Kısa çalışma ödeneği üç ay uzayacak mı?

Hepimizi derinden etkileyen Covid-19 salgınının ekonomik etkilerini azaltmak için alınan önlemlerden birisi de kısa çalışma ödeneğinden yararlanma şartlarının kolaylaştırılması olmuştu.

Aynı zamanda koronavirüsü Covid-19 etkisi, İŞKUR Yönetim Kurulu tarafından “Dışsal Etkilerden Kaynaklanan Zorlayıcı Sebep” olarak kabul edildi.

Bir çoğumuzun bu süreçte çok kez duyduğumuz kısa çalışma; üç ayı geçmemek üzere genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle; işyerinde uygulanan çalışma süresinin, işyerinin tamamında veya bir bölümünde geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılmasını veya süreklilik koşulu aranmaksızın en az dört hafta süreyle faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulmasıdır.

İşyerindeki çalışma süresinin işyerinin tamamında veya bir bölümünde geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılmasını veya süreklilik koşulu aranmaksızın en az dört hafta süreyle faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulmuş olması anlamına geliyor.

Günlük kısa çalışma ödeneği; sigortalının son oniki aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının % 60’ıdır. Bu şekilde hesaplanan kısa çalışma ödeneği miktarı, aylık asgari ücretin brüt tutarının % 150’sini geçemez.

YARARLANMA ŞARTLARI

Kısa Çalışma Ödeneğinden Yararlanılabilmesi İçin;

· İşverenin kısa çalışma talebinin iş müfettişlerince yapılacak inceleme sonucu uygun bulunması,

· Kısa çalışmaya tabi tutulan işçinin kısa çalışmanın başladığı tarihte çalışma sürelerini ve prim ödeme şartlarını sağlamış olması (Covid-19 etkisiyle yapılan kısa çalışma başvurularında, son 60 gün hizmet akdine tabi olmak kaydıyla son 3 yıl içinde 450 gün prim ödemiş olması),

· İş müfettişlerince yapılacak inceleme sonucu kısa çalışmaya katılacaklar listesinde işçinin bilgilerinin bulunması (İş Müfettişi uygunluk incelemesi sonucu beklenmeden kısa çalışma ödenekleri işçiye ödenmektedir),

· İşyerinde kısa çalışma uygulanan dönemde 4857 sayılı İş Kanununun 25/II numaralı bendinde yer alan sebepler dışında bir gerekçeyle işveren tarafından işçi çıkarılmaması gerekmektedir.

Birçok kişinin düşündüğünün aksine Kısa Çalışma Ödeneği işverene yapılan destek, yardım, teşvik veya hibe olmayıp, doğrudan işçiye yapılmakta olup, işçinin ileride alacağı işsizlik ödeneğinden mahsup edilmektedir. Burada esas amaç, işverenlerin bu zorlu süreçte işten çıkarmaması ve işçinin işsiz kalmaması, işine devamının sağlanması, genel salgın sona erip hayat normale döndüğünde işçi ve işverenin kaldıkları yerden çalışmaya/üretime devam etmelerinin sağlanmasıdır.

İŞ DÜNYASI NE İSTİYOR?

Bir çok şirket kısa çalışma ödeneğine mart ayı itibariyle başvurdu. Dolayısıyla Haziran ayının ilk haftalarında 3 aylık süreleri dolmuş olacak.

İş dünyasını temsilen İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç tarafından dile getirilen kısa çalışma ödeneği süresinin üç ay daha uzatılması iş dünyasında ve kamuoyunda da güçlü bir karşılık buldu. Ayrıca hem emek ve işçi kesimini temsil eden Türk-İş ve Hak-İş sendikaları, hem de işveren örgütlerini temsil eden TİSK Kısa Çalışma Ödeneği’nin sigortalılık ve prim ödeme şartı aranmaksızın tüm çalışanların ödenekten faydalandırılacak şekilde 2020 sonuna kadar uzatılmasını istedi.

Ancak hemen belirtelim ki, kısa çalışma ödeneğinin süresini altı aya kadar uzatmaya ve işsizlik ödeneğinden mahsup edilip edilmeyeceğini belirleme yetkisi sayın Cumhurbaşkanımıza aittir.