Kobani hala bir fýrsat olabilir

Eðer Türkiye’nin Kürt sorununun çözümünü engelleyen biri ya da bir þey varsa, onun IÞÝD tehdidi olduðunu söyleyebiliriz. IÞÝD’in bölge ve aslýnda dünya için bir tehdit olarak ortaya çýkýþý çözüm sürecindeki tüm dengeleri ve beklentileri deðiþtirdi.

Çözümden anlaþýlan PKK’nýn silahsýzlanmasý karþýlýðýnda siyasete alan açýlmasý, Kürtlerin haklarýnýn Türkiye tarafýndan tanýnmasý, ileride doðacak hak taleplerininse demokratik mekanizmalar içinde dillendirileceði bir yapýnýn oluþturulmasýydý.

Bu denge IÞÝD’in güç kazanmasýyla çöktü. Kobani’de savaþ sürerken, Erbil bile tehdit altýndayken PKK’dan silahsýzlanmasýný beklemek imkansýz hale geldi. Beklenebilecek tek þey Türkiye’den silahlý güçlerinin çekilmesi, bunun karþýlýðýnda siyasi reformlarýn hýz kazanmasýydý.

***

Fakat bu da IÞÝD tarafýndan engellendi. Kobani üstünde oluþturduklarý baský PKK’yý sivil unsurlarýyla Türkiye içinde güç gösterisinde bulunmaya yöneltince Ýmralý ile olan görüþmeler bile sekteye uðradý. Kurulmasý beklenen izleme grubu, Öcal için oluþturulmasý düþünülen sekreterya askýya alýndý.

Hükümet kanadý önce asayiþ demeye, PKK ise ÝÞID karþýsýnda direnç gösteren kardeþ kuruluþu PYD’nin yarattýðý karizmadan yararlanarak daha dik durmaya, çözüm süreci konusunda Öcalan’ýn otoritesini sorgulayan açýklamalar yapmaya baþladý.

IÞÝD tehdidi ve Kobani direniþi dünyanýn PKK’ya daha da sempatiyle bakmasýna, PYD aracýlýðýyla iþbirliðine girmesine yol açtý. PKK bayraðý taþýyan Alman milletvekilleri ortaya çýktý. Brüksel’de, Washington’da ve daha birçok Batý baþkentinde sevgi patlamasý yaþandý.

Bugün býrakýn düþünce kuruluþlarýnýn raporlarýný bir kenara Amerika’daki üniversitelerin öðrenci dergilerinde dahi PKK’yý öven, Abdullah Öcalan’ýn ünlü “anarþist” Murray Bookchin’den nasýl etkilendiðini anlatan yazýlar çýkýyor. DTK yapýlanmasý yerinden demokrasinin eþsiz örneði olarak sunuluyor.

Savaþa girmekten çekinen Türkiye ise derdini dünyaya tam olarak anlatamadýðý, Kobani direniþine saðlanan Amerikan desteði konusunda doðru bir üslup benimseyemediði, mesela silah yardýmýnýn kendisi sayesinde deðil de kendisine raðmen yapýldýðýný söylediði için süreci ne yazýk ki gerektiði kadar iyi yönetemedi.

Oysa en baþtan itibaren bizim IÞÝD tehdidini fýrsata dönüþtürmemiz, Kürtler ve hatta PKK ile dayanýþma içinde olduðumuzu göstermemiz mümkündü. Daha önce de yazdýðým gibi “kader birliði” yaratmak böyle zamanlarda çok daha kolay, çok daha rahat mümkün olabilirdi.

Belli ki güvenlikçi refleksler, içeriden gelebilecek tepkilerden duyulan endiþeler açýk bir þekilde bu soruna taraf olunmasýna engelledi. PKK’nýn maksimalist talepleri Ankara’nýn çekingenliði üstünde rol oynadý, sürekli olarak Türkiye’nin IÞÝD’e yardým ettiðini iþlemesi tepki doðurdu.

***

Yine de hiçbir þey için geç sayýlmaz. Uzun süreceði belli olan bu savaþta Türkiye Kürtlerin, özellikle de PYD’nin yanýnda yer aldýðýný ispatlayabilir. ÝÞID ile savaþa taraf olmadan desteðini belli edebilir. Aslýnda ÖSO’nun Kobani dayanýþmasý, Peþmerge güçlerinin geçiþi için saðlanan kolaylýk Türkiye’nin desteðinin en bariz göstergesidir.

Ancak Ankara Kobani’ye silah yardýmý yapmayý da düþünmek zorundadýr. Amerika’nýn havadan yapacaðý ve Türkiye’nin kapsamýný kontrol edemeyeceði silah sevkiyatý yerine kendisinin silah sevkiyatý yapmasý pek çok amaca ayný anda ulaþýlmasýný saðlayabilir. Türkiye isterse üslubunu da deðiþtirebilir. 

Unutmayalým ki içinde yaþadýðýmýz bölge tarihi bir kýrýlmanýn eþiðinde. Tarihi kararlar alabilenler tarihi kýrýlma anýnda daha az zarar görecek, belki de kýrýlmadan yararlanacak. Türkiye’yi yönetenleri, yönetenlere muhalefet edenleri ve tabii ki bu ülkenin tüm vatandaþlarýný böylesi önemli bir meydan okuma bekliyor...