Dün sabah erken bir vakitte yazýya oturduðumda sarý rengin hakim olduðu odasýnda melekler gibi uyuyordu.
Giysilerini her gün kim bilir kaç kez asýlý olduklarý yerden çýkarýp yeniden astýðý dolabýnýn, yataðýnýn ve odasýný aydýnlatan küçük avizenin, balkona açýlan kapýyý ve pencereyi örten perdenin rengi sarý..
Odasýnýn kapýsýný sessizce aralayýp yüzüne baktým. Zerdeþt bir cumartesi sabahýnýn keyfini çýkarýyordu.
Bilmem neden, bir an için, onun yüzüne sanki son kez baktýðýmý hissettim. Uzun yýllar sürecek bir yolculuða çýkacak ve beni bazý sabahlar yaþadýðým bu keyiften, onun uyuyan bedenini ve yüzünü seyretmenin mutluluðundan mahrum býrakacaktý sanki.
Bir ayrýlýðýn arifesinde olduðumu fark etmenin yüreðime oturan o büyük acýsý, dayanýlmazdý bu sabah.
Zerdeþt’e verdiðim ama bir türlü tutamadýðým sözler geldi aklýma. Çoðunu zamanla, ben de, o da unutup gitmiþtik. Ama sanýrým Zerdeþt’i anlatan bir kitabý yazmak için verdiðim sözü ne ben, ne o, unutabilmiþ deðildik.
Zerdeþt þimdi 22 yaþýnda. Anlatacak o kadar çok þey birikti ki.
22 yýlda biriken cesaret
Anlatmak, ama nasýl?
Her þeyi anlatabilir insan, içini kelimelere dökebilir, ama anlatmaya karar vermek, cesaretle davranmak, o kadar kolay deðil.
Doðrusunu isterseniz Zerdeþt’in büyük acýlar ve zorluklarla yaþadýðý 22 yýldan ibaret hayatýný kelimelere dökecek kadar cesur davranamadým. Belki bir iki köþe yazýsý..Hepsi bu.
Ama son bir yýl içinde epey cesaret biriktirdiðimi söyleyebilirim.
Sonuç olarak ne yazý ki ona verdiðim sözü, þimdiye kadar tutamadým.
Beni mahcup edecek, kusurumu yüzüme vuracak bir davranýþta bulunmasa da, ona verdiðim sözü tutmadýðýmý, bildiðini biliyorum.
Kitap yazmaya baþladýðým ve bu yüzden onu az çok ihmal ettiðim zamanlarda, yanýma sokulur, merak eden, masum bir yüz ifadesiyle, benden bir açýklama yapmamý beklerdi.
Ýlk kitabýmý, yani Dýjwar’ý yazarken aðzýmdan her nasýlsa çýkývermiþ, bu kitabýn onu anlattýðýný söylemiþtim.
Sonrasýnda yazýlan kitaplarýn da, hep onu anlatan kitaplar olacaðýný sandý. Ama her defasýnda, da hayal kýrýklýðý yaþadý. Hala ona verdiðim sözü tutmamý merakla bekliyor.
Birkaç kez denemedim deðil. Gördüm ki Zerdeþt’i anlatacak bir kitabý yazmaya hiç hazýr deðilim.
Ameliyat son þans
Gönlüm dört baþý mamur bir romandan yana. Ama Zerdeþt böyle bir romanýn keyfini sürebilir mi? Hem kendisinin hem kendisinin olmadýðý bir anlatý onu memnun edebilir mi, bu sorulara zaman zaman verdiðim cevaplardan ben bile tatmin olamýyorken, Zerdeþt’in tatmin olmasýný bekleyebilir miyim?
Bir gün kaldý..
Bir gün sonra, yýllarca sýrtýnda aðýr bir yük gibi taþýdýðý skolyozundan kurtulmak için býçak altýna yatacak. Bu ameliyat onun için bir þans. Daha iyi ve güçlü yürüyebilmek ve skolyozun, yani sýrtýndaki eðriliðin yarattýðý baskýlardan ciðerlerini ve kalbini bir ömür boyu, koruyabilmek için tek ve son bir þans.
Ona inanýyor ve güveniyorum.
Hayata baðlýlýðýný, hayatýn ona sunduðu küçük mutluluklarý büyük bir bahtiyarlýkla karþýlarken gösterdiði gayreti ve cesareti, Zerdeþt bu defa da gösterecek elbette..
Sanki bütün dertler, en olmadýk hastalýklar geldi benim güzel oðlumu buldu.
Doðduktan bir yýl sonra yakalandýðý sendromu taþýyanlarýn dünyadaki sayýsý sadece yedi kiþiydi.
