Kirli ve karanlık bir ittifakın resmi

Ne terör konusunda ilkeliler, ne de terörist konusunda... Savcı Mehmet Selim Kiraz’ı katledenler IŞİD’li olsaydı hep bir ağızdan “İslamcı terörist” diye çığırırlardı. 

“İslami terörizm” lafı üzerinden ağzını geleni söylemekten de geri durmazlardı.

Ama şimdi utanmadan sıkılmadan teröre ve teröriste arka çıkıyorlar.

Kılıçdaroğlu’nun tavrı ilkesizliğin daniskası...

Gezideki vandalizme de sahip çıkmıştı Kılıçdaroğlu.

Kılıçdaroğlu’nun nasıl bir proje olduğu ortada...

Türkiye’de mezhepçilik temelinde Suriye’ye ve Irak’a dönüştürmek isteyenler görünen o ki kendilerine en uygun aktörü bulmuşlar.

Kılıçdaroğlu bir aktör değil aslında, malum kaos planının sadece bir figüranı.

Kılıçdaroğlu’nun CHP’si mezhepçiliğe ve şiddete oynuyor

CHP  denilince akla artık “mezhepçi” ve “terörü arkalayan” parti geliyor.

CHP sokaktaki o güruhun partisine dönüşmüş durumda...

Savcımızı rehin alan o teröristlerin aklına nedense CHP’nin genel başkan yardımcısı geliyor.

Sokakta ne zaman bir “devrimci şiddet” boy gösterse bir bakıyorsunuz CHP’li vekiller o “eylem”in başında... Terörün CHP’deki karşılığı “eylem”, teröristinki de “eylemci”... Terör gruplarına yapılan her baskının karşısına CHP dikiliyor hemen... İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne silahlı saldırıda bulunan teröriste CHP’nin geçmişte hangi sözlerle arka çıktığı raporlarında yazılı... CHP’nin “mezhepçileri”nin aslında mezhep hassasiyetleri yok, hepsi kelimenin tam anlamıyla sekter solcu. Ama gel gör ki mezhepçilik üzerinden hem beslenmeyi, hem de toplumu yarmayı siyasetlerinin odağına yerleştirmiş bulunuyorlar. 7 Haziran’dan sonra oluşacak yeni mecliste CHP’nin özü itibariyle sekter solcu ama dibine kadar da mezhepçi vekillerinin meclisi nasıl terörize edeceklerine hep birlikte tanık olursak şaşırmayın derim.

CHP’li gezici sanatçının teröristi

Hem CHP’li, hem de gezici...

Tarık Akan, savcımızı şehit edenler için “terörist lafını kullanamam” diyor. Berkin Elvan için hazırlanan klipte oynayan mahut sanatçı “Savcı Mehmet Selim Kiraz için benzer bir klip yapılsa oynar mısınız?” sorusuna, “Hayır oynamam!” diyor.

Bunların demokratlıkları da, insan hakları savunuculukları da bu kadar işte... Şimdi anladınız mı gezide meselenin üç beş ağaç olmadığını söyleyen o CHP’li gezici sanatçı taifesinin gerçek niyetini? Gerçek amaçları, Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidardan alaşağı etmekti. AK Parti hükümetini sokaktan eylemleri marifetiyle devirmekti. Çünkü Mursi’yi devirdikleri yöntemin aynısını Erdoğan’a karşı kullanma talimatıyla o üst akıl tarafından harekete geçirilen bu unsurlar ortada ne ağaç bıraktılar, ne can ve mal emniyeti... Ama üç beş ağaç hassasiyeti üzerinden güya sokaklara dökülenler ne hikmetse bu vandalizme ve teröre arka çıktılar. O gün de “eylem” dediler, “eylemci” dediler o terörist unsurların faaliyetleri hakkında... Bugün de aynısını diyorlar...

Kuruldukları gazete ve televizyon köşelerinde aynı dili kullanıyorlar... Doğan medyası bu anlayış mensuplarının merkez üssüne dönüşmüş bulunuyor. Fetanyahu’nun (F. Gülen’in) medyası bin kat daha beter... Cumhuriyet ile Zaman bu konuda birbiriyle yarışıyor...

Dünün amansız iki düşmanı bugün Erdoğan/AK Parti düşmanlığında kol kola...

HDP’ye biçilen role dikkat

Öcalan PKK’nın silahlarını devre dışı bırakmak isteyince o üst akıl devreye başka bir sol örgütün silahlarını almaya başladı. HDP’ye biçilen rol ise, o anlayışın siyasetini yapmak... HDP üzerinden hem Kürtler CHP’lileştirilecek, hem de Erdoğan/AK Parti hesaplaşması tamamlanmış olacak. Öcalan’ın tam bir darbe mekaniği olarak saptadığı geziden Kürtleri çekmesine misilleme olarak Demirtaş üzerinden HDP’yi gezinin siyasetini yapan bir partiye dönüştürdüler... Demirtaş’ın ağzından HDP’nin varlık nedeninin Erdoğan’ı başkan seçtirmemek olarak ilan edilmesi işbu projenin siyasi ayağının kimler oluştuğunu gösteriyor. Kılıçdaroğlu nasıl bir siyasi proje ise Demirtaş da öyle bir siyasi projedir. Demokratik değişimin asıl öncü gücü olması gereken Kürtlerin CHP’lileştirilip statükocu güçlerin yedeğine koşulması tarihsel bir ihanetin ifadesidir. HDP’li vekillerden Ertuğrul Kürkçü ve Levent Tüzel’in şehit savcı Mehmet Selim Kiraz olayı üzerine attığı tweet’ler HDP’nin yeni dönemdeki siyasi kıblesini de ortaya koyar niteliktedir. HDP’nin “Türkiyelileşme” iddiası, AK Parti düşmanlığı ekseninde ve dahası marjinal terör örgütleriyle yoldaşlık ilişkisi bağlamında kendini ortaya koyuyor.

HDP silahla ve silahlı unsurlarla arasına mesafe koymuyor. Tam tersine silahın siyasetini yapmaya devam ediyor. Ama buna rağmen o birilerinin gözünde HDP “Türkiyeli” ve “demokrat”...

E, pes vallahi!

Kirli ve karanlık ittifakın resmi

Şehit savcımızın cenaze törenine Kılıçdaroğlu, Bahçeli ve Demirtaş’ın katılmamış olması bir siyasi mesajdır. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi tam da teröre karşı milli bir duruşun sergilenmesi gereken bir günde her üç partinin hükümeti suçlayıcı bir dili esas almaları elbette milletin gözünden kaçmamıştır. AK Parti düşmanlığı eksenine oturan ama gerçekte devletin ve milletin bekasını tehdit eden kirli ve karanlık bir ittifakın resmidir bu.