Prof. Dr. Erdem YEŞİLADA
Prof. Dr. Erdem YEŞİLADA
Tüm Yazıları

Koenzim Q-10 kalp krizinden kayıp riskini azaltabilir

Bilimsel tasarıma uygun bir klinik çalışmanın sonuçları geçenlerde düzenlenen bir uluslararası toplantıda açıklandı. Bu çalışmada düzenli Koenzim Q-10 kullanan ağır kalp yetmezliği vakalarında kayıp riskinin yarı yarıya düşürebileceği gözlemlenmiş.

Orta ve ileri kalp yetmezliği hastası 420 gönüllüden yaklaşık yarısına günde üç kez 100 miligram koenzim Q-10 verilirken diğer yarısına boş ilaç verilmiş (plasebo). İki yıllık çalışma süresinin sonunda CoQ10 verilen gruptaki hastalardan sadece 18’i kalp krizinden kaybedilirken boş ilaç verilen grupta kayıp sayısı iki misli yani 36 olarak tespit edilmiş. Bu süre içerisinde yine CoQ10 verilen hastalardan 29’unun hastaneye rahatsızlık nedeniyle başvurmasına karşılık plasebo grubunda bu sayı 55 olarak bildiriliyor.

Kalp yetmezliği hastalarında güçsüz düşen kalp vücuda yeterince oksijenlenmiş ve zengin içerikli kanı pompalayamaz. Kalp bu açığı kapatmak için daha fazla çalışmaya mecbur kalır, neticesinde kalp büyür. Bunun sonucu hasta kendini yorgun ve bitkin hisseder, solunum güçlüğü çeker. Yürütülen çalışmalarda kalp yetmezliği hastalarının kalp kasında koenzim Q-10 (CoQ10) miktarının azaldığı gözlemlenmiştir. Koenzim Q-10 vücutta doğal olarak bulunan ve hücre mitokondrilerinde besini enerjiye dönüştürmeye yardımcı olmasının yanı sıra kuvvetli bir antioksidandır.

BESİN DESTEĞİ KULLANMAK LAZIM

Gelişmiş ülkelerde besinlerle alınan CoQ10 miktarı günde 3-6 miligram civarında olmasına karşılık insan vücudunda da sentezlendiği için bu miktarın yeterli olduğu bildirilmektedir. Ancak 20’li yaşlardan sonra vücuttaki CoQ10 oluşumu giderek azalır, ayrıca biyosentezi sağlayacak kofaktörlerin yeterince besinlerle alınamaması ya da kolesterol düşürücü ilaçların kullanılması neticesindeki açığı kapatmak için dışarıdan CoQ10 desteği önerilmektedir. Yağlı balık, organ etleri gibi besinlerde CoQ10 bulunmasına karşılık besinlerle yeterli miktarda sağlanabilmesi mümkün değil. Bu bakımdan CoQ10 besin desteklerinin kullanılması önerilmektedir.

Avrupa Besin Güvenilirliği Bilirkişi Grubu (EFSA) tarafından 2010’da yayımlanan değerlendirme raporunda CoQ10 için “Enerji üretimi, kas işlevleri ve hücresel enerji işlevleriyle ATP üretimini artırarak enerji sağlar” şeklindeki mevcut önerileri ortaya koyan yeterli klinik delil bulunmadığı şeklinde görüş belirtmiştir. Ancak CoQ10, 1974’ten beri Japonya’da ve daha birçok ülkede kalp-damar hastalıklarında, özellikle konjestif kalp yetmezliklerinde kullanımı resmen kabul edilmektedir.

CoQ10 ile ilgili olarak yürütülen klinik çalışmaların sonuçlarının tartışmalı olması ve EFSA’nın bu konudaki olumsuz görüşüne rağmen birçok klinik çalışmada konjestif kalp hastalarında standart tedavi uygulamalarına CoQ10 ilave edilmesi ile ilaç gereksinimin asgariye indirilebildiği bildirilmektedir. Diğer taraftan, CoQ10’nin kas erimesi ve bağışıklık sistemi bozukluklarında da etkili olabileceği bildirilmektedir.

SPERM AZLIĞINDA ETKİLİ OLABİLİR Mİ?

Erkeklerde sperm azlığı üzerinde CoQ10’in etkinliğinin incelendiği bir çalışmada nedeni bilinmeyen sperm azlığı şikâyeti bulunan 287 hastasında 12 ay süreyle günde iki defa 300 miligram CoQ10 uygulamış. Süre sonunda yapılan sperm analizinde sperm sayısı ve hamilelik olasılığının arttığı bildirilmektedir. Ancak çalışmada kontrol grubu bulunmaması ve çalışmaya katılanların hamilelik için yaptığı diğer uygulamalar değerlendirme dışında kaldığından çalışma sadece yol gösterici bir niteliktedir.

Sonuç olarak özellikle kalp yetmezliği hastaları ve kolesterol düşürücü ilaç kullanan kişilerde koenzim Q10 besin desteği kullanılmasının risklerin azaltılması bakımından önemli bir avantaj sağlayabileceği görülüyor. Tabii böyle bir desteği uygularken göz önüne alınması gereken önemli bir husus ise ‘kar-zarar’ dengesi. Yani korunmak için kullanayım derken bir başka riske yol açabilir mi? Mevcut klinik raporlar günde 3 gram gibi yüksek miktarlarda uygulanması durumunda dahi herhangi bir riske yol açmadığını bildirmektedir. Zaten bu kadar yüksek miktarda kullanmaya da gerek yok; günde 2-3 defa 100 miligramlık kapsül kullanılması yeterli.