Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn Batý ile iliþkilerde ortaya koyduðu yaklaþýmýn eskisinden çok farklý olduðu konuþuluyor. Evet farklý, ancak bu farklýlýktan þikayet edenler Batý’nýn Türkiye’ye karþý deðiþen tutumundan hiç bahsetmiyor. Sanki Erdoðan durduk yere Batý’ya karþý sesini yükseltiyor, yersiz bir kaprisle Batý’nýn dayatmalarýna boyun eðmemekten bahsediyor.
Batýcý aydýnlar Tanzimat’tan bu yana, fiziken sömürgeleþtirilemeyen Türkiye’nin kültürel sömürgeleþtirilmesinin ajanlýðýný yaptýlar hep. Türkiye’nin demokratikleþmesinin yolunun Batý demokrasilerini örnek almak olduðu fikri kulaða hoþ gelse de arka planda yapýlmak istenen, milli benliði zayýflamýþ, kültürel olarak Batýlýlaþmýþ, Batýlý deðerlere adapte olmuþ bir Türkiye inþa etmekti.
Türkiye’de sosyolojiyi, siyasi aktörleri ve aydýn sýnýfýný ayrýþtýran temel hat bu oldu. Batýlý bir toplum mu inþa edeceðiz yoksa miðfer olarak kendimizi mi göreceðiz.
Zaman zaman gündeme gelen “eksen kaymasý” tartýþmalarý da, “Batý’daki imajýmýz” kaygýlarý da esasen bu kompleksli Batýcýlýðýn tezahürleri. Bu kesim, Batýcýlýktan menkul bir vesayet odaðý olarak hep söz sahibi oldu. Yaþam tarzýyla, fikirleriyle Türkiye’nin “Batýlý yüzünü” oluþturuyorlardý. Siyaseten iktidar olamasalar da muktedir olan hep onlarýn fikirleriydi. Þimdi ise o ayrýcalýklarýný kaybettiler. Dile getirdikleri kaygýlar Türkiye ile deðil kendi iktidar alanlarýnýn daralmasýyla ilgili. Türkiye Batý karþýsýnda el pençe duran bir ülke konumundan uzaklaþtýkça içerideki “Batýcý elit vesayeti” de zayýflýyor. Onlarýn asýl derdi iþte bu.
***
Ýsmet Özel, Birinci Dünya savaþý yýllarýnda Batýlý yayýn organlarýnda kullanýlan “Konuþulamayan Türk” kavramýný Batý karþýsýnda dik duran Müslüman’ý tarif için kullanýyor. ‘Konuþulamayan’dan kasýt söz geçirilemeyen, boyun eðdirilmeyen...
Avrupa Birliði’ne gireceksek de bu bizim tercihimiz olmalý yani. ‘Konuþulamayan Türk’ AB’nin kapýsýnda bekletilebilen Türk deðildir. Yahut ABD Baþkaný’nýn aðzýnýn içine bakan, NATO bizim terörist ilan ettiðimiz kiþileri teslim etmediðinde ses çýkaramayan Türk deðildir. Brüksel’de teröristlere çadýr kurduklarýnda, Avrupa Parlamentosu’nda terörist baþýnýn fotoðraflarý sergilendiðinde “neme lazým, kýzdýrmayalým dostlarýmýzý” diyen deðildir.
Batý karþýsýnda el pençe durmak uzun zaman milli siyasetimiz olduðundan bir siyasi lider çýkýp yüksek sesle “O iþ sizin bildiðiniz gibi deðil” dediðince Batý’dan önce içimizdeki Batýcýlardan ses geliyor. Cumhurbaþkaný, Avrupa Birliði’nin müzakereleri durdurmayý deðerlendirebiliriz yaklaþýmýna karþýlýk tabiri caizse “neþeniz bilir” diyor: “Bugün bir Batýlý geldi, öðleden sonra cezaevindeki milletvekilleriyle ilgili bir karar çýkaracaklarmýþ. Anlattým. Sonra da þunu yap dedim, ‘Bunlar öyle kararlý ki gönderdiðiniz mektubu iade ederler, boþuna uðraþmayalým” de dedim. Onlarda yargý baðýmsýz, bir þey desen iç hukuklarýna karýþmak olur. Biz de iç hukukumuza karýþtýrmayýz. Þu anda Avrupa’nýn deðiþik ülkelerinde teröristler kol geziyor, Brüksel’in meydanlarýnda cirit atýyorlar. Bu nasýl iþ. Biz bunlarý tanýyoruz. Bunlar cibilliyetlerinin gereðini yapýyorlar. Bu yüzden biz iþimize bakacaðýz, kararlýlýkla ülkemizi refaha, huzura kavuþturacaðýz.”
Türkiye’nin menfaatlerini öne alan bu yaklaþým eksen kaymasý tartýþmasýný da sona erdirecek yapýsal bir deðiþikliði ifade ediyor. Miðfer ülke arayýþýyla batýmýza doðumuza deðil kendimize bakmayý öneriyor. Bölgesel ve küresel meselelerde liberal demokrasinin dayatmacýlýðýndan kurtulmuþ kendi sosyolojik sermayesinden güç alan bir demokrasiyi öne alýyor.
Amerika’nýn Trump seçimi, Ýngiltere’nin Brexit kararý, Avrupa’da aþýrý saðýn merkez sað kulvara taþýnmasý, Rusya’nýn AB’yi çevrelemesi ve Müslüman komþularýmýzdaki savaþ ortamý, Türkiye’yi saðlam durmaya ve 15 Temmuz’da ülkeyi ipten alan Anadolu irfanýna yaslanmaya mecbur ediyor. Bu Türkiye’de, Selin Sayek Böke tarzý siyasetçiler halkýn nazarýnda ancak Batýlý ülkelerin Büyükelçileri mesabesindedir.