kýrým Tatarlarý Kýrým’ýn baðýmsýzlýðýný istemiyorlar.