CHP’nin “öfkesi burnunda” Ýstanbul Ýl Baþkaný Canan Kaftancýoðlu gündem olmaya devam ediyor.
Bundan rahatsýz olduðunu zannetmem.
Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn kendisine yönelik sözlerini almýþ, kabul etmiþ, “önemsendiðine” yormuþtu. “Reklâmýn kötüsü olmaz” diye düþünüyor herhalde.
Belki de “korkulan” figür olduðunu düþünüyordur ya da buna inandýrýlmýþtýr.
Hakkýnda þu kadar yazý yazýldý, bu kadar haber yapýldý, sosyal medyada “gündem” oldu, Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn eleþtirileriyle ödüllendirildi.
Mutlaka önemli bir isimdir.
Mutlaka korkulan bir figürdür.
Böyle inanmaya devam ededursun...
Bu “korkulan” ve özgüveni yüksek hanýmefendi sosyal medyadaki bazý paylaþýmlarýný niçin sildi, hakkýndaki spekülasyonlara malzeme teþkil eden fotoðraflarý niçin yayýndan kaldýrdý? Bunu merak ediyorum.
HDP’yle sýký fýký... HDP’nin doðrularýný kendi doðrularý kabul eden çok sayýda mesaj paylaþtý. Çok sayýda beðeni aldý... Bu mesajlarýn bir kýsmý (yani “zararsýzlarý”) yerli yerinde duruyor ama polise taþ atarkenki görüntüsü yok.
Niye yok?
Hakkýnda soruþturma baþlatýldýðýnda, sosyal medyadaki hesabýn bir baþkasýna ait olduðu ya da baþkalarý tarafýndan “yönetildiði” söylenmiþti.
Hayýr, “baþkalarý” deðil, bizzat kendisi yönetiyor.
Demek ki, mesajlarýn ve görüntülerin “sakýncalý” olanlarý, yani ileride sýkýntý yaratacaðý düþünülenleri kaldýrýlmýþ. “Baþkalarý” olmadýðýna göre bunu da bizzat kendisi yapmýþtýr.
Ýyi mi olmuþ?
Dün bir açýklamasýný okudum... Yine “gider” yapýyor... Hakkýnda yazanlarý (spekülasyon yapanlarý) mahkemeye vereceðini söylüyor...
Sonra bir punduna getirip, araya Selahattin Demirtaþ’ý sýkýþtýrýyor:
Halkýn iradesiyle seçilmiþ herkesle fotoðraf verirmiþ, Selahattin Demirtaþ’la da verirmiþ. Bundan da gurur duyarmýþ. (Kocasýnýn domuz eti tükettiðini de bu vesileyle öðrendik... Kocasýnýn ne yediðine karýþmazmýþ. Ancak bir þeye izin vermezmiþ, kul hakký yemesine... O da yemezmiþ zaten. Ýlginç!)
Burada anahtar ifade, “halkýn iradesi...”
Fakat Canan Haným “halkýn iradesiyle seçilmiþ” herkesle fotoðraf vermiyor. Bazýlarýna karþý çok kýyýcý... Mesela, halkýn iradesiyle seçilmiþ Erdoðan’a, “kýyýcýlýðýn” da ötesinde, özel bir nefret besliyor. Bu duygusunu da gizlemiyor. Ama yine de özür diliyor. Neden?
Kendisi anlatsýn: “Gezi olaylarýyla ilgili tüm paylaþýmlarýmýn arkasýndayým. Ama yine de Erdoðan’dan samimi þekilde özür diliyorum. Orada gözümden kaçmýþ bir þey var, hepimiz insanýz, hata yaparýz. Özür dileyerek paylaþmak istiyorum, Erdoðan’ýn annesine küfür olan duvar yazýsýný da paylaþmýþým. Annelik kutsaldýr ben hiç kimsenin annesine bir þey dedirtmem.”
Soru þu:
Canan Haným özür görevini hatýrlamak için neden bu kadar sene bekledi? O çirkin paylaþýmý yüzüne vurulmasaydý, yine özür dileyecek miydi?
Ýþin sýrrý koltukta mý?
Koltuðunda rahat oturabilmek ve bundan sonra spekülasyonlarla anýlmamak için mi duygularýndan ödün verdi?
Bence iþin sýrrý koltukta...
O koltukta baþkalarý oturuyorken, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz sloganýný beðenmiyorum, militarizm kokuyor” diyordu ve Mustafa Kemal’le meselesi olduðunu duyurmaya çalýþýyordu.
Dün baktým, “Mustafa Kemal’in yoldaþlarýyýz” diye esip gürlüyor...
Koltuðu kaptý, annelerin “kutsal” olduðunu hatýrladý.
Koltuðu kaptý, Mustafa Kemal’in yoldaþý oldu.
Ben de diyorum ki, “Her þey koltuk mudur Canan Haným? Sizin bir ilkeniz, düsturunuz, istikametiniz yok mu? Hatta öfkeniz... Hepsini bir koltuða deðiþecek misiniz?”