ABD Baþkaný Barak Obama’nýn uyarýsýna aldýrmayan Rusya Devlet Baþkaný Vladimir Putin’in parlamentodan Kýrým’a müdahale izni almasý, Moskova’nýn Kýrým’dan vazgeçmeyeceðini kanýtlamaktadýr.
Hem Slav hem de ayný dini gruptan olan Rus ve Ukraynalýlarýn akraba milletler oluþu Batý için bir anlam ifade etmedi, bunun da ötesinde derin yaralarýn düþmanlýða dönüþmesine engel olunmadý. Gelinen noktada bu iki akraba topluluk arasýnda en büyük problem, derin yaralarýn açýlmasý ve geriye dönüþ imkanýnýn bulunmamasýdýr.
Bu duruma gelinmesinin bir nedeni de ABD’nin tutumudur. ABD, toplumlar arasýnda derin düþmanlýk yaratarak, yeniden geriye dönüþ imkaný býrakmadý. ABD, Gürcistan’da da benzer tutumu takýnmýþ, gücün hakimiyetine inanan Rusya da bu düþüncesini Gürcistan’da test etmiþ, bu ülkeye askeri müdahalede bulunarak, dünyaya kendi metodunun þeklini göstermiþti. Bu nedenler, Kýrým’a askeri güç göndermek Rusya için zor olmadý.
Kýrým’ý Rusya’nýn topraðý olarak gören Moskova’nýn buradaki Ruslarý harekete geçirmesinden en fazla Kýrým’ýn gerçek sahipleri olan Tatarlar maðdur olmaktadýr. Ukrayna’nýn toprak bütünlüðü çerçevesinde kaderlerini çizen Kýrým Türkleri, þu anda zor dönemden geçiyor, yalnýzlýða terkedilmenin þaþkýnlýðýný yaþýyor.
Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu’nun Ukrayna ziyareti ve Kýrým Türklerinin efsanevi lideri Mustafa Abdülcemil Kýrýmoðlu ile bir araya gelmesi ciddi hamle olarak nitelendirilmelidir. Zira Rusya, bu ziyaretten duyduðu rahatsýzlýðý ve tedirginliði gizlemedi.
Rusya kendisi için ölüm-kalým savaþý olarak nitelendirdiði Ukrayna’nýn tutumu dolayýsýyla Kýrým’ý hedef aldý. Rusya için savaþ sadece dýþ dengenin saðlanmasý manasýna gelmemekte, ayrýca ülke içindeki dengeleri de kontrol etme anlamý taþýmaktadýr. Putin bu sonucu bekliyordu ve bu nedenle de baþýndan beri stratejileri arasýnda böyle bir plan bulunuyordu.
Son zamanlarda Türkiye’de meydana gelen olaylarýn bu durumda ne kadar olumsuz etki yarattýðýna da dikkat çekmek istiyorum. Ýçeride kendi sorunlarý ile boðuþan Türkiye tablosunun, bu coðrafyadaki akraba ve dindaþlarýmýz için de acý sonuçlarý olmaktadýr. Ukrayna’nýn parçalanmasýna doðru giden bu süreçte Türkiye’nin tutumu büyük önem arz etmektedir.
Kýrým’ýn kaderi Ukrayna’nýn kaderini etkileyecektir. Çünkü Rusya sadece Kýrým’la yetinmeyecek ayrýca Doðu Ukrayna ile de Ukrayna’yý dengesizleþtirmeye gayret edecektir.
Rusya, Ukrayna’ya iktidara kendisine yakýn duracak kiþilerin gelmesini arzu ediyor aksi halde Ukrayna’nýn parçalanmasý kaçýnýlmazdýr. Rusya, baþka bir alternatifi kabul etmeyecektir. ABD için ise Ukrayna’nýn toprak bütünlüðü bir anlam taþýmýyor zira Amerika, ayný tavrý Gürcistan’da da ortaya koymuþtu.
Dolayýsýyla Rusya, ABD’nin uyarýlarýna raðmen duruþundan vazgeçmeyecek. Zira Karadeniz Filosu Rusya’nýn bu coðrafyada can damarý niteliði taþýyor. Ayrýca Ukrayna’nýn Batý’ya yönelmesini Rusya kolaylýkla hazmedemeyecek. Batý da Kýrým’daki durumla ilgili açýklamalar dýþýnda herhangi bir adým atmayacaktýr.
Öte yandan, demografik olarak çoðunluðun Rus olmasýndan hareketle Moskova yönetiminin Kýrým’a asker çýkartmasý ve Kýrým’da Rus bayraklarýnýn asýlmasý yeni bir savaþýn sinyalidir. Bu savaþta Türkiye kesinlikle daha aktif hareket etmeli, Kýrým Türklerinin kaderi göz önünde bulundurularak ortaya konulacak tavýrda geç kalýnmamalýdýr. Zira her geçen dakika Kýrým’daki kandaþlarýmýzýn aleyhine olmaktadýr. Kýrým Türklerinin þu anda kimsesiz olduðu ve tek umutlarýnýn Türkiye olduðu unutulmamalýdýr.