Konuşma adabı...

Pazartesi gecesi gözüm Ahmet Hakan’ın Tarafsız Bölgesi’ne takıldı. Kanala geçtiğimde Kadri Gürsel, muhalefetin seçimleri boykot etmesi gerektiğinden söz ediyordu. Fazla iddialı ve mevcut ilerleyişe aykırı buldum, yazmayacaktım da ama programdan yazmam gereken bir başka nokta çıktı. MHP Milletvekili Lütfü Türkkan ve AK Parti Kadın Kolları Başkanı Özlem Zengin arasındaki tartışmadan söz ediyorum. Bir tartışmada fikir üzerinden değerlendirme yapılır ya, onu yapamayacağım maalesef. Önce beden dilini yazmak gerek. Bir tartışmada parmak sallamak hele de karşınızda bir hanım varsa ne kadar kötü. Lütfü Türkkan parmak sallamakla başladı sonra iş kol sallamaya kadar gitti, Özlem Hanım da müdahale etmek durumunda kaldı.

İkincisi siyasetin tartışmasında temsil noktası. Siyaset tartışmasında illa milletvekili olmak gibi bir şart yoktur. Olsaydı barajı aşamadıkları dönemde MHP’den ya da CHP’den, bu seçimde barajı aşamazlarsa HDP’den ekranlara konuk çağrılmaması gibi saçma bir duruma yol açar bu. Garip bir geceydi doğrusu, gerek Özlem Zengin gerek Fadime Özkansiyaset tartışmaya çalıştılar, zaman zaman anlamsız hakaretlere maruz kaldılar. Yine de demokratik bir olgunluk gösterip stüdyodan ayrılmadılar... 

Deveye sormuşlar...

Hikayeyi herkes bilir, hani deveye boynun niye eğri diye sormuşlar, o da nerem doğru ki diye cevap vermiş. Teknik özellikleri nedeniyle Fenerbahçe’nin transfer ettiği Diego Ribas, “Sahalar kötü, attığınız pas yerine gitmiyor, o yüzden güce dayalı futbol oynanıyor” diyor. Spor aynı zamanda rakibe saygıdır ya, adam çıkmış “Sahadan sildik, ezdik” bilmem ne cümleler kuruyor. Bir başkan en önemli maçın hakemini telefonla arıyor, o telefon konuşmasından arayan başkan açıkladığı için haberdar oluyoruz.

Çoğu kulüp iflas aşamasında, borçları çevirmek neredeyse başarılı yöneticilik haline geldi. Bu futbol ortamının yıllık yayın geliri 450 milyon dolar ve üzerine daha ne koyabiliriz kavgası var. Söylenecek başka söz kalmıyor insana...

Endemol gol attı...

Endemol 31 ülkede şirketleri bulunan global bir televizyon markasıdır. Stüdyo programlarında, dünyada en fazla tutan formata sahip firma desem yalan olmaz. Türkiye’de de 7 yıldır faaliyette ve bildiğimiz bir sürü işin altında onların imzası var. Buraya kadar olanları televizyon piyasası bilir. Endemol Türkiye bu sezon başlamadan önce dizi film işine de girme kararı aldığında şaşırmıştım.

Piyasanın iyi yönetmenleri, oyuncuları ve senaryo yazarlarıyla sözleşmeler imzaladılar. Acaba ne çıkacak diye beklerken Paramparça işi patladı, zor günde zirveye oturdular. Şimdi çok iyi bir fiyata Paramparça’nın yurt dışına satıldığı haberi de geldi.

Gol dediğim dizi işinde hızlı gelen başarı... Cansu Dere gibi ekranın özlediği bazı isimler yine Endemol imzalı dizilerle ekranda olacaklar. Diziler televizyonculuğu öldürdü, stüdyo programlarına dönmek mecburi diyen biri olarak neden bu hikayeyi yazdığımı da anlatmam gerek. Endemol Türkiye stüdyo programları yapmaya devam ediyor. Benzemez Kimse Sana başta olmak üzere ekranda olan programları var ve alandan çekilmiş değiller...