Hayatım boyunca hülyalarımdan biri kitap yazmaktı. Kitap yazabilmek bir varoluşsal meseleydi benim içim. Kitap yazmak anlamaya çalışmak ve anladığını anlatmaya çalışmak olarak bakıyorum. Bu sebeple de kitap yazmak benim için hem kişisel bir mesele hem de toplumsal bir mesele. Bugün sizlere kitap yazma motivasyonumu ve metodumu paylaşmak istiyorum.
Kitap yazmada kişisel hassasiyetlerimden biri metoda dayalı kitap yazmaktır. Meselenin temellendirilmesinde, bilginin toplanmasında bir metodoloji olmasını isterim. Bu sebeple deneme tarzı yazmayı sevmiyorum. Yazılarımı toplayarak da kitap yazmıyorum. Aslında kitabımı yazarken, parça parça köşemde yayınlıyorum. Metodu bazen diğer bilimsel bir araştırma formatında yapıyorum. Bazen de klinik deneyim üzerine kuruyorum. Ama derleme kitap yazmamaya çalışıyorum. Bizzat yakından şahit olmadığım, uzmanlığımın olmadığı alanlarda kitap yazmamaya çalışıyorum. Yakından bildiğim, tekrar tekrar şahit olduğum, uzmanlığımın biriktiği alanlarda kitap yazmaya çalışıyorum.
Kitap yazarken öncelikle bir meselemin olması gerekir. Bu mesele kişisel veya toplumsal bir derttir. Ismarlama kitap yazmıyorum. Bu alanda boşluk var diye de kitap yazmıyorum. Kitabın odağı bende mesele haline geldiği zaman kitap yazıyorum. Bu mesele benim zihin dünyamda kendiliğinden dönmeye başlamıştır. Yolda yürürken o meseleyi düşünürken kendimi buluyorumdur. Bu mesele zamanla benim için giderek açık ve berrak hale gelmeye başlamıştır. O zaman o meselede kitap yazma zamanı gelmiştir. Çünkü kitap yazma sürecinin kendisi de meselenin anlaşılma sürecine katkı sağladığını düşünüyorum.
En sevdiğim kitaplar, bir kişinin uzun yıllar bir alanda bilimsel yayın yaptıktan veya uzmanlaştıktan sonra o alanla ilgili kolay okunan tarzda yazılmış kitaplardır. Kolay okunma iki şekilde elde edilmelidir. Birincisi, yazarın zihinsel berraklığından kaynaklanan öz ve kısa yazmadır. İkincisi ise, editörün ve yayınevinin kitabın görsel tasarımı ile yaptığı kolay okunurluktan kaynaklanır. Bu iki şartın başarılmış haline okuyucu dostu kitap diyorum. Kitaplarımda bu iki şartı da oluşturmaya çalışıyorum. Örneğin kendi adıma kitabın mesajının ve içeriğinin yapılandırılmasına oldukça fazla emek veriyorum.
Şimdiye kadar dört kitap yazabildim. İlk kitabım eş seçimi üzerine oldu. Bu kitabı üniversitede verdiğim dersler ve klinik danışanlarımın beni bu meseleye itmesi ile yazdım. Aslında evliliklerle ilgili kitap yazarken bu mesele birden benim de meselem oldu. İkinci kitabım “Mutlu Evliliklerin 7 Özelliği” başlığıyla çıktı. Bu kitapta evlilik terapileri ve mutlu evlilikler alanındaki araştırmamı birleştirdim. Üçüncü kitabımı 25 yıldır ilgilendiğim dissosiyatif bozukluğunun tanı ve tedavisi üzerine oldu. Bu kitapta hedef kitlem psikoterapistler oldu. Bugünlerde dördüncü kitabım “Çocuk Yetiştirirken Travmatik Yanlışlar Geliştiren Doğrular” adıyla çıktı. Bu kitapta da 25 yıldır dinlediğim çocukluk ile ilgili travmatik anıları ve araştırmayla topladığım pozitif çocukluk anılarını bir araya getirdim. Şimdilerde de öfke kontrolü ile ilgili bir kitap üzerine çalışıyorum. Çok şükür.