Kırmızıyla yazma baba, kana karışır okunmaz!

Terör devleti İsrail'in, Gazze'de gerçekleştirdiği soykırım artık inanılmaz boyutlara ulaştı. Hiçbir kural ve kaide dinlemeyen bu terör devleti çocuk, yaşlı, hasta, kadın demeden binlerce insanı katlediyor.

En alçakça yöntemleri kullanmaktan geri durmuyor.

Bir yandan da orantısız güç kullanılan soykırıma varan bu katliamda, Gazze halkı tarafından tarihe altın harflerle yazılabilecek şecaat örnekleri sergileniyor.

Gazzelilerin göstermiş olduğu sabır, metanet, dayanışma, kahramanlık, şecaat örneklerini yazacak olsak kitaba sığmaz.

Hedef gözetilmeksizin atılan bombalar çocuk, kadın, yaşlı ve hasta binlerce insanın evinde patlıyor. Enkazdan parçalanmış bedenler çıkarılıyor ve çoğu kez bunların kime ait olduğu tespit edilemiyor.

Gazzeli anne babaların bu duruma buldukları çözüm yürekleri dağlıyor: Gazzeli aileler, olası bir saldırıda cenazelerini bulmak için çocukların kollarına, ayaklarına daha ölmeden isimlerini yazıyorlar.

Ne kadar acı değil mi!

Bir an empati yapalım:

Gözünüz gibi koruduğunuz çocuklarınızın bombalar altında parçalanması karşısında yapabildiğiniz tek şey, en azından cenazelerini bulmak adına onların kollarına isimlerini yazmak...

Hayal etmekten bile korktuğumuz bu durumu Gazzeli anne babalar yaşıyorlar.

Hem de ne ölçülerde...

Çocuklar da koluna soyadı yerine babasının ismi nakış misali işlenirken büyük bir metanetle "doğru yazmış mı?" diye bakıyor!

Bu şu anlama geliyor, biraz sonra öleceğim!

İtiraz yok, mızmızlanma yok; teslimiyet var.

Bunu ancak iman dolu bir göğüs yüklenebilir.

Koluma baktım. İçim acıdı, titredim.

Bir gazetecinin Filistinli çocuğa, 'Büyüyünce ne olmak istiyorsun?' sorusuna verdiği cevap ise dilimizi yutturacak cinsten!

"Biz Filistinli çocuklar büyüyemeyiz. Her an vurulabilir, yolda yürürken ölebiliriz. Filistin'de hayat böyledir. Büyüsek de büyümesek de şehit oluruz. Çünkü biz Aksâ'yı korumak için buradayız."

Ya biz, büyüyünce ne olacağız?

Biz isimlerimizi Starbucks'ın kâğıttan bardaklarına, gafletimizin nişanesini göstermek için kola, bacağa dövme şeklinde yazdırıyoruz.

Bunu da sıradan bir şeymiş gibi sokak sokak gezdiriyor, Instagram'da içerik olarak kullanıyoruz!

Bir tarafta öleceğini bile bile ismini yazdırmak...

Diğer yanda şahsiyet eksikliğinden ötürü sözde sosyal statüsünü ilan etmek istercesine Yahudi bardağına ismini, vücuduna küfrü yazdırmak... O bardağı her gördüğümüzde Filistinli çocukların kanıyla dolu olduğunu hayal etmezsek gafillerin ta kendisiyiz!

Bir ülkenin gençliğini yüceltip kendi gençliğimizi aşağılamak, alçaltmak değil derdimiz. Küçük bir kıyas öncelikle nefsimize!

Ulaşabileceklerimize bir mesaj verebilme kaygısı güdüyoruz.

Bizi ileriye taşıyacak iradeli dirayetli gençliğimizi bir bir kıyıyorlar, evet kıyıyorlar. Ruhlarımızı çalıyorlar. Enerji ve akıllarımızı çalıyorlar. Canlarımıza talipler ve onu almak için savaşıyor birileri.

Birileri savaşırken gençliğimizi çalmak için, biz nasıl susabiliriz?

Küçücük bir ülkede olanca hızıyla süren savaşa rağmen alnı dik, zihni ve bedeni dipdiri, kalpleri teyakkuz halinde Gazzeli gençleri gördükçe içimiz dağlanıyor.

O gençler burada olsalar ne değişirdi? Ya da bizim gençliğimiz orada olsaydı?

Sizi bizi yok. Oradakiler de bizimkiler gibi genç... Sorun ikisinin idraki, anlayışı ve imanı arasındaki derin uçurum.

TV dizilerinde her gün bir yenisi boy gösteren starlara benzemeye çalışan, sosyal medyayla desteklenen o albenili içi kof dünyanın özentisi materyalizmin kucağına verdiğimiz gençliğimiz kime emanet?

Türkiye gençliği Gazze'de olsa bir noktadan selfie yapıp sosyal medyada "savaş şeysi" başlığı altında paylaşım yapmaktan öteye geçebilir mi?

Gazze'de direnen gençler bizim hallerimize şahitlik etseler, tembelliklerimize, boş vermişliklerimize, gençliğimizin haline... Ne derler?

Nedir bizdeki atalet; Gazzeli gençlerdeki iman ve cesarete karşılık?

Artık kazanç gibi görünen şeylerin aslında kayıplarımız olduğunu idrak etmemiz gerekiyor. Evet, bir parçayı kazandık ama zafer kazanmış değiliz. Mücadele sathımız ve yöntemimizde ciddi arızalar var.

Gazze gençliği Miracını korumaya çalışırken şehit oluyor. Biz ise gaflet uykusuyla küfürle kardeş olmamaya dikkat etmesi gerekenleriz.

Gazze gençliği Miracına sahip çıkmak adına canını cennet karşılığında Allah'a satıyor. Ya biz?