
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu önemli bir eşiğe gelmiş bulunuyor. Meclis'in yüzde 95'ini temsil eden Komisyon 5 Ağustos'tan beri konunun tarafı, mağduru ya da uzmanı yüzlerce kişiyi dinledi ve her parti kendi raporunu hazırlayarak Komisyon Başkanlığına sundu.
Şimdi sıra bu beş rapordan müşterek bir rapor çıkarma aşamasında. Nitekim TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş dün siyasi partilerin grup temsilcileriyle buluşarak bunu etüt etti.
Müşterek rapor çıkarma yönünde bir kararlılık olsa da raporların içerikleri bunu teyit etmiyor maalesef.
DEM "TERÖRSÜZ TÜRKİYE" İFADESİNİ ELEŞTİRİYOR
Her şeyi başlatan "Terörsüz Türkiye, terörsüz bölge" ifadesinde bile ortaklaşma yok maalesef. Sürece dair en kuşatıcı, en motive edici ve toplumsal kabulü sağlayan motto bu olmasına rağmen.
Zira DEM Parti "Terörsüz Türkiye" ifadesini "negatif bir söylem" olarak eleştiriyor ve "barış yasası ve demokratik entegrasyon" vurgusunu öne çıkarıyor raporunda.
TERÖR MESELESİ Mİ KÜRT MESELESİ Mİ?
Partilerin ideolojik pozisyonları ve meseleye yaklaşım farkları raporlara da yansımış durumda.
AK Parti ve MHP PKK'nın kendini feshetme ve silah bırakma sürecine eşlik eden vazifede konuya "terörün bitirilmesi", "güvenlik", "hukukun yeniden tesisi", "buna uygun idari düzenlemelerin yapılması" açısından bakıyor.
DEM Parti'nin terör kelimesine bile tahammülü yok. Konuyu "cumhuriyetin kuruluş yıllarında yapılan hatalardan başlatarak Kürt meselesi" ezberine hapsediyor. Ana dilde eğitim, devletin niteliği, vatandaşlık tanımı gibi konuları tartışmaya açmak istiyor.
Komisyonun odağıyla ilgili tek başlıkta da hiç gerçekçi ve yapıcı değil. Rüya aleminde gibi. Silah bırakacak olanların ve içeride bu sebeple bulunanların –Öcalan dahil- özgürce hayata karışmasını talep ediyor DEM Parti.
CHP HAVAYA BAKIP ISLIK ÇALIYOR
CHP'de ise aranan numaraya ulaşılamıyor. PKK'nın silah bırakmasıyla hiç ilgilenmiyor ana muhalefet partisi. Şu bizim hırsızları yolsuzları da salıverelim, demeye getiren ama bunu tek başına söyleyemediği için "Cem evleri cami statüsünde olsun", Cumhurbaşkanına hakaret suç kapsamından çıkarılsın", "Madımak müze yapılsın", "19 Mart'ta –yolsuzluktan- tutuklananlar derhal salıverilsin", "sansür yasası değiştirilsin", "kamu ihale kanunu yeniden düzenlensin" gibi taleplerle süslüyor.
Şu an yaşanan durumun farkında olduğunu gösteren hiç alamet yok ne yazık ki raporda. 47 yıldır mücadele edilen ve başarılı operasyonlar ve politikalarla nihayet bitirilen PKK kendini feshetmiş. Ortada bir leş var kaldırılıp gömülmesi gereken, ama CHP zerre kadar sorumluluk almıyor. Havaya bakıp ıslık çalıyor. İnanılmaz bir snopluk örneği sunulan rapor.
YOL HARİTASI AK PARTİ VE MHP RAPORUNDA
Dolayısıyla sadece AK Parti ve MHP'nin raporları Komisyonun ve dolasıyla sürecin odağını doğru okuyor. PKK'nın silah bırakması sonrası atılacak adımlara, yasal düzenlemelere ve toplumsal bütünleşmeye odaklanılıyor iki raporda da.
İki parti arasındaki bu uyum Türkiye'yi sonuca götürecek, ihtiyacı karşılayacak bir eşgüdüm sağlıyor bize.
Şartlar ve çerçeve net iki partinin raporunda da.
Tartışılmaz şart, PKK'nın tüm unsurlarıyla silah bırakması. SDG'nin 10 Mart mutabakatında imza koyduğu kapsamda Şam'a entegre olması. PKK artıklarının bir daha benzeri bir oluşuma yeltenmemesi...
Fesih, tespit, teyit ve tescil süreçleri tamamlanınca adım atacak Meclis. Bunun garantisi var AK Parti ve MHP'nin raporunda.
Bilhassa AK Parti iktidar olmanın sorumluluğuyla hayata geçirilebilir, adaletli ama aynı zamanda merhametli bir omurga oluşturmuş. Devletin kuruluş ilkelerine, milletin dününe ve yarınına, bölgesel gerçeklere ve ilkelere, toplumsal rızanın kaybedilmemesi gereğine dikkat etmiş.
TAHMİNİM, ORTAK RAPOR ÇIKMAZ
Benim tahminim Komisyondan müşterek bir rapor çıkamayacağı yönünde. Ama "kayyum uygulamasının kalkması" gibi pek az sayıdaki ortak nokta tespit edilip kayda geçirilir. Peşine de partilerin verdiği raporlar eklenerek Meclise sunulur.
TBMM'de yasal bir düzenlemenin yapılması için önce şartların tamamlanması gerekiyor zaten. PKK'nın fesih sürecinin tamamlanması, PKK'lıların silah bıraktığının tespit ve teyit edilmesi, SDG'nin tam entegrasyonu ve son olarak MGK'da tüm bu süreçlerin tamamlandığının tescil edilmesi. Meclis'e sıra o zaman gelecek.