Kol saati, öyle mi?

17/25 Aralýk hadisesinin, “yolsuzluk” susturuculu bir darbe giriþimi olduðu biliniyor... Asýl hedefin yolsuzluk iddialarý üzerinden Erdoðan’a ulaþmak (Erdoðan’ý indirmek) olduðu da biliniyor...

Hele, soruþturmanýn en önemli cüzünü oluþturan Halkbank meselesinin, doðrudan Amerika’yý ilgilendirdiði ve “ambargoyu delmek” suçlamasýnýn Türkiye’de yasal bir takibatý gerektirmediði de biliniyor.

Bunlarý bile bile, “kol saati” diye yazýlar yazýp, o günkü iddialarýn bir baþka veçhesiyle “haklýlýðýna” iþaret etmek, en hafif ifadesiyle, ayýptýr.

Ki, ambargoyu delmiþ mebzul miktar Amerikan firmasý varken, burada “suç” vehmedenlerin deðirmenine su taþýmak ya da suç varmýþ da üzeri örtülüyormuþ gibi bir algý oluþturmak, “ayýp”ýn da ötesinde bir tutuma iþaret eder.

Ben yoruldum “içimizdeki” elemanlarla cebelleþmekten.

Bunun adýný da siz koyun...

Efendim, dönemin Baþbakaný “Aklanýn da gelin” demiþ...

Eski TBMM Baþkaný, “Evet, aklansýnlar da gelsinler” demiþ...

Peki, dönemin Baþbakaný ve TBMM Baþkaný, o delillerin nasýl oluþturulduðunu bilmiyor mu?

Para sayma makinelerinin, ayakkabý kutularýnýn, montajlanmýþ ses kayýtlarýnýn, ortalýða saçýlmýþ tapelerin ve bilumum kirli varakanýn bir mizansenin “tamamlayýcý aparatlarý” olduðunu bilmiyor mu?

Kaldý ki, “aklanýn gelin” diyen dönemin Baþbakaný, bir de, durumdan Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn haberdar olduðunu, hatta onun iznini aldýðýný söylemiþti. Yani, yanlýþ bilgi vermiþti.

Burada bir problem yok mu?

FETÖ’nün iddialarýna karþý mý aklanýp geleceklerdi?

FETÖ muhasarasý altýndaki bir yargý organýndan mý “temiz kâðýdý” alacaklardý? (Temiz kâðýdý verecek kurumun bazý üyeleri þu an FETÖ’den dolayý tutuklu bulunuyor.)

Efendim, “kol saati” ile sembolize olan yolsuzluk dosyalarýný içimize sindirmemizin “istenmesi” içimize sinmiyormuþ... 

Böyle yazýyor bir arkadaþ...

Evet, Amerika'da bir yerlerin Erdoðan'la, Türkiye ile hesaplaþma halinde olduðuna inanýyormuþ... Bu, bütün Ýslam dünyasýna yönelik hesaplaþmanýn bir uzantýsýymýþ... O dönemde Türkiye-Ýran iliþkileri de, Amerika'nýn hesabýný bozan niteliðiyle boy hedefiymiþ... Bu davanýn (Amerika’daki davanýn) böyle bir hesaplaþma boyutu varmýþ ama... Yine de, bir “milli mesele”yi öne çýkarýp, kol saatiyle sembolize edilen yolsuzluk dosyalarýný içine sindirmesini istemeleri, arkadaþýn içine sinmiyormuþ.

Þu an Amerika’da görülmekte olan davanýn, 17/25 Aralýk hadisesiyle ne alakasý var ki, içine sinmiyor? 17/25 Aralýk soruþturmasý “akim býrakýldýðý”, yolsuzluklarýn üzerine gidilmediði, Bakanlarýn Yüce Divan’da aklanýp gelmelerine fýrsat verilmediði, Erdoðan buna direndiði için mi Amerika durumdan vazife çýkarýp, bizim adýmýza gerekli soruþturmayý yapýyor?

Bazýlarý, “FETÖ baþaramadý, belki Amerika baþarýr” derdinde.

Sizler de bu ajandaya göre mi konuþuyorsunuz?

Hem, bir “milli mesele” olarak karþýmýzda duran ABD tazyikini, neden “kol saati”yle sembolize edilen sözde yolsuzluk dosyalarýyla “irtibatlandýrarak” anlamaya ve açýklamaya çalýþýyorsunuz ki?

Baþka örnek mi kalmadý?

HAMÝÞ

15 Temmuzhadisesinin birçok þeyi açýða çýkardýðý, FETÖ mamulü bütün soruþturmalarýn ve iddialarýn altýný boþalttýðý fikriyatý, en muhalif kesimler tarafýndan bile kabul görüyor ama içimizdeki elemanlar hâlâ ve ýsrarla içinde “yolsuzluk dosyalarý” geçen cümleler kuruyor. Ne tuhaf!