Kolesterol kadar tehlikeli bir madde Homosistein

Kanda ölçülen bir aminoasit türü olan Homosistein’in yüksek olması kalp, beyin ve sinir hastalıkları riskini arttırıyor.

Kalp-damar sağlığı açısından kolesterol kadar, hatta kolesterolden daha tehlikeli olduğu düşünülen kanda homosistein düzeyi vücutta sentez edilen bir proteindir. Ülkemizde, ölüm nedenlerinin birinci sırasını kalp-damar hastalıkları oluşturmaktadır. Bununla birlikte homosistein ile Alzheimer hastalığı ve felç oluşumu arasındaki ilişkiler olduğuna dair düşünceler de mevcuttur. Kan homosistein seviyesi yüksek olan bir anne adaylarında; düşük, erken doğum, bebeğin omurgasında açıklık, tansiyon yükselmesi, bebeğin rahimde yeterince kilo alamaması, anne adayında damarlarda tıkanıklık oluşma riski artıyor.

Damarlara zararlı

Homosistein kanda bulunan bir kükürtlü amino asit, yani bir çeşit proteindir. Kanda yüksek miktarda bulunan homosistein ile kalp-damar hastalıklarının oluşma riski arasında güçlü bir ilişki bulunmaktadır. Yüksek miktardaki homositein damarların iç yüzeyindeki astar yapısına hasar verir ve aynı zamanda damar içindeki kanın pıhtılaşmasını hızlandırır. Folik asit, B12 vitamini ve B6 vitamini vücuttaki homosisteinin parçalanmasında görev alan vitaminlerdir. Homosistein genetik faktörler ve tüketilen besinlerle yakından ilişkilidir. Günlük besinlerle alınan folik asit, B12 vitamini ve B6 vitamini kandaki homositein düzeyine karşı yüksek bir etkiye sahiptir. Yapılan çalışmalarda kandaki düşük folik asit miktarı ile kalp-damar hastalıklarından ölüm riski arasında kuvvetli bir ilişki olduğu rapor edilmektedir. 

Hamileler de etkileniyor

Homosistein düzeyini düşürmede görevleri olan vitaminlerin ortak özelliği, vücutta üretilemedikleridir. Bu nedenle günlük olarak düzenli şekilde, besinlerle birlikte bu vitaminlerin alınması gerekmektedir. Folik asit için günlük alınması gereken miktar 400 mikrogramdır. Bu miktarın sağlanması özellikle günlük olarak 5 porsiyon ve üzerinde sebze-meyve tüketimi ile yakından ilişkilidir. Folik asit yetersizliğinde bebek ve çocuklarda büyüme geriliği ve anemi gözlenir. Ayrıca folik asitten yetersiz beslenen hamile bayanlarda sinir tüp bozukluğu hastalığı görülebilmektedir. B12 vitamini; sadece hayvansal kaynaklı besinlerde bulunur. En iyi kaynakları sakatatlar, etler, süt, peynir, balık ve yumurtadır. Günlük alınması gereken B12 miktarı 280 mikrogram düzeyindedir. B12 vitamini yetersizliğinde sinir sisteminde bozukluklar ve anemi görülür. B6 vitamini ise; bulgur ve un gibi tahıl ürünleri, kuru fasulye ve nohut gibi kuru baklagiller, balık çeşitleri ve sebzelerde bulunan bir vitamindir. Günlük olarak alınması gereken B6miktarı 1.7 miligram kadardır. B6 vitamini eksikliğinde sinir sisteminde bozukluklar meydana gelmektedir. Tüm bu vitaminlerin yeterli düzeylerde alınması günlük beslenme alışkanlıklarında besin gruplarının dengeli dağılımı ile mümkün olmaktadır.  Sonuç olarak; homositein miktarının düşürülmesinde, folik asit, B12 vitamini ve B6 vitaminin etkisi tartışılmaz bir gerçektir.