Bu sayý þimdi ne durumda bilmiyorum, bu sendroma yakalanan çocuklarýn sayýsýnda bir artýþ oldu mu, onu da bilmiyorum, ama ilk doktoru Prof. Kalbiye Yalaz’ýn yýllar önce ifade ettiðine göre, bilinen vaka sayýsý bütün dünyada bir kaç yýl önce sadece yediydi. Bu çocuklarýn ikisi Türkiye’deydi, biri Zerdeþt, biri de Ankara’da yaþayan bir baþka çocuk daha.
Zerdeþt konuþamýyor, gözlerinin seyrine doyum olmaz, ama gözyaþý yok, suni gözyaþý veriyoruz.
Üç-dört yaþýndan sonra skolyoza yakalandý.
Korseler, fizik hareketleri filan, yegane tedavi yöntemi bunlardý o zamanlar, ama hiçbir iþe yaramadý ve skolyozun artýþý engellenemedi. Doktorlar ameliyata þimdiki gibi büyük bir þans vermiyorlardý o vakitler. Felç olmasýndan ve ameliyat masasýnda kalmasýndan korkuyorduk. Oðlumuz ne de olsa yürüyordu ve bu bize de ona da yetiyordu.
Cesur ve güçlü ol
Zor zamanlardan geçtik hep beraber. Ayda bir-iki kez geçirdiði epilepsi nöbetleri vücudunda derman, takat býrakmýyordu. Nöbet zamanlarý, kollarýmýzda bir kuþ gibi çýrpýnýp dururdu.
Zerdeþt derdini, acýsýný bir doktora anlatamaz haldeyken, böylesi bir yaþama mahkum olmuþken, bu onulmaz hastalýklarýn her birine karþý olaðanüstü bir direnç gösterdi.
Akalazyasý vardý mesela. Doktoru hastalýðý teþhis edemedi ve Zerdeþt’in yediði her þeyi çýkarmasýný, psikolojik sebeplere baðladý. Konuþabilse derdini anlatabilse her þey bambaþka olabilir, yediði her þeyi kusmasýnýn psikolojik sebeplere dayanmadýðýný anlatabilirdi.
Hiçbir þey yiyemiyor, içtiði suyu bile zor bela yutuyor, gözümüzün önünde eriyip gidiyor ve biz hiçbir þey yapamýyorduk. Tahliller, araþtýrmalar derken akalazya teþhisi konuldu. Yemek borusunu balon yöntemiyle açtýlar. Hiçbir þey yiyemeyen Zerdeþt’e artýk hiçbir þey kafi gelmiyordu. Dört yýl sürmüþ bir açlýk grevinden çýkmýþ gibiydi.. Annesiyle beraber hastanede tam üç ay kaldý ve eve bambaþka bir çocuk olarak döndü.
Bugün, skolyoz için býçak altýna yatacak. Son bir yýldýr skolyoz alanýnda uzmanlýðý ve çalýþmalarýyla bilinen birkaç doktora Zerdeþt’i gösterdik.
Ankara, Ýstanbul ve Bursa’da bu alanda tanýnmýþ, tecrübesine ve bilgisine güven duyulan doktorlardý tümü de. Allah korusun, bizi ömür boyu kahredecek bir sonuçla karþýlaþýrsak keþke þuna da gitseydik dememek, ömür boyu bizi terk etmeyecek bir hayýflanmaya mahkum olmamak ve içimizdeki o endiþenin yüreðimize oturan aðýrlýðýný hafifletebilmek için bütün kapýlarý çaldýk. Zerdeþt’in derdini bazen ben, bazen de annesi Canan anlattý doktorlara, onun derdinin tercümaný olduk. O ise gözlerimizin içine bakýyor, dikkat kesilip konuþulanlarý dinliyor ve her defasýnda da, doktoruna, bir kardeþe, bir babaya sarýlýr gibi sarýlýyordu.
Sonra ellerini yavaþça gevþetiyor ve sýrtýndaki o çýkýntýyý göstererek vücut diliyle ameliyat ricasýnda bulunuyordu.
Siz bu yazýyý okurken biz, Zerdeþt’in on saat kadar süreceði söylenen ameliyattan çýkmasýný bekliyor olacaðýz. Zerdeþt’in sevdiði dostlarla, kardeþler, ablalar ve amcalarla beraber..
Seni bekliyoruz oðlum, rahat ve umutlu, cesur ve güçlü ol.
Canan, Hiwa, Betül ve Burcu, Türkan halan, Abdussamet ve Ömer amcan dýþarýda, ameliyat odasýndan çýkmaný, gözlerini açýp gülümsemeni bekliyor..
Sana sarýlmayý, seni öpmeyi bilsen ne kadar çok özlediler..