KONUÞMAK iletiþim kazalarýný ve çatýþmayý önler

Konuþmadan düþünebilen insan, düþünmeden konuþamaz. Sormak, dinlemek ve muhakeme edip bir karara varmak iletiþimin en temel argümanlarýdýr. Her zaman iþe yarar ve yakýnlaþtýrýr.

Bu yazýmda farklý dinden, farklý etnik kökenden ve siyasi görüþten insana hizmet veren bir psikiyatrist olarak bu apolitik duruþumu muhafaza ederek son yaþanan olaylarýn tahlili ve çözümüne yönelik deneyim ve önerilerimi paylaþmaya çalýþacaðým. Oktavio Paz “insan düþündüðü için konuþmaz konuþtuðu için düþünür” der. Bu beynin geliþim sýralamasýný da yansýtan bir hakikattir. Konuþma düþünceden öncedir. Çocuk bir yaþlarýnda konuþmaya, sekiz yaþlarýndan sonra da düþünmeye baþlar.

Ýyi niyet ve güven olmalý

Konuþmadan düþünebilen insan, düþünmeden konuþamaz. Dolayýsýyla konuþmak aklý iþleten ve düþünce sirkülasyonunu hýzlandýran bir süreçtir. Sormak, dinlemek ve muhakeme edip karara varmak iletiþimin en temel argümanlarýdýr. Eðer iyi niyet ve güven zemininde yapýlýrsa her zaman iþe yarar ve her zaman yakýnlaþtýrýr. Bunun millet olarak örneklerine yakýn zamanda þahit olduk. Mesela daha önce gündeme getirilmesi tabu olan Kürt meselesinde, problemi  çözüm noktasýna taþýyan süreç konuþma ve müzakere ile baþlamýþtýr. Son günlerde yaþadýðýmýz ‘Gezi’ sürecinde de benzer geliþmelere þahit oluyoruz. Sayýn Baþbakan baþta olmak üzere devlet yetkilileri eylemi destekleyen sanatçýlarla ve genç gruplarla bir araya gelip, saatlerce konuþtular, fikir alýþveriþinde bulundular ve diyalog zeminini güçlendirmeye çalýþtýlar.

GENAR kaynaklý bir araþtýrmada ortaya çýkan sonuçlar Gezi’deki gençlerin en büyük talebinin özgürlük olduðunu ortaya koydu. Bu aslýnda bugünün ve sadece Gezi’deki gençlerin sorunu deðildir. Engellenmiþlik düþüncesi ve onun yarattýðý öfke ve isyan duygusu her devir gençliðinin olduðu gibi 90’lý yýllarda doðan gençliðin de en büyük sýkýntýsý. Her gün farklý kesim ve farklý politik düþünceden gençle karþýlaþan ve onlarla en az bir saat görüþen bir psikiyatrist olarak bunu sýkça gözlemlediðimi söyleyebilirim. 90’lý gençlerin önceki dönemlerden önemli bir farký var: Ýnternet ve cep telefonu. Son beþ yýlda bilgi aktarýmý ve haberleþme yönünden eski dönemlere göre belki de yüzlerce yýllýk bir geliþim ve deðiþim farký oluþmuþtur. Çocuklarýn zeka ve algýlarýnýn da bu hýzlý deðiþime paralel olarak geliþtiðini gözlemliyoruz. Buna karþýn ebeveynler ve büyükler bu geliþimi anlama ve bu deðiþime ayak uydurma konusunda iyi bir performans gösterebilmiþ deðiller. Gezi’deki eylemin bu yüzden doðru okunmasý ve doðru yorumlanmasý son derece hayati bir öneme sahiptir. Baþbakanýmýzýn son hamleleri bu ümitleri yeþertecek niteliktedir. Bir kriz müthiþ bir fýrsatý da önümüze getirmiþtir. Ýyi deðerlendirirsek gelecek açýsýndan büyük kazanýmlarý olacaktýr.