Kamusa göre deðil fakat felsefeye göre 'cehalet' bilgi eksikliðinden ziyade, azgýn davranýþ bozukluðu olmalý. Bilgisizliðinin farkýnda olmak bile cehaletten çýkýþ yolu sunar insana. Felsefeye göre demem kamufle çabasý aslýnda, döneminin bilgini 'Ebu'l Hakem'i Ebucehil diye niteleyen 'hakikat'tir felsefe diye kamufle ettiðim.
'Evimizin' baba direði vurulmuþtur, balkondaki saksýlar düþüp kýrýlacak, güller, laleler, begonyalar, fesleðenler de kýrýlacak, solacak, kuruyacaktýr.
Bu ülkenin ilk ve acil, mühim deðil ehem, asýl derdi eðitimdir. Bunu hangi dilde anlatmalý da önemine uygun alarm durumuna geçebilmeliyiz, bilemiyorum. Durumun aciliyetini idrak ediyor ve kýrmýzý alarma çaðýrabiliyoruz sadece, yapabildiðimiz bu.
"Çocuklar bize eðitimsiz hayvanlar olarak geliyorlar, biz onlarý eðitimli hayvanlar olarak sokaða salýyoruz" dediðinde çok kýzdýðým ilkokul öðretmeninin, aslýnda acýsýný dile getirdiðini sonradan anladým. Kýzmak yok, durum budur. Buradaki amaç 'çocuk-hayvan' yakýþtýrmasý deðildir. Eðitim-okul ikilisini de aþan bir derdi dile getirmiþ aslýnda öðretmen.
Eðer vicdaný hür kendi hür, milli ve manevi deðerleri ile barýþýk nesiller yetiþtiremiyorsak hiçbiri iþe yaramayacaktýr.
Ne zaman milli ve manevi deðerleri öðreten öðretmenler bir þeyler yapmaya çalýþsa hemen kahraman medyamýz (!) tarafýndan sanki bir suç iþliyormuþ gibi afiþe edildi.
Ne zaman milli ve manevi deðerleriyle barýþýk gençler okumaya çalýþsa baþörtüleri bahane edilerek ilim yuvalarýndan yaka paça dýþarý atýldý.
Ne zaman eðitim kitaplarýnda Allah'tan ve inanç deðerlerinden bahsedilecek olsa kýyametler koparýldý.
Bunlarýn yerine "cinsiyet eþitliði" adý altýnda ne idüðü belirsiz öðretiler sokulmaya çalýþýldý okullara!
Tarih: 1200'lü yýllarýn sonu.
Yer: Þeyh Edebali tekkesi.
Tekkeyi ziyaret eden genç, gece konaklamak için girdiði odada duvarda bir Kur'an'ý Kerim'in asýlý olduðunu görür. Genç, kutsal kitabýmýza olan saygýsý nedeniyle bütün geceyi uyumadan, ayakta geçirir.
Tarih: 2022.
Yer: Bir okulun koridorlarý.
Koridorda dolaþan bir genç kutsal kitabýmýz Kur'an'ý Kerim'e tekme atarken görüntülenir. Bu korkunç suçu iþlerken yalnýz da deðildir.
Kur'an karþýsýnda el pençe ayakta bekleyen genç daha sonra cihana hükmedecek olan koskoca bir imparatorluðun temellerini atar. Onun Kur'an karþýsýnda el pençe divan durmasýna karþýlýk soyundan gelenlerin karþýsýnda yüzyýllarca el pençe divan durulur!
Bir zamanlar Kur'an'a olan saygýsýndan dolayý kýyamda bekleyen bir gençlik yetiþtirmiþ bu millet, Kur'an'a tekme atma gafletinde bulunan bir gençlik yetiþtirmeyi nasýl becerebildi!
Ýki olayýn da geçtiði yer bir ilim yuvasý oysa.
Eðitim konusunda, Korona'da 'gavurun' dünyayý nasýl seferberlik altýna aldýðýný hatýrlayýp, en azýndan 'öyle' bir depreþim içine girerek baþlayalým bu iþe. Yoksa, meselenin milyon veçhesinden herhangi bir veçhesine çözüm üretmeye çalýþmak, çöle bir bardak su dökerek orman elde etmeye benzeyen sonuçsuz bir uðraþ olarak kalacak.
Ailenin geçiminden baþlayýp sokaklara etki eden herkesin davranýþlarý, ekranlardan gösterilen her þey, kurumlarýn her iþi, devletin her uygulamasý çocuk-gelecek yetiþtirmeye odaklý þekilde, istikrarlý bir program olarak ele alýnmadýkça, yaprak yaprak solmaya, kök kök kurumaya, orman orman yanmaya devam edeceðiz. Ve evet, sonunda bizden eser kalmayacak.
Öðretmenler, öðrenciler Kur'an'a, Muhammed'e (as) kayýtsýzsa, bütün okullar gýcýr gýcýr olsa ne yazar!
Gelin, eðitimi konuþalým; basýn açýklamasýyla, sahne mikrofonuyla, tweetle deðil, kahrýmýzý-sabrýmýzý, hasretimizi-rüyamýzý, malýmýzý-borcumuzu, her þeyimizi ortaya koyarak, pansumanda kalmayacak þekilde, varoluþ hakikatimizden hiza alarak eðitimi konuþalým.
Þu an yaþadýðýmýz hayat, muhtemelen bize düþman birilerinin on yýllar önce tasarlayýp, bilerek bilmeyerek bize dayattýðý bir eðitim programýnýn sonucudur. Muhtemelen pek çok merkezde kurgulanan bir hayatý yaþýyoruz.
Çocuk 'Kitap'a tekme atmýþ, bu bir sonuçtur. Bu sonuçla, anlýk bir depreþme oldu, bir süre sonra geçecek. Arsýzýn yüzüne atýlan fiske gibi.
Hâlbuki bu depreþim, evimizin önüne gelmiþ cani bir güruhun evimizde oluþturacaðý, namus, can, mal korkusu gibi bir korku olmalý, en azýndan. Evet, en azýndan, çünkü o cani güruhu oluþturanlar artýk evlerin içinde. Annesini-babasýný, eþini-çocuklarýný doðramaktan tutun da nicesine, 'tehlike' evlerin içinde artýk!
Ýngiliz Baþkanýn söylediði yüz yýl sonra gerçekleþiyor nitekim: "Biz bu kitabý, ellerinden almadýkça, yeniden derlenip toparlanýrlar."; iþte o Kitap'ý elimizden almýþlar.
Bilinen bir gavur, sýklýkla Kitap'ýmýzý yakýyor, iþte elimizde kalan Kitap'a eðitimli çoluk çocuðumuzun yaptýðý!
Bu çocuklara kýzalým elbette, fakat biz eðittik, unutmayalým.
Çuvaldýzý önce kendimize batýralým canýmýz yansýn!