Korgeneral Mehmet Emin Koral’ýn öyküsü

Eskimiþ, tozlanmýþ, bodrumlarda, tavan aralarýnda, arþivlerde kaderine terk edilmiþ, tozlu yýðýnlar içinde kalmýþ kâðýtlarý elden geçirmek, tarihçinin günlük iþleri arasýnda sayýlabilir. Bu, yalnýzca nostaljik bir gezinti de deðildir. Geçmiþi didiklemenin ve öðrenmenin yolu buradan geçer çünkü...
 
Bu defa Baþbakanlýk Cumhuriyet arþivinde elime geçen eskimiþ bir yazýdan söz edeceðim size. Hemen konuya gireyim: Mehmet Emin Koral’ý hatýrlar mýsýnýz? Ben hafýzanýzý tazelemeye çalýþayým o halde: Kendisi Atatürk’le yaþýttýr. Harbiye’den de sýnýf arkadaþý. Ýstiklâl savaþýna çok geç katýlmýþtýr. Genelkurmay Baþkanlýðý’nýn hazýrladýðý kitapta resmî biyografisinde bu tarih 11 Ocak 1922 olarak gösterilmiþtir. Büyük taarruz öncesinde birinci ordu kurmay baþkanlýðýna atanmýþtý. Sonrasýnda da 18. tümen komutaný oldu. 1916 yýlýnda terfi etmiþ olduðu albaylýktan mirlivalýða (tuðgenerallikle tümgeneralliði kapsamýna alan eski rütbe) bu sýrada yükseltildi. 23 Kasým 1922 tarihinde ise Ýzmir müstahkem mevki komutanlýðýna atandý. 31 Ekim 1924 tarihinde de 4. Kolordu komutaný oldu. Koral, 30 Aðustos 1926 tarihinde de korgeneralliðe atandý. Biyografisinde 1929 yýlýnda malûlen emekliye ayrýldýðý yazýlýdýr. 1959 yýlýnda öldüðünü bir baþka biyografide gördüm. Fakat bir baþka aile tarihçesinde ölüm yýlý 1957 olarak verilmiþtir.

Ýsmet Paþa’nýn küçük bir ricasý

Koral’ýn emekliye ayrýlmasýnýn hemen ardýndan Baþbakan Ýsmet Ýnönü, bizzat kendi el yazýsýyla, Ýstanbul Dolmabahçe Sarayý’ndan 23 Ekim 1929 tarihinde Millî Savunma Bakaný Abdülhalik Renda’ya yazdýðý þifreli bir yazýda, “Emin Paþa’nýn dâhil olduðu grupta birkaç zat, eylül girmezden birkaç gün evvel tekaüde sevk edildiklerinden maðdur olmuþlardýr. Reisicumhur hazretleri de [Atatürk] bana bahis buyurdular. Bunlarýn tekaüt muamelesinin eylül içinden tashihen icrasý için iktiza eden muameleye tevessül buyurulmasýný rica ederim efendim.” diyordu.

Anlaþýlan o ki, emeklilik iþleminin birkaç gün önceye alýnmasý, muhtemelen emekli maaþýnýn hesaplanmasýnda fark yaratýyordu ve iþlemin bu nedenle birkaç gün geciktirilmesi istenmiþti. Maalesef Ýsmet Paþa’nýn talebinin yerine getirip getirilmediðini bilmiyorum.

Kendisi Füreya’nýn babasý olur da…

Koral’ý hatýrlamadýðýnýzý tahmin ediyorum. Olabilir; fakat ünlü seramik sanatçýsý Füreya’yý herhalde bileceksiniz. Eðer bilmiyorsanýz, hiç olmazsa Ayþe Kulin’in 2000’li yýllarýn hemen baþýnda, zamanýnda çok satan, satýþ rekorlarý kýran “Füreya” kitabýný hatýrlamanýz gerekir. Belki yeni farkýna vardýnýz, fakat kitabýn kahramaný olan Füreya, Mehmet Emin Koral’ýn kýzýdýr. Meþhur Þakir Paþa’nýn evlâtlarýndan Hakkiye Koral’la evliliðinden olan kýzýdýr.

Ýsterseniz kitaptan birkaç satýr da paylaþayým: “Hakkiye’nin kocasýný iç güveysi almýþtý eve. Genç adam kaç kere en azýndan mutfak masraflarýna katkýda bulunmayý teklif etmiþti; ama Sadrazam yaverliði, büyükelçilik yapmýþ koskoca Osmanlý paþasý, damadýndan iaþe parasý alacak deðildi elbette. Üstelik Hakkiye kocasýyla birlikte bahçenin dýþýndaki küçük evde oturuyordu. Kiliseye bakan kapýnýn karþýsýnda küçük ahþap evi tamir ettirip, büyük kýzýnýn düðün armaðaný yapmýþtý. Þakir Paþa, Avrupa’da bir süredir moda olmaya baþlayan çekirdek aile örneðini yaþatmak istemiþti kýzýna. (…) Modern hayatta her aile kendi evinde yaþamalý diye düþünmüþ, ilk evlenen büyük kýzýnýn evini ayýrmýþtý. (…) Hakkiye ancak yatmadan yatmaya gidiyordu küçük eve. Zaten kocasý da asker olduðu için çoðu kez yalnýz kaldýðýndan…”

Hakkiye Hanýmla Emin Beyin evliliði

Kitaptan bir parça daha aktarýyorum: “Hakkiye bunlarý söylerken hafifçe dalýyordu gözleri. Nikâhtan önce, taa uzaktan tek bir kere gördüðü kocasýyla baþ baþa kaldýklarý düðün gecesini hatýrlýyordu. Hiç tanýmadýðý, hiç bilmediði, en az kendisi kadar heyecanlý ve þaþkýn esmer genç adam, odalarýna çekildiklerinde, ceketini çýkarmýþ, kemerini çözmüþtü. Hakkiye’nin kulaklarý uðulduyordu. Yataðýn kenarýna oturmuþ, beklemiþti. Namaz seccadesine yürüyen kocasý, namazýný kýldýktan sonra, seccadeden alnýna yapýþmýþ pullarla karþýsýna gelip durduðunda, bir kahkaha fýrlamýþtý Hakkiye’nin dudaklarýndan. Þaþkýn þaþkýn bakmýþtý kocasý. ‘Emin Beyefendi, alnýnýza pullar yapýþmýþ da…’ Kara kaþlarýnýn üstündeki pullarý almak için elini uzatmýþtý usûlca. Ama sinirleri boþalmýþ olduðundan, kendini tutamýyor, sürekli gülüyordu. Emin Bey de gülmeye baþlamýþtý. Ancak o zaman görmüþtü kocasýnýn beyaz muntazam diþlerini.”

“Hakkiye’nin kocasý Emin Bey (…) iyi yetiþmiþ gençler olmakla birlikte, Þakir Paþa ailesinin eðitimine ve dünya görüþüne oldukça yabancý, orta sýnýftan gelme ordu mensuplarýydýlar. Hakkiye, evliliðinin en baþýnda, Halýcýköy’de kocasýnýn ailesiyle birlikte oturmaya çalýþmýþ, ama yaþam tarzlarý çok deðiþik olduðu için, yeni ailesine intibak edememiþti. Kocasýnýn evinde ne kitap okunuyor, ne müzik çalýnýyordu. Kadýnlar ve erkekler uluorta bir arada oturmuyorlardý. Ýçi sýkýldýðýnda ya da bir eksiði olduðunda, çarþafýna sarýnýp dýþarý çýkmasý bile hoþ karþýlanmýyordu. Hakkiye, bu hayata ancak dokuz ay tahammül edebilmiþ, sonra kalkýp kendi ailesinin yanýna yerleþmiþti.”

Cevat Þakir babasýný vurunca…

Çok uzun yýllar sonra Halikarnas Balýkçýsý olarak tanýnacak olan Cevat Þakir’in, babasý Þakir Paþa’yý tabanca ile vurarak öldürmesi haberi de köþke ulaþtýðýnda, bu kötü haberi ilk alan yine Emin Bey olacaktýr. Kitapta Emin Beyin niçin Anadolu’ya çok geç katýldýðý da açýklanmaya çalýþýlmýþtýr. Oðlu tarafýndan öldürülen kayýnpederi Þakir Paþa’nýn bir anlamda vasiyetine uymuþtur Emin Bey.

Koral’ýn Millî Mücadele’deki hizmeti

Elbette Koral’ýn Millî Mücadele’ye çok geç katýlmýþ olmasý dikkatinizi çekmiþ olmalýdýr; yine de derhal çok üst düzey bir göreve atanmasý dikkat çekicidir; fakat bunun önemli bir nedeni vardýr. Koral, Ýstanbul’da Harbiye Nezareti’nde görevli iken, Ýstanbul’dan Anadolu’ya silâh sevkiyatýnýn gerçekleþmesinde katkýda bulunmuþtu. Kitapta bu sahneler de anlatýlmaktadýr. Bu aþamada belirtmeliyim ki; Emin Paþa’nýn mütarekeden hemen sonra, 1 Mart 1919’da atandýðý Karadeniz Boðazý Müstahkem Mevkii Komutanlýðý, herhalde bu iþi hayli kolaylaþtýrmýþtý! Bu görevde bir yýl kadar kalmýþtý çünkü. Koral, milli ordu Ýzmir’e girdikten sonra atandýðý Ýzmir komutanlýðý sýrasýnda ailesinden yine ayrý kalacaktýr. Hakkiye haným, Füreya ile birlikte Ýstanbul’da kalmayý tercih etmiþtir; sadece tatillerinde Ýzmir’e gidecekler, ama bir süre sonra Ýzmir’e taþýnacaklardýr. En yakýnlarýndan biri de, Atatürk’ün eþi olacak olan Lâtife Haným olmuþtu. O kadar ki, davetli sayýsý hayli dar tutulmuþ olan Atatürk ile nikâhýnda, Emin Paþa ile eþi de bulunmuþtu! O sýrada Ýzmir valisi Abdülhalik Renda idi. Füreya ise, Ýzmir’de ailesi ile beraber kalmamýþtý; eðitimi için Ýstanbul’daydý.

Ve sonrasý…

Emin Paþa’nýn baþýna gelenleri yine kitaptan izleyelim: “Emin Paþa, iki yýla yakýndýr felâketlerle boðuþmaktaydý. Eskiþehir’de kolordu kumandanlýðý yapmakta iken, hakkýnda yapýlan bir ihbarla hayatý cehenneme dönmüþtü. Ahlâkî bir nedenle istifasý istenmiþti. (…) Hakkýndaki ihbarý öðrenince, istifa etmemiþ, askerî mahkemede yargýlanmayý tercih etmiþ ve aklanmýþtý.” Fakat hastalanmýþtý da. “Emin Paþa, çok ýstýraplý bir sinir hastalýðýna yakalanmýþtý. Belkemiði iltihap içindeydi.” Füreya’nýn “babasý, hastalýðý nedeniyle istifa etmiþ ve tedavi görmek üzere Viyana’nýn yolunu tutmuþtu. Emin Paþa’nýn baþýna geleni ve hastalýðýnýn nedenini ise, kitapta Füreya’ya itirafýndan öðreniyoruz. Anlatýlana göre, Eskiþehir’de komutan iken eþini aldatmýþtý ve yakalanmýþtý da! Skandal çýkmamasý için boþanma gerçekleþmemiþti. Ama evlilik hayatý bitmiþti. Askerlikten ayrýlmak zorunda kalmasý, kitapta istifa olarak geçiyor; ardýndan da aile hayatýnýn darmadaðýn olmasý, Emin Paþa’nýn saðlýðýný bozmuþtu. Bu öykü, onun malûlen emekliye ayrýlmasýný da açýklýyor. Emin Paþa, Atatürk’e kýrgýndý. Hakkiye haným da benzer duygular içindeydi. Eþine yapýlan haksýzlýk, Atatürk’ün çevresinin eseriydi ona göre.

Füreya ile Kýlýç Ali’nin evliliði

Füreya’nýn ilk evliliði kýsa sürmüþtü. Kýlýç Ali, Atatürk’ün çok yakýnýnda bir kiþiydi. Ailenin de bir þekilde yakýnýydý. Hatta Cevat Þakir’in aftan yararlanarak hapishaneden çýkmasýndan sonra, bu kez de devlet büyüklerine hakaretten yargýlanmasý sýrasýnda, Kýlýç Ali, onun cezasýný hafifletecek tavassutta da bulunmuþtu. Bu arada, Kýlýç Ali’nin Füreya’ya talip olmasýnýn Atatürk’ün çok yakýný olan Nuri Conker’in tavassutu ile gerçekleþmesi, Emin Paþa’yý bayaðý þoke etmiþti. Kýlýç Ali, Füreya’nýn neredeyse babasý yaþýnda olduðundan, bu öneriye pek de sýcak bakmamýþtý Paþa. Ancak Füreya evliliðe evet diyence, babaya da diyecek bir þey kalmamýþ olmalýydý!

Baþkaca kitaplar da var

Bir de Þirin Devrim’in “Þakir Paþa Ailesi” kitabýný tavsiye ederim; bu hayli egzantrik ailenin öyküsünü merak ettiyseniz eðer. Devrim’in yazdýðýna göre, Hakkiye Haným, harbi umumide gönüllü hastabakýcýlýk da yapmýþ; sonra Ýstanbul belediyesinde meclis üyeliði de yