Kiþisel geliþim hareketi ve kitaplarý üzerine lehte ve aleyhte tartýþmalar var. Kiþisel geliþim hareket ve kitaplarýný eleþtirenlerin söylemi þöyle; yüzeysel bir þekilcilik, aþýrý popülizm, insaný yeniden þekillendirmede ölçüsüz iddialýlýk, bilimsel dayanaðýn zayýf olmasý, kiþileri baþkalarý yarýþmaya sokmasý, ticari meta haline gelme þeklinde. Bu eleþtirilerde haklýlýk payý olsa da ben kiþisel geliþim hareketi ve kitaplarýnýn bir kýsmýnýn kýymetli olduðu ve bir misyona hizmet ettiði kanaatindeyim.
Kitaplarý içerikleri olarak deðil de fonksiyonlarý açýsýndan sýnýflamak kolay bir iþ olmasa da anlatmaya çalýþtýðým mesele açýsýndan üç farklý kitap türü olduðunu söyleyebilirim. Birinci tür kitaplar, “akademik kitaplar” diyebileceðimiz kitaplar. Bu kitaplar; üniversite gibi kurumlar içinde okutulan, yazarlarýnýn akademisyen olduðu, yayýnlanma sürecinde “basýlmaya deðer olma” açýsýndan eleme sürecinden geçen, dil ve üslubu daha teknik, daha kanýta dayalý ve bilim denen paradigma içinde yazýlmýþ kitaplardýr.
Ýkinci kitap türü ise “düþünce kitaplarý” diyebileceðimiz, akademik bir ortamdan gelmemesine raðmen adýna filozof, düþünür, araþtýrmacý vb. diyebileceðimiz insanlar tarafýndan yazýlan, genellikle sosyal ve siyasal meselelerin anlaþýlmasýna yönelik kitaplardýr. Örneðin Cemil Meriç’in, Roger Garaudy’nin, Aliya Ýzzetbegoviç’in kitaplarýný bu sýnýfta deðerlendirebiliriz.
Kiþisel geliþim kitaplarýný bu iki kitap türünden ayýran iki özellik olduðu kanaatindeyim. Birincisi bu kitaplarýn kiþilerde pozitif bir yönde deðiþim/geliþim yapmak için yazýlmýþ, pratik hayata yönelik öneriler içermeleridir. Ýkincisi ise, dillerinin bireye yönelik ve kolay okunur hale getirilmesidir. Yani akademik kitaplar ve düþünce kitaplarý daha sýnýrlý insan grubu için yazýlmýþken, kiþisel geliþim kitaplarý geniþ halk kitleleri için yazýlýr.
Kanaatimce kiþisel geliþim kitaplarýndan çöp diye bahsedip onlarý kenara atmaktan ziyade, “kiþisel geliþim kitaplarý okuma kýlavuzuna” sahip olmak gerekir. En önemli iþ, çorba ile çorbanýn suyunun suyunu ayýrt etmek. Çünkü bu piyasanýn en büyük problemi çok sayýda yazar olmasý ve bunlarýn büyük kýsmýnýn aktarýcýdan ibaret olmasý. Bir fikri ortaya koyan kaynak kiþiler ve bunlarýn kitaplarý bazen de kurumlarý vardýr. Ýkinci halka da bu fikri farklý tarzda yeniden ele alan eserler vardýr. Üçüncü halka da ve sonraki halkalarda ise bu fikirleri sadece okuyup aktaran kiþiler vardýr. Ýþte bu üçüncü halka ve ötesindeki kiþiler çorbanýn suyunun suyudur.
Örneðin duygusal zekâ kavramýnýn geliþtiricileri John Mayer ve Peter Soloway’dir. Kavramýn bilim dilinden popüler dile aktarýlmasýný ise Daniel Goleman yapmýþtýr. Sonrakiler ise bu kiþilerin büyük oranda tekrarýdýr. Bilim diliyle Soloway’den, popüler dille Golemen’dan okumak anlamlý ve kýymetlidir. Ama eðer üçüncü hatta daha sonrakiler bozulmuþ versiyonlardýr. Bozulma; basitleþtirme, aþýrý iddialý hale getirme, her derde deva etme, kurtuluþ reçetesi haline getirmedir.
Kendini geliþtirme kitaplarýnýn en güzel formlarýndan biri de 20 yýl bir alanda çalýþan bir akademisyenin en son halka yönelik yazdýðý kitaplardýr. Örneðin Mahaly Csikszentmihalyi‘nin Akýþ kitabý; Martin Seligman’ýn Gerçek Mutluluk kitabý, Howard Gardner’in Zihin Çerçeveleri kitabý, Daniel Kahneman’ýn Hýzlý ve Yavaþ Düþünme kitabý bu türün örnekleridir. Bu kitaplar her türlü okumayý hak eder.