Suruç’ta bir canlý bomba kalabalýðýn arasýna girip kendini patlattý. 30 vatandaþýmýz öldü 100 civarýnda yaralýmýz var. Suruç dediysem Kobani’nin kardeþi hani. Bu saldýrý ile Türkiye’nin sýnýrlarý içine uzun süreli büyük bir kitlesel terör tohumu atýlmýþtýr.
Devlet, siyasetçisi ve bürokratýyla güçlü þekilde yaþanan vahþeti doðru okumazsa sýkýntýlý günler kapýmýzda demektir..! Olayýn ilk bilgilerine göre tek bir olaðan þüpheli var IÞID/DAÝÞ terör örgütü.
Baðdat’ý bayram günü kana bulayanlar, Suruç’u bayramýn hemen ardýndan kana buladý.
Milletimizin baþý saðolsun.
Serinkanlýca düþünüp, bu vahþet üzerinden fay hatlarýmýzýn tekrar harekete geçmesini mutlaka engellemeliyiz.
Bu kadar heveskar olmak niye
Ak Parti CHP koalisyonu için her çevre kendi bildiði yöntem ile destek atýyor. Kim hangi konunun uzmanýysa o mesele üzerinden Ak Parti CHP koalisyonuna zorluyor.
Bunlarýn bazýlarý Ak Parti içinden. Kimileri eski güçlerini yeniden elde etmek maksadýyla konuþuyor da konuþuyor. Mesela diyor ki, “Kimse Cumhurbaþkaný’na ‘Meydanlara inme, açýlýþ yapma’ diyemez.”
Aslýnda demek istiyor ki, “Bana býraksalardý meydanlara çýkmasýný engellerdim.”
Kimse bu?
Devam ediyor, “Fakat o açýlýþlarýn, o meydanlara inmenin Ak Parti’ye oy isteme amacýna yönelik olduðu algýsý, bu propagandanýn zemin bulmasý Ak Parti’ye yaramamýþtýr. Bu zaten kamuoyu araþtýrmalarýyla ortaya çýkmýþ bir þey.” Yani demek istiyor ki, “Sen otur oturduðun yerde. CHP’nin dediði gibi anayasal sýnýrlarýna çekil, biz de iþimize bakalým(!)”
Yok ya!
Diyor ki, “Sayýn Baþbakan, bu seçim sonuçlarýyla en azýndan þimdilik baþkanlýk sisteminin vatandaþýn gündeminde olmadýðýný ortaya koyduðunu ifade etti.” (Sayýn Davutoðlu’nun TRT’de seçim sonrasýndaki açýklamalarýný hatýrlatýyor.)
Demek istiyor ki “Ne baþkanlýðý? Kimse baþkanlýk filan istemiyor!”
Oysa bu seçimin Ak Parti açýsýndan ana fikri “Baþkanlýk” filan deðildi! Bu seçimin Ak Parti için aslýnda ana fikri de yoktu zaten... Zira CHP’nin popülist politikalarýnýn arkasýna takýlan da HDP’nin gündemine ayak uydurmak isteyen de Ak Parti’ydi! Nihayetinde dileðini de açýklýyor zaten gazetenin manþetine de öyle yansýmýþ,
“CHP ile yürür.”
E hayýrlý olsun, hayrýný görün!
Gazeteciliðine güvendiðim bildiðim bir yazar topa girmiþ diyor ki, “Ak Parti-CHP koalisyonunun sunacaðý çok büyük fýrsatlar var. Ama, iki partinin önünde de mayýnlý bir arazi duruyor.”
Yani?
Yani diyor ki, “17/25 Aralýk darbe teþebbüsünü Erdoðan püskürttü ama bugün CHP koalisyonu için bakanlarý kurban verebilirsiniz.”
Yani diyor ki, “Ak Parti CHP koalisyonu olmazsa olmaz. Olmalý ve bu oluþla Türkiye büyük çýkmazdan kurtulur!”
Bu açýklama ve yazýlardan sonra bir de Salih Tuna’nýn þu tespitini aktarmalýyým: “Hedefleri tek: Ak Parti’yi “ruhundan” yani Sayýn Erdoðan’dan koparmak, uzaklaþtýrmak.
***
Soru þudur: Ak Parti’nin ‘ruhunu’ savunmak/sahip çýkmak için bir planý, projeksiyonu, programý var mý?
Varsa, bütün hile ve desiselere raðmen yoluna devam eder, yoksa ‘yol ayrýmýna’ geldiðinin resmidir.” (19 Temmuz 2015 Yeni Þafak)
Meali þudur: Ruhu olmayan, cesettir! Ruhuna sahip çýkan diri kalýr. Yoksa yol ayrýmý kaçýnýlmazdýr.
Maazallah!
Peki içimin karardýðý tam da bu noktada Haþmet Babaoðlu ne diyor bu olup bitenlere?
“Neymiþ? Meðer koalisyon bir mecburiyet veya sandýk cilvesi deðil, bazý kesimlerin gönlündeki hayalin ta kendisiymiþ...” (19 temmuz 2015 Sabah)
Þimdi merak ettiðim þu: Ak Parti’nin kurucusu Recep Tayyip Erdoðan’dan özellikle bazý Ak Partililerin ne istediðini bilen var mý?
“Senin sýran geçti, sýra bizde” diyorsanýz... Vah!