Geçen gün bizim pek dikkate almadýðýmýz, manþet olmayan, bir haber gözüme çarptý. Esasýnda özellikle ekonomide manþet olmayacak -örneðin o gün açýklanan enflasyon, büyüme vb verisi dýþýnda- haberlere bakmanýzý öneririm; bu haberler çok önemli bir ekonomik hatta siyasi geliþimin öncüsü olabilir. Haber þöyleydi: Avrupa Komisyonu, Rus doðalgaz devi Gazprom hakkýnda, Orta ve Doðu Avrupa pazarýndaki baskýn pozisyonunu istismar ettiði gerekçesiyle iddianame hazýrladý. Bu iddianamede, Gazprom hakkýnda, rekabete aykýrý davranmaktan 11 milyar Euro’ya kadar ceza isteniyor. Avrupa Komisyonu’nun rekabetten sorumlu üyesi Joaquin Almunia, Gazprom’un AB’de doðalgazýn serbest akýþýna engel olmuþ ve doðalgaz fiyatýný petrol fiyatýna baðlayarak müþterilerine adil olmayan fiyatlar dayatmýþ olabileceðini söylüyor. Adil olmayan fiyatlarýn uygulandýðý müþteriler ise Estonya, Letonya, Litvanya, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan ve Bulgaristan... Bu ülkelerin ortak özelliði, eski Sovyet Rusya’nýn ekonomik ve siyasi çemberi içindeki ülkeler olmasý... Þimdi AB üyesi olan bu ülkeler, ayný zamanda, AB’nin son geniþleme stratejisine baðlý olarak birliðe dahil oldular. Bu süreç, 2004-2007 ve sonrasýný kapsýyor. Tam þu sýralar Avrupa’da Gazprom’un stadlardan açýk denizlere kadar yoðun bir þekilde protesto edildiðini de söyleyelim. Geçen hafta Basel’de oynanan Basel-Schalke maçý, Greenpeace protestosu nedeniyle durdu. Greenpeace’in bu tür protestolarýna kamuoyu alýþýk ama maçýn durmasýyla UEFA’dan ceza almasý gündeme gelen Basel kulübünün açýklamasý da bu protestoyu olmasý gereken bir eylem ve haklý gösteren nitelikteydi. Greenpeace, Gazprom’un kutuplarda yaptýðý sondaj faaliyetlerinin çevre katliamý olduðunu savunuyor. Zaten tam þu sýra Kuzey Buz Denizi’nde, Greenpeace gemisi, Gazprom’un sondaj sahasýnda yaptýðý protesto sýrasýnda, Rus hucümbotlarýnýn saldýrýsýna uðradý ve gemi personeli gözaltýna alýndý; aralarýnda bir Türk aktivistin de bulunduðu personel, gemide bulunan týbbi malzemelerin uyuþturucu sayýlmasýna baðlý olarak gözaltýna alýndý. Rusya, Greenpeace gemilerini uyuþturucu ticareti yapmakla suçlayacak kadar dünyaya arkasýný döner mi bilemem ama þu gerçek artýk bütün çýplaklýðý ile ortada; Rusya (Gazprom) ile AB arasýnda hatýrý sayýlýr bir itiþ-kakýþ var. Bu çekiþmenin kaynaðý, bize göre, Gazprom’un yalnýz rekabete aykýrý çizgisi deðildir. Kaldý ki, bu yeni bir þey de deðildir. Rusya ve Almanya, öteden beri, Balkan coðrafyasýný ve eski Doðu Bloðu ülkelerini kasýtlý olarak enerji kýskacýnda tutmaktadýrlar.
ABD’nin ve AB’nin seçeneði
Bugün hem ABD hem de AB’de artýk saflar keskinleþmiþtir. ABD’de borç tavaný sorunu, aslýnda ABD’nin Obama ile birlikte kesinleþen yeni yönelimi ile eski militarist hegemonyasý arasýndaki mücadeledir. Öte yandan AB’de krizden çýkýþ ve kriz sonrasý stratejisi için, týpký ABD’de olduðu gibi, iki yol vardýr. Birincisi, yalnýz 2004-2007 arasýnda, eski Doðu Bloðu ülkelerini kapsayan ve burada biten sýnýrlý geniþleme doktrini, ikincisi ise Türkiye’yi de içine alan yeni bir AB perspektifi ki bu AB, Türkiye gibi eksen devletlerinin belirleyici olacaðý bir büyük Avrasya entegrasyonudur. Ýspanya’nýn hatta Ýtalya’nýn dahil olduðu Güney Avrupa’nýn ve Balkanlar’ýn dahil olduðu Doðu Avrupa’nýn Türkiye’den baþka çýkýþý yoktur; bu enerji, pazar, beþeri sermaye alanlarýnda daha da belirgindir. Yani geniþlemeden yana Doðu Avrupa, kendisini Almanya ile birlikte sýkýþtýran Rusya’ya tepki gösteriyor ve enerjide Türkiye-Azerbaycan bütünleþmesine yaklaþýyor.
Mert kipti þecaat arz ediyor
Biliyorsunuz, geçen yýl, Rus Ýzvestiya gazetesi Gazprom’un fiyatlarýný deþifre etti. Bu danýþýklý dövüþtü. Yani Gazprom, Avrupa’da Socar gibi rakiplerin ve alternatif enerji hatlarýnýn gelmekte olduðunu görünce yeni bir fiyat konsolidasyonuna gitmek istedi ve kendisini deþifre etti. Ama bu, tam anlamýyla ‘mert kiptinin þecaat arz ederken sirkatin söylemesi’ durumu. Yani hýrsýzýn mert olaný kendini böyle över. Þimdi listeye bakalým; Rusya Türkiye’ye 406.7 dolardan sattýðý bin metreküp gazý, Britanya’ya 313 dolara, Polonya’ya 525, Makedonya’ya 564, Bosna-Hersek’e 515.2, Ç ek Cumhuriyeti’ne 503 dolardan satýyor(du).
Burada bir noktaya dikkatinizi çekerim; pahalý gaz alan tüm ülkelerin ortak özelliði eski Doðu Bloðu ülkeleri olmasý ve ayný zamanda bu ülkeleri Almanya’nýn, kendi periferisi saymasý. Yani yukarýda bahsettiðimiz, sýnýrlý geniþleme doktrine uygun bir enerji politikasý var ortada... Peki bu politikanýn baþ aktörleri kim: Rusya ve Almanya... Faþist Nazi Almanyasý biliyorsunuz 2. Dünya Savaþý’ný Polonya’yý iþgal ederek baþlattý. Yine Yugoslavya’nýn parçalanmasý ve iç savaþla bölünmesi sürecinde Almanya’nýn ve oligark Rusya’nýn ortaklýðý vardýr. Bizim ayaða yeni kalkmaya çalýþan Bosna-Hersek’i Almanya ve Rusya ilk önce pahalý doðalgazla boðacaklar sonra pazarýný ve kaynaklarýný ele geçirecekler. Evet, bu kadar basittir bu hesap...
Geçen senenin gaz hesabý þöyleydi; Ýran, Türkiye’ye bin metreküpüne 585 dolar talep ederek gaz satýyor. Bin metreküplük doðalgazýn uluslararasý piyasadaki deðeri ise 400 dolar civarýnda. Rusya’dan da son indirimle 400 dolara gaz tedarik eden Türkiye’nin ekonomik olarak en uygun aldýðý gaz 330 dolarla Azerbaycan gazý olacak ama bu fiyat Doðu Avrupa için de rehber olacak. O zaman Almanya ve ortaðý Rusya’ya gerçek piyasanýn bu olduðunu söyleyeyim. Ama bu da gelip geçici bir durum, çünkü Güney Gaz Koridoru ve K. Irak kaynaklarý, buna baðlý olarak devreye girdiðinde, bu fiyatlar da geçerli olmayacak. Üstelik Türkiye’nin öncülük ettiði Enerji Borsasý gibi kurumsallaþmalar bu fiyat tekelini iyice ortadan kaldýracak.
Þunu söyleyebiliriz: Enerji saflarý belirginleþtiriyor
Bir yanda eski hegemon eþitsiz iliþkilerden baðýmsýzlaþýp kendi zenginliklerini deðerlendirmek isteyen ve giderek güçlenen Azerbaycan gibi ülkeler ve K. Irak Kürt Yönetimi gibi yeni oluþumlar öte yanda yeni bir Avrupa’da kalkýnma ve demokrasi yolu arayan Balkan coðrafyasý var, diðer yanda, demokrasiyi ve barýþý arayan Ortadoðu ve ötesi... Ama bütün bu coðrafya, enerjide, beþeri sermayede, siyasi istikrarda (demokraside) merkez olacak Türkiye’ye bakýyor