Komþumuz Ýran’dan haber var...

Günlerdir Ýran’daki Türklerin durumuyla alakalý ürpertici haberler gelmekte. Ýran yönetimi, milli meselelerine ve yönetime karþý duranlara, kin cezasýný farklý kesmekte.

Tam iki gün önce gencecik bir haným Soheyla Kargeri isimli Türk kökenli aktivist, evinden kimseye hiçbir bilgi verilmeden götürülür ve nerede tutulduðuna dair de ailesine bir haber verilmemekte. Soheyla’yý, Elay isminde sonu nereye varacaðý belli olmayan bir cezaya tabi tuttu. Þu anda genç kadýnýn nerede olduðu, baþýna ne geldiði belli deðil. Dehþet verici bir tablo!

Hapishanelerde günlerdir, yönetime siyaseten ters düþen tüm aktivistler, seslerini duyurmak için açlýk grevine baþlamýþlar. Abbas Lisaný, Yürüþ Mehrelibeyli gibi Ýran Türklüðünün simge isimlerine karþý tutum, ailelerine yapýlan baskýlar, içler acýsý bir durumdur.

Ýran, bu durumu kontrol altýna alsýn diye farklý yöntemlere de baþvurmakta. Kendine baðlý kiþileri, yurtdýþýnda özellikle Türkiye ve Azerbaycan’da bayaðý aktif hale getirmekte. Aleyhinde olanlarý tesbit etmek ve mevcut siyasi oluþumlarý daðýtmada, bu yöntem eski ve baþarýlý yöntemdir. Yurtdýþýna çýkabilmiþ aktivistlerin çoðu, birbirlerini “Ýran istihbaratýna baðlý mýdýr acaba?” sorusuyla, kafasýnda analiz eder. Haksýz da sayýlmazlar. Çünkü Ýran, bu fitneyi baþarabilmiþ durumda. Þu anda, kim kimin tarafýnda olduðunu anlamak kolay bir durum deðildir.

Ýran, zekice bir üslup dizayn etti. Etkili noktalara ve etkili konumlara, kendine baðlý kiþilerin göreve gelmesini saðlamakta þu anda. Mesela hiç aklýnýza gelir miydi, CHP’den “Ýran aðzýyla” konuþabilecek vekil olabilsin! Azerbaycan Parlamentosu’nda da Ýran aðzýyla konuþanlar var. Hem de yeni bir vaka deðil bu. Enteresan olaný odur ki, bunu yaparken Ýran, dini hayat tarzýný ve referanslarý önemsemiyor. O vekilin hayatý alkolden ibarettir... Anlatmak istediðim þey þu. Gerektiðinde, her yöntem makuldur Ýran için.

Siz hiç Türkiye’de “Ýran’la iliþkileri var” diye, orada “herhangi bir medya kurumuyla irtibatý var” diye, kimsenin tutuklandýðýný duydunuz mu?

Aksine, “eðer Türkiye ile Ýran arasýnda savaþ çýkarsa, tarafým Ýran olacak” diyen CHP’li vekil bile gördük, deðil mi?

Lakin Ýran’da, bir Türk siyasi aktivist tutuklanýrken, sorgusunda “neden Türkiye’de medya kurumlarýnda staj yaptýn” diye sorularla iyice hýrpalandýðý, bilinen bir durumdur. Bu sözü edilen aktivistin ismi Latif. Gazetecilik seminerlerini Bakü’de yüksek puanla bitirdikden sonra, Türkiye’deki medya kurumlarýnda da staj yaptý. Sadece bu durum, Ýran da mercek altýna alýnmasýna neden olabilmiþtir.

Ýran’da yaþayan, farklý etnik kimliklerin, milli mesele konusunda, ufacýk bir ses yükseltmesinin akýbeti en iyi ihtimalle hapishanedir. Bir de, sessiz sedasýz yok olmalar, kaza sonucu TIR altýnda kalanlar da vardýr tabii ki!

Ýran’ýn Türkiye’ye bakýþ açýsýndaki agresif tutumunun altýnda bile, “Ýran Türkleri faktörü” yatmakta. Türkiye’nin, Ýran içerisinde hiçbir olumsuz tutumu olmadýðýný bilmesine raðmen, Tebriz ve Erdebil gibi Ýran’daki Türk yurtlarýna gönül baðý dýþýnda hiçbir baðýnýn olmadýðýný görmesine raðmen, Türkiye aleyhinde hamleler yapmaya devam etmekte Ýran.

Peki neden?

Traxtor Futbol Kulübünün maçlarýndaki coþkuyu görmeyenler, lütfen seyretsin. Ýran’ýn neden rahatsýz olduðunun cevabý, oradaki insan sosyolojisinde yatmakta. Bu sosyoloji kurgulanmadý, çünkü kurgulanamaz. Bu sade bir gerçek! Ýran’ýn anlamakta zorlandýðý nokta burasýdýr...