Konuþun bakalým Babýâli Balyozcularý!...

Kaçýncý oldu saymadým ama bu da bir milattýr...

Bu ülke ilk defa darbecilerle yüzleþti.. Sivil mahkeme darbeci askerleri yargýladý ve karara baðladý...

Milletin tepesine ‘Balyoz’ indirmeyi planlýyorlardý.. Lakin o kaldýrdýklarý ‘Balyoz’un altýnda kendileri kaldý!...

Tabii ki davanýn bir de Yargýtay aþamasý var.. Ve belki ardýndan AÝHM süreci...

Tahminim o ki, ne Yargýtay’dan ne de AÝHM’den sanýklar lehine bir karar çýkmayacaktýr...

Ama ne olursa olsun sonuçta bir sivil mahkeme elindeki onca delili, bilgi ve belgeyi deðerlendirip bir ceza kesti... Ve bu karar önemliydi...

Bundan sonra neler olacaðýný bekleyip göreceðiz...

Gelelim Babýalî’nin Balyozcu zevatýna...

Þimdi hatýrlama ve hatýrlatma zamanýdýr...

Ulan iki yýldýr yýrtýnýp durdunuz... Balyozcularýn avukatlýðýný üstlenirken yapmadýðýnýz hokkabazlýk kalmadý...

Balyozcularý savunurken ilk argümanýnýz þuydu;

‘Devletin en üst kademelerinde görev yapmýþ “koskoca generaller, subaylar” nasýl olur da böyle bir suçla yargýlanýr?!..’

Bundan (koskoca generaller, subaylar argümaný) daha salakça bir savunma olur mu?..

Biz de defaatle ayný cevabý verdik;

‘Kardeþim bu ülkede darbeleri Ahmet Onbaþý ile Mehmet Çavuþ yapmaz zaten!..’ dedik...

Bazen de ‘nasýl olur da darbe planlayabilirler’ diyerek salaða yattýnýz!... Sanki bu ülke hiç darbe görmemiþ, TSK’nýn sicilinde darbe, muhtýra yokmuþ gibi yaptýnýz...

Balyozcularý, darbecileri vesayet rejiminin bekçisi olarak gördüðünüz için canhýraþ mücadelenizi sürdürürken kendinizi kaybettiniz!..

Salaða yatmanýz yetmiyormuþ gibi bir de milleti salak yerine koymaya baþladýnýz...

Ne dediniz?...

‘Ne yani, neticede darbe falan olmadý iþte!..’

Bre Babýalî kaþalotlarý!..,

Balyozu indirselerdi, zaten bunlarý konuþuyor olmayacaktýk, deðil mi?.. Askerler demokrasiye tecavüz edip ayar verdikleri için, nurtopu gibi yeni bir anayasamýz olacaktý!..

Kafalarý karýþtýran bir cd üzerinden yola çýkýp onca bilgi, belge, kayýt için uydurma dediniz...

Ýnternete düþen ve asla inkar edilmeyen darbe seminerine ait o ses kayýtlarýna kulaklarýnýzý týkadýnýz... Örnek’in darbe günlüklerine hikaye, ýslak imzalý eylem planýna kaðýt parçasý dediniz...

Size ‘darbecilerin sempatizaný mýsýnýz?’ diye sordum, bana dava açtýnýz!..

Þimdi durun bakalým!...

Uzun tutukluluk süreleri cezaya dönüþüyor teranesini okumayýn bir daha...

Mahkeme ‘masum deðiller’ dedi.. ‘Masumiyet karinesi’nden de dem vurmayýn artýk...

Ortada bir mahkeme kararý var...

Bu arada, davanýn 1 numaralý sanýðý Çetin Doðan’nýn karardan önceki son sözünü (‘vereceðiniz karar hakkýnýzda hayýrlý olsun!..) ve karardan sonraki ilk sözünü (Hakimler burada kendileri hakkýnda hüküm verdiler.) hatýrlatýrým size!...

Hakimler Balyoz sanýklarý hakkýnda hüküm verirken ayný zamanda nasýl kendi haklarýnda da hüküm vermiþ oluyorlar, orasýný pek anlamadýk!..

Ama sizin þu darbeci arkadaþlar þunu bilseler iyi olacak...

Artýk bu ülkenin ‘Ayýþýðý’nda ‘Yakamoz’larý seyrederken ‘Sarýkýzý’ ‘Eldiven’ ile saðma romantizmini hayal eden komutanlara tahammülü yok!!...

Ha CHP’yi de unutmamak gerekir elbette... Onlar da bu davanýn gönüllü avukatlarýydý netekim!...

‘Silivri toplama kampýdýr’ deyip duruyordu Kemal Abi...

Mahkeme kararý için þöyle diyor;

‘Silivri’de hakim var, savcý var, mahkeme var.., ama adalet yok!..’

Bakýyorum toplama kampýndan vazgeçmiþsin.. Eh bu da bir ilerlemedir!...

Ee, Balyoz bu.., boru deðil Kemal Abi!...