Her darbe, yurttaþlarýn siyasal iradesinin silah zoruyla yok sayýlmasý anlamýna gelir. Her darbe, halk için neyin iyi olduðuna bir avuç insanýn karar vermesi demektir. Her darbe, siyasetin, ekonominin hatta toplumsal yaþamýn “bize raðmen bizim için” düzenlenmesi amacý taþýr.
Her darbe, siyasal partileri, sivil örgütleri, toplumsal giriþimleri yok sayar; onun yerine darbecilerin karar verdikleri bir siyasal form zor kullanýlarak topluma kabul ettirilmeye çalýþýlýr.
Her darbe, ülkenin doðal seyir içindeki deðiþim ve dönüþüm süreçlerini bozar, siyasetin yasal ve meþru yöntemlerle þekillenmesine engel olur, demokrasiye ket vurur. Sonuçta “bizim” için yapýldýðý iddia edilen her darbe, en fazla “bizi” mahveder.
Her darbe, darbeyi meþru kýlacak gerekçeler üretir. Ya Türkiye Sovyet bloðuna kaymaktan kurtarýlýr, ya kardeþin kardeþi öldürmesine engel olunup “huzur ve güven ortamý” saðlanýr, ya da “Türkiye Ýran olmasýn” diye mecburen müdahale yapýlýr.
Benzerlikler-farklýlýklar
Her darbe bir süreçtir. Önce siyasi cinayetler iþlenir, iktidarýn itibarsýzlaþtýrýlmasýna yönelik giriþimler olur, alaþaðý edileceklerin ülkeyi felakete götürdüðü algýsý yaratýlýr ve tabi bu ortam terör, tedhiþ ve çatýþma olaylarýyla da taçlandýrýlýr.
Sonra silahlý güçler alana iner, hedefi bertaraf eder; sonra da “yeni düzen” kurmaya baþlar. Süreç, yeniden seçimler yapýlýp toplum darbecilerin gösterdiklerini deðil, darbe maðdurlarýný iktidara taþýdýklarýnda sonlanýr.
Her darbenin dýþ baðlantýsý bulunur. Darbeciler iktidara geldiklerinde kendilerinin “siyasal muhatap” olarak kabul edilmelerini garanti altýna alýrlar. Bu garanti iliþkisi, devirecekleri yönetimin yapmadýklarýný yapma sözü vermekle mümkün olur.
Ancak 15 Temmuz’u farklý kýlan durumlar bulunuyor.
Önce darbe yapýp sonra kurumlarý ele geçirme yerine, önce kurumlarý ele geçirme, sonra darbe yapma yöntemi uygulandý. Emniyet güçleri örgütleri kendine uygun hale getireceðine, bir örgüt, FETÖ, bu güçleri kendine uydurmaya çalýþtý.
Önceki darbeler, meþruiyeti içeride ararken, bu sefer meþruiyet önce dýþ dünyada arandý. Ýktidarýn hem Avrupa hem ABD ile iliþkilerinin kötüleþmesi için epeyce çaba sarf eden FETÖ, bunu Arap direniþleri ve Suriye krizi sürecinde Türkiye’nin politikalarýnýn “müttefiklerin” çýkarlarýyla uyuþmamasý üzerine inþa etti.
Hesaplanmayan toplum
Dýþ dünyada FETÖ ile çalýþan çevreler, “Türkiye Rusya eksenine kayýyor” teklifini memnuniyetle kabul ettiler; zira bu durum Türkiye’yi kurtarmak için iyi bir neden olarak görüldü.
Süreci kesintiye uðratan ise, toplumun hesaba katýlmamasý oldu. Türkiye “kurtarýlmaktan” býkmýþtý. Kendisine raðmen kendisi için iyilik yapýlmasýndan yorulmuþtu. Bir tank gördüðünde arkasýndan nelerin geleceðini biliyordu. Hele ki kendi askerinin kendisine silah çekmesinin hiç kabullenilemeyeceði öngörülmedi. Kurumlar direndi, insanlar kendini namlularýn önüne attý.
Bunlarý yaþandýðý için kýzgýnýz, þehitler verdiðimiz için üzgünüz, direnen bir toplum olduðumuz için gururluyuz.
Bu süreçte þehit olanlara Allah’tan rahmet, gazilere þifa diliyoruz; tüm direnenler sayesinde darbeyi atlattýk. Ancak süreç henüz tamamlanmamýþ olabilir. Darbeyle yaratýlmasý öngörülen tahribat, baþka yöntemlerle sürdürülebilir; sivil alanýnýn daraltýlmasý baþka usullerle teþvik edilebilir, iktidar hatalara zorlanabilir, toplumsal yarýlmalar mümbit bir arazi olarak kullanýlabilir.
Yapýlacak olan, 15 Temmuz’u unutmamak ve bundan sonra bu tür giriþimlerin akýllardan bile geçemeyeceði yapýsal dönüþümü saðlamaktýr.