Batman v Superman: Adaletin Þafaðý
Hollywood’un gelmiþ geçmiþ en yüksek bütçeli filmi.
Ben Affleck, Henry Cavill, Jesse Eisenberg, Gal Gadot gibi isimlerin rol aldýðý bu filmin bütçesi kabaca 500 milyon Dolara yakýn.
Bir milyardan fazla kiþinin en azýndan fragmaný izleyeceði tahmin ediliyor. 10 yýllýk süreç içinde, yani filmin DVD’lerinden, internetten ve yayýnlanýrsa TV’den de toplam 3 milyar kiþi izlemiþ olacak. Yani dünya nüfusunun neredeyse yarýsý.
Türk Hava Yollarý logosu, uçak dýþýndan görüntü ve uçak içi görüntü filmin içinde, önemli karelerde defalarca görünüyor. Bunlarýn her biri ayrý önemli çünkü logo markanýn bilinirliðini arttýracak, uçak içi görüntü de dünyanýn çok çeþitli ülkelerinden insanlarýna uçuþlarýnda “Turkish Airlines” ile uçma eðilimi doðuracak. Filmde Ben Affleck’in oturduðu koltukta uçmak isteyecek izleyici.
* * *
Super Bowl Finali
Amerikan Futbol Ligi (NFL)’nin en büyük organizasyonu.
30 saniye reklam vermenin bedelinin 5 milyon dolar, yani 15 milyon lira olduðu bir organizasyon.
Bu yýl 50.si düzenlenen organizasyonun 20 milyar dolarýn üstünde iþ hacmi yaratarak tüm zamanlarýn en kazançlý spor organizasyonu olarak tarihe geçmesi bekleniyor.
Canlý yayýný 100 milyondan fazla insan izleyecek, sonrasýnda çýkacak olan haberlerle, tekrar yayýnlarla, youtube videolarýyla bu sayý 1 milyar insana ulaþacak.
Bu organizasyonun sponsoru da yine Türk Hava Yollarý, artýk tüm dünyanýn bildiði ismiyle Turkish Airlines.
* * *
Yýllarca konuþtuk, durduk.
“Uluslararasý mecrada eksiðiz, uluslararasý sinemada, global organizasyonlarda yokuz abi, Amerika böyle böyle Amerika oldu” derken tam;
2009’da Türk Hava Yollarý Hollywood yýldýzý Kevin Costner ile bir reklam patlattý.
Verilen ücreti çok bulanýndan, senaryoya yüklenenine, hedef kitle analistlerinden hedef pazarlara ulaþabilme gücüne kadar her konuda attýk, tuttuk.
Türk Hava Yollarý kulaklarý týkadý, emin adýmlarla yoluna devam etti. Ýþ öyle bir noktaya geldi ki dünyanýn en iyi futbolcusuyla, NBA’in en ünlü basketbolcusu TURKISH diye baþlayan bir markanýn yüzü olduklarýnda artýk durumu kanýksamýþtýk, normalleþmiþti durum.
Tam da burada, Kobe, Messi, Batman, Superman, SuperBowl demiþken þöyle hýzlý bir flaþbek yapalým;
Belki 2000’lerde doðanlar bilmez ama daha önceki nesiller, bizler ki bir yabancý filmde “Turkey” dendiðinde havalara uçan, Türk bayraðý görünce gözleri yaþaran mütevazý hayalgüçlü insanlardýk.
Yine 2000 ve sonrasý doðanlar bilmez, her birimizin yabancý biriyle tanýþtýðýmýzda “Sizin ülke çölmüþ, deveyle geziliyormuþ, doðru mu?” sorularýyla muhatap olmuþluðu, canhýraþ bir þekilde ülkesini “savunmuþluðu” vardýr.
Çocuk halimle bir ürünün içindeki çok dilli kullanma kýlavuzu içinde Türkçe’yi aradýðýmý anýmsarým. Ürün ile ilgisi yok, bizi adam yerine koymuþlar mý, koymamýþlar mý diye. Koymuþlarsa koltuklarým kabarýrdý, tuhaf bir mutluluk doldururdu içimi.
Bu anlattýklarým 100 yýl evveli de deðil, hepi topu 20 sene öncesi.
Þimdi bugüne dönelim.
Eksiðimiz çok hala, yapacak çok iþ var. Çok ödevi var her birimizin.
Ama haklýya da hakkýný verebilmektir yiðitlik.
Türk Hava Yollarý o günden, bugüne geliþin, bu geliþimin, dönüþümün bir sembolü, hatta bayraktarý oldu.
Çizilen uzun soluklu yol haritasýnýn, belirlenen vizyonun iyi uygulandýðýnda neler olabileceðinin sonucudur.
Ve bir de dünyada artýk geliþmelerin çok kýsa sürelerde olduðunun, 20 yýl önce dünyanýn süper gücünün bugün orta sýralara düþtüðünü, 20 yýl önce esamesi okunmayan Güney Kore’nin bugün dengeleri deðiþtirdiðini de görmek gerekiyor.
Marifet ne kendini yok saymak, küçük görmek; ne de dev aynasýnda görmektir. Esas marifet gerçek durumunu bilip, çok daha iyisini yapabileceðine inanmaktýr.
Hiç korkmayýn, bugünler geçecek. Sorunlarý çözdükçe, belalardan kurtuldukça kalkýþ hýzlanacak, irtifamýz artacak.
Birilerine bu hýz fazla gelecek, bazýlarý korkacak uçmaktan. “Ne gerek var”cýlar hep olacak. “Fazla uçmanýn ne alemi var?” diyenler çýkacak elbette.
Ama kalkýþ baþladýktan sonra geri dönüþü yoktur.
Yolumuz açýk olsun...