Kopsunlar

Türkiye siyaseti artýk yeni bir düzlemde… 23 Haziran Ýstanbul seçim sonuçlarý gösterdi ki AK Parti karþýtý blok, AK Parti karþýtlýðýndan beslenerek ve AK Parti’yi taklit ederek sonuç almayý öðrendi. 

Bu formülün bir kere tutmuþ olmasý hep tutacaðý anlamýna gelmese de muhalefeti birleþtirdiði ve güçlendirdiði de açýk. 

O birlik ve kudret görüntüsü sürer mi, görüntü hakikate döner mi önümüzdeki süreç gösterecek. 

Ama kampanya sürecinde bir araya gelen ve aday lehine kendilerini görünmez kýlan CHP, Ýyi Parti, HDP ve Saadet Partisi’nin birleþtiði ve siyasi sonuç aldýðý nokta artýk keþfedilmiþ bir nokta. 

Yani artýk siyasete girmek, partileþmek isteyenlerin göz dikeceði ve yeniden parçalayacaðý alan tam da burasý… 

*** 

AK Parti’ye benzeyen ama AK Parti’yi eleþtiren, varlýðýný AK Parti’nin varlýðýna ya da boþalttýðý alana borçlu olan siyasiler de önce birbiriyle mücadele edecek. 

Nitekim epeydir parti hazýrlýðýnda olduklarý, Anadolu þehirlerini tek tek dolaþtýklarý, AK Parti günlerinde sürdükleri tarlalarý kontrol edip zemini yokladýklarý ve de havayý kokladýklarý bilinen isimler 23 Haziran ile birlikte hareketlenmiþ gözüküyorlar. 

Ýstanbul özelinde AK Parti oylarýndaki gerileme bekledikleri fýrsat olmalý. 

*** 

Üç isim öne çýkýyor. Abdullah Gül, Ali Babacan, Ahmet Davutoðlu. Üçünün de ortak noktasý Erdoðan liderliðindeki AK Parti’de siyaset yapmýþ, önemli makamlara gelmiþ olmasý. 

Hala kendilerini AK Parti’ye atýfla tanýmlýyor, siyasi kariyerlerini AK Parti’ye dayandýrýyor ve farklý bir yerde siyaset yapma nedenlerini AK Parti üzerinden tanýmlýyorlar. 

Ama önemli handikaplara sahipler. En büyük handikap, yaþadýklarý yanýlsama. Hatýralarýndaki parýltýnýn onlara hâlâ eþlik ettiðini sanmalarý. 

Ya da partileþmek için uygun zaman kollarken ne kadar çirkin bir görüntü verdiklerini fark edememeleri. 

Fýrsatçýlýðýn, hesapçýlýðýn Türkiye toplumunca sevilmediðini, hele de “dava”, “vefa” gibi kavramlarýn çok öne çýktýðý bir siyasi gelenek içinde kusturucu bir etki yarattýðýný dahi görememeleri. 

Mertçe, net þekilde ortaya çýkýp da “biz varýz, þu amaçla varýz” diyememeleri.  

Pýsmak, araziye uyum saðlayarak ama fýrsat kollayarak, bu arada alttan alta AK Parti’nin baþarýsýz olmasý için çabalayýp her sýkýntýlý zamanda üç beþ laf sokuþturarak yol aldýðýný sanmak. 

Hakikaten üzüntü verici. Ýnsan baþýný öte tarafa çevirmek istiyor. 

*** 

Haberlere, kulis bilgilere, bilhassa karþýt medyadaki sipariþ iþlere bakýlýrsa hareket zamaný yaklaþmýþ. 

AK Parti’den artýk kopacaklarmýþ, kendi partilerini kurup çok deðerli fikirleriyle AK Parti’ye alternatif olacaklarmýþ. 

Kopsunlar tabii. Siyaseten neye tekabül ettiklerini görmek istediklerine göre görmeleri tabiidir. 

Bir de, çok geniþ zannedilen AK Parti karþýtlýk alanýnýn aslýnda ne kadar olduðunu, 23 Haziran’la birlikte onlar için biraz daha daraldýðýný tecrübe etmeleri demek ki gereklidir. 

Abdullah Gül ile Ahmet Davutoðlu’nun bile anlaþýp paylaþamadýðý o alan, CHP tarafýndan takiye yaparak da olsa çoktan doldurulmuþ vaziyette. 

Haliyle AK Parti’den kopanlar ya kendilerini taklit etmek zorundalar bundan böyle ya Ýmamoðlu’nu. 

Seçmen için seçenekler de demek ki böyle artacak; aslý ile kopyasý, aslý ile taklidinin taklidi alternatif olacak.