Klasik bir derbi

Fenerbahçe derbinin ilk yarısı itibariyle ezeli rakibi Galatasaray’a karşı agresif oynayarak, önde baskı yaparak, prese dayalı oyun disiplininden kopmayarak, Gökhan Gönül ve Caner ile de sağlı sollu akınlar gerçekleştirerek çok üstün gözüktü. Muslera’dan dönen bir topta da Diego’nun mükemmel gol şutu ile ilk yarıyı önde bitirdi.

İkinci devrede ise Galatasaray üstünlüğü ele aldı. Çok adamla Fenerbahçe’nin üstüne geldi. Olağanüstü baskı kurarak gol arayışlarında bulundu. Fenerbahçe ise bu görüntü içinde skoru koruma adına kendi yarı alanına çekilerek rakibin hücumlarını karşılamaya çalıştı. Bu arada pas hataları Fenerbahçe adına kendisini göstermeye başlayınca duran toptan da Olcay’ın kafa golüyle maç eşitlenmiş oldu. Fenerbahçe savunmasının uzun adamlarının arasından Olcay gibi kısa bir futbolcunun kafa golüne izin verilmesi de sorulması gereken bir soru. Eğer Fenerbahçe ilk yarıdaki oyununu ikinci yarıda tekrarlama adına bir varlık gösteremiyorsa o zaman sonuca da razı olmak  zorunda kaldı. Markoviç’e bakıyorum, birşeyler yapmaya çalışıyor gözüküyor. Ama her girişimi neticesiz kalıp bal yapmayan arı görüntüsü içine giriyordu. Van Persie ise oyunda kaldığı süre içerisinde hiçbir varlık gösteremedi. Yerini ikinci yarıda Fernandao’ya bıraktı.

Kadıköy’de 16 yıldır Galatasaray karşısında üstünlüğü bulunan Fenerbahçe bu maçta özellikle ikinci yarıda bekleneni veremeyince galip gelme şansını iyi kullanamamış oldu. Klasik derbi görüntüsündeydi maç... İlk yarı Fenerbahçe ikinci yarıda Galatasaray üstünlüğü ile oyun bitmiş oldu..

Maçın hakemi Fırat Aydınus çok fazla hata yapmadan bu derbi maçını gerektiği şekilde yönetti. Bana göre maç sonrasındaki hakem eleştirilerine de maruz kalmamış oldu.