Rabiatül Adeviyye Meydaný’nda bir pankart: “Bir bakanýn bir devlet baþkanýný görevden alýp onun yerine bir baþkasýný tayin etmesi dünyanýn neresinde görülmüþ?”
Öyle ya; Mýsýr’ýn seçilmiþ cumhurbaþkaný Mursi’nin azledildiðini ve Anayasa Mahkemesi Baþkaný Mansur’un geçici olarak cumhurbaþkanlýðýna getirildiðini ilan eden Sisi, alt tarafý savunma bakaný.
Ama “dünyanýn neresinde görülmüþ” diye sormayý gerektiren asýl mevzu, uluslararasý sistem aðalarýnýn Sisi vasýtasýyla gerçekleþtirdikleri karþý devrim hamlesini mümkün kýlan kitlesel dangalaklýktýr.
Þöyle ki: Sokaktaki Mursi muhaliflerinden kime sorsanýz, muhalefetinin sebebini elektrik kesintileri ve benzin kýtlýðý ile izah ediyor. Sonra da bilgiç bilgiç saçmalýyor: “Bu Mursi var ya, bütün petrolümüzü Gazze’ye gönderdi.”
Gülmeyin!
30 Haziran Devrimi dedikleri askeri darbe gerçekten bu akýl almaz dangalaklýk üzerinde yükseldi.
Tamamýna yakýný eski rejim kalýntýsý olan ve bir kýsmý da Hüsnü Mübarek diktatörlüðü yýkýldýktan sonra devrim sürecinin içine tükürmek için liberal kýlýklý faþist emperyalistler tarafýndan kurulan yahut kurdurulan medya organlarý aylardýr “Mursi petrolümüzü Filistinlilere peþkeþ çektiði için karanlýða gömüldük ve dahi yaya kaldýk” diye tezvirat yapýyordu, milyonlarca salak kardeþimiz de “Ama nasýl?” diye sormadan bu yalana inandý.
Ýskenderiyeli yoldaþýmýz Cemal anlatýyor: “Benim akrabalarým da Mursi’ye karþý ayaklandý. Siyasi mülahazalarla deðil, sadece elektrik kesintileri ve benzin kýtlýðý yüzünden. Petrolümüzün Gazze’ye gittiðine ve bu yüzden maðdur olduðumuza onlar da inanmýþtý. Yahu, diyordum, Gazze’nin nüfusu topu topu 1 milyon 900 bin. Her Gazzeli’ye bir varil petrol verilmiþ olsaydý bile Mýsýr böyle bir sýkýntýya girmezdi. 80-90 milyon nüfusumuz var; bizim 50’de birimiz kadar olan Gazzelilere petrol yardýmý koca Mýsýr’ý nasýl felç eder? Ne desem inandýramadým. Ama askeri darbe olur olmaz elektrik kesintileri sona erip benzin istasyonlarýndaki uzun araba kuyruklarý da aniden yok olunca, ‘Hani bütün petrolümüz Gazze’ye gitmiþti, bir günde nereden geldi bu bolluk’ diye sordular tabii.”
Cemal’in akrabalarý gene insaflýymýþ. Askeri darbenin üzerinden iki hafta geçmiþ olmasýna raðmen hala bu soruyu sormayan bir sürü Mursi muhalifi var. Keþke imkan olsa da bu askeri darbe parantezi kapandýktan sonra Mýsýr’da o dangalaklarýn eskisi gibi þedit bir diktatörlüðe mahkum olarak yaþayacaklarý özerk bir bölge filan kurulsa!
Nasýr, Sedat, Mübarek diktatörlüklerine tahammül etmekte -dile kolay, 60 sene!- hiç müþkülat çekmeyen ve fakat Mursi’ye bir sene bile tahammül edemeyen, eski rejimin ihyasýna adanmýþ derin devletin kuþatmasý altýndaki Mursi’ye bu kuþatmayý yarýp vaziyete hakim olmasý için fýrsat tanýmaya yanaþmayan, elektrik ve benzin sýkýntýsý gibi sorunlarýn Mursi’den deðil Mursi’yi ve onun þahsýnda devrimi hedef alan sabotajcýlardan kaynaklandýðýný göremeyen “Mýsýr’ý sömüren Filistinlilere ve Suriyeli mültecilere hadlerini bildirmek”ten dem vuracak kadar alçalabilen bu güruhu demokratik muhalefet gibi takdim ederek yücelmek CNN’e filan çok yakýþýyor, ama bu manzara orta yerde dururken bize “Mursi bu iþi beceremedi, Ýhvan bu iþi yüzüne gözüne bulaþtýrdý, Mýsýrlý Ýslamcýlarýn hatalarýný konuþmalýyýz her þeyden evvel” demek bile yakýþmaz. Þimdi apaçýk bir haksýzlýða kayýtsýz þartsýz karþý koyma zamaný.
Yine de Musi’yi eleþtireyim biraz: Tantavi ve daha birkaç subayý görevden almakla yetinmeyip ordunun tepesine binmeliydi. Polis teþkilatýyla ve elbette muhaberatla adamakýllý uðraþmalýydý. O 48 saatlik ültimatom verildiði anda Sisi’yi ve yanýndaki hainleri görevden almalýydý... Geç olsun, güç olmasýn. Ýnþaallah en kýsa zamanda cumhurbaþkanlýðý görevine döner ve gerekeni yapar. Yapacaktýr zaten. Ve kimse de kalkýp “Sen ne yapýyorsun” diye itiraz edemeyecektir. Daha evvel, Anayasa Mahkemesi Baþkaný’ný karþý devrimci olduðu gerekçesiyle görevden almaya teþebbüs ettiðinde “Baðýmsýz yargýyý ele geçirmeye çalýþýyor, vay diktatör vay!” demiþlerdi. Yüksek Askeri Konsey Baþkaný Tantavi’yi görevden aldýðýnda da “Devrimin önünü açan ve milli iradeye saygýsý dillere destan olan ordumuza nasýl potansiyel tehdit muamelesi yapar?” diye isyan etmiþlerdi. Þimdi ordunun hür seçimlere saygýsýzlýðý ve Anayasa Mahkemesi’nin de askeri darbe þakþakçýlýðý resmiyet kazandýðýna göre, tiyatro bitti. Demokratik temizlik harekatýnýn önü açýldý.
“Ýyi ama Tahrir’de Mursi’ye karþý o kadar adam toplanmýþtý, askerler o kalabalýðýn sesine kulak verdiler, sizin askeri darbe dediðiniz þey aslýnda halk kitlelerinin omuzlarý üzerinde yükselen bir harekettir” falan filan; öyle mi? Öyleyse þimdi buyurun
Rabiatül Adeviyye Meydaný’ndan, Nahda Meydaný’ndan, Ramses Meydaný’ndan yakýn. Kalabalýksa, Tahrir’deki o güruhu 10’a katlayan bir kalabalýk.
Ýsyansa, Tahrir’’deki “Bütün petrolümüz Gazze’ye gidiyor” dangalaklýðýna karþý dört baþý mamur ve evrensel geçerliðe sahip adamakýllý bir isyan. Mýsýr ordusu büyük kalabalýklar ne diyorsa onu yapýyor madem, buyursun þimdi hemen Mursi’yi serbest býraksýn ve askýya aldýðýn ilan ettiði anayasaya baðlýlýk yemini edip meþru cumhurbaþkanýnýn önünde el pençe divan dursun!
“Ama olmaz ki... Her kalabalýk toplandýðýnda yönetim deðiþmez ki...” Öyle mi?
Peki o kalabalýk toplanýnca deðiþiyor da bu kalabalýk toplanýnca niye deðiþmiyor?
Çünkü o kalabalýk postal yalayýcý bir kalabalýktý, bu kalabalýk ise hür seçimlerin sonuçlarýna saygýyý veya en azýndan tahammülü telkin eden bir kalabalýk. Uluslararasý sisteme ve onun Mýsýr’daki uþaklarýna ters.
Üç gün boyunca aralarýnda bulunmaktan þeref duyduðum Rabiatül Adeviyye ahalisine ve Mýsýr’ýn bütün hakiki devrimcilerine selam olsun.
Konuya devam edeceðiz inþaallah.