Bugün sizinle ABD’ye yolu düþen bir iktisat tarihçisinin izlenimlerini paylaþacaðým. Mesai arkadaþým Dr. Mehmet Hakan Saðlam’ýn yolu ABD’ye düþtü.
Bir iktisatçýnýn bir iktisatçýya vereceði en güzel hediye, gittiði yerlerde ‘ne olup bittiðini’ anlatmasýdýr. Mehmet Hoca saðolsun izlenimlerini bana yolladý; gerçekten hediye gibi... Sizinle de þu seçim öncesi paylaþayým dedim ki, bakýn görün nasýl bir tarihi eþikteyiz... Önce güncel izlenimler sonra tarih... Buyrun:
ABD’nin þimdiki hali
‘Hocam, ABD hakkýnda bazý görüþlerimi yazacaðým. Burada insanlar resmen sefilleri oynuyor. Dün Philadelphia’da bir þapkacý ile bugün de bir sokak köþeþinde minibüs içinde dondurma satan Eritreli bir aile ile konuþtum. Buraya geleli üç yýl olmuþ. Karý koca çalýþýyor üç çocuklarý var. Çocuklar devlet okuluna gidiyor ana sekiz yaþýna kadar ücretsiz ondan sonrasý paralý.
Bu aile dondurna satmak için belediyeye ayda 470 dolar iþgaliye, 170 dolar otopark parasý, yýllýk 200 dolar itfaiye harcý, kiþi baþý yýllýk 2.000 dolar sosyal güvenlik primi ödüyor. Kadýn hamile, doðum ocak ayýndaymýþ hastaneye 14 bin dolar ücret yatýrmasý gerekiyormuþ.
Emeklilik ona sadece 300 dolarlýk aylýk bir gelir saðlýyor.
Dün akþam Beyaz Saray’ýn hemen arkasýnda bir Çin Mahallesi var, orada yemek yedik. Saat 8 olup hava kararýnca her apartmanýn giriþinde bir evsiz yatmaya baþladý. Sadece bir sokakta 4 evsiz yatýyordu. Dondurmacýnýn 12 yaþýndaki kýzýnýn geçen ay kolu kýrýlmýþ, alçýya sarmaya 1.550 dolar ödemiþ.”
Bunlar Mehmet Hoca’nýn güncel ekonomi izlenimleri, yorumu size býrakýyorum. Þimdi tarih kýsmýna geçiyoruz, bunun için de Washington’dan Orlando’ya gidelim.
Biz nasýl kaybettik...
“Orlando’da diðer tüm Amerikan þehirlerinde olduðu gibi tarih sýfýr. Bizdeki tarihin yüzde biri demeyeceðim, onbinde biri bile bunlarda olsa yapacaklarýný tahmin bile edemiyorum.
Fatih Sultan Mehmet 1453’te Ýstanbul’u fetheder. Yaptýðý iþlerden ilki þehirde ticaret ile uðraþan Cenevizli tüccarlara vergi muafiyeti tanýmasý olur. Çünkü ticaretin bir kenti ayakta tutan en önemli unsur olduðunu çok iyi biliyordu. O sýrada henüz Ümit Burnu keþfedilmemiþti. Hint ve Çin’den kervanlarla taþýnan Uzakdoðu’nun eþsiz baharatlarý, bizim Ýpek Yolu ismini verdiðimiz güzergahý takip ederek Ýzmir, Ýstanbul ve Kefe limanlarýna geliyor, buradan da Venedik ve Cenovalý tüccarlarca Avrupa’ya taþýnýyordu. Osmanlý bu transit ticaretin devam etmesini istiyordu çünkü Ýpek Yolu güzergahýndaki derbentlerde, pazarlarda ve limanlarda önemli bir vergi tahsilatý elde ediyordu. Derken 1488 yýlýnda beklenmedik birþey oldu ve Portekizli kaþif Bartolomeu Dias, Afrika’nýn en güneyinde bulunan bizim Ümit Burnu dediðimiz, Batýlýlar’ýn Cape of Good Hope, Portekizliler’in ise Fýrtýnalar Burnu (Cabo das Tormentas) adýný verdiði ve o güne kadar hiçbir Batýlý denizcinin geçmediði noktayý keþfetti. Ve bu keþif bir anda dünya ticaret aðýnýn Ýpek Yolu ve Anadolu coðrafyasýný terk edip, açýk denizlere kaymasýna yol açtý. Binlerce yýllýk geçmiþe sahip Ýpek Yolu bir daha hiçbir zaman eski önemini kazanamadý ve bu güzergah üzerinde bulunan ülkeler, þehirler, kasabalar, kavimler, medeniyetler, tüccarlar gittikçe fakirleþti ve sonraki on yýllarda tarih sahnesinden silinip gitti.
Osmanlý Devleti’nin yaþam seyrini Kuruluþ dönemi, Yükseliþ Dönemi ve Gerileme Dönemi diye üç evreye ayýran ve gerileme dönemini 1699 Karlofça Anlaþmasý’ndan baþlatan bizim dünyadan habersiz tarihçi pesventelerimiz, ekonomi ile politikanýn, ekonomi ile devlet gücünün birbirinden baðýmsýz olmayacaðýný bilemeyecek kadar beyinsizdir.
Osmanlý’nýn gerileme dönemi aslýnda Ümit Burnu’nun bulunmasýyla birlikte baþlamýþtýr. Bundan sonra dünyada kurallar deðiþmiþ, donanma kimde ise para o toplumun eline geçmeye baþlamýþtýr. Deniz yolu ile çok miktarda mal hýzlý bir þekilde Uzakdoðu limanlarýndan Avrupa’ya taþýnmýþ, buna baðlý olarak Avrupa’da bankacýlýk ve sigortacýlýk sektörleri geliþmiþtir. Fatih Sultan Mehmet döneminde bir Venedik altýný, 12 Osmanlý akçesine karþýlýk gelirken, Ümit Burnu keþfedildiðinde iktidarda olan 2. Bayezid döneminde ise bir Venedik altýný 60 Osmanlý akçesine karþýlýk gelmeye baþlamýþtýr. Osmanlý gümüþ parasý olan akçenin o yýllarýn dolarý olan Venedik Altýný karþýsýnda deðer kaybetmesinin nedenleri arasýnda; Fatih’in siyasi güç ve otoritesinin belli bir senyoraj gelirine sebep olmasý gösterilebilir. Ama asýl sebep bozulan dýþ ticaret dengesi ve Ýpek Yolu ticaretinden elde edilen onlarca çeþit vergi kaleminin ortadan kalkmasýndan dolayý Osmanlý devlet bütçesinde yaþanan ilk ve kalýcý açýklardýr. Neyseki Osmanlý provizyonist iktisat politikasý uygulayarak dýþ ticaret açýklarýný ortadan kaldýrmayý, bu tarihten baþlayarak Baltalimaný ticaret anlaþmasýnýn imzalandýðý 1838 yýlýna kadar baþarmýþtýr. Kafalarýna göre tarihsel evreler yaratmaya alýþýk olan Cumhuriyet tarihçileri þu yazdýðým konularýn bir tekini bile çoðu intihal olan kitaplarýnda zikretmemiþlerdir bile... Evet Orlando’da tarihten eser yok. Fakat milyonlarca kiþiyi çizgi film karakterlerinin peþinden buraya getirmeyi baþarýyorlar. Bizde ise binlerce yýllýk tarih ve medeniyet birikimi var fakat elimizdeki mirasýn deðerini bilmiyoruz.
1453-1946 ve 2014
Cumhuriyetin korkak ve dirayetsiz lider bozmalarý, yýllar boyu bu milletin özgüvenini yok edip ayaklar altýna aldýlar. Dünya yanarken, etrafýmýzda kan gövdeyi götürürken, Ýsrail Araplarla savaþýrken, Filistinlileri katlederken, Fransýzlar Suriye’yi, Ýngilizler Musul, Kerkük, Baðdat ve Basra’yý iþgal ederken, devlet adamý vasfýný zerre kadar haketmeyen vatan haini yöneticilerimizin tamamý ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ safsatasýyla Ankara’da keyif içinde rakýlarýný zýkkýmlandýlar.
1453’te Venedik ve Cenovalý tüccarlara vergi muafiyeti tanýyýp, Kostantiniyye’yi önemli bir ticaret merkezi haline getiren Fatih’e karþýlýk, aradan 493 geçtikten sonra 1946 yýlýnda Varlýk Vergisini çýkarýp kendi vatandaþlarýnýn malýný mülkünü gasp eden, ticaret hayatýný bitiren ve Erzurum Aþkale’ye taþ ocaklarýnda çalýþmaya gönderen zihniyet bunun en açýk göstergesi deðil mi?”
Ýþte böyle; tam þimdi Türkiye, kendi vatandaþlarýný Aþkale’ye taþ ocaklarýna gönderen faþist zihniyeti 10 Aðustos’da bir kez daha mahkum edecek ve tarihin çöp sepetine yollayacak ama öte yandan, Osmanlý’nýn deniz yolu ticaretini ýskalayarak kaçýrdýðý tarihi fýrsatý, þimdi Türkiye, Doðu Çin Denizi’ne uzanacak hýzlý tren hatlarý ve hava yolu trafiði ile yeniden ele geçiriyor. Tarih yazýlýyor mu þu günlerde; evet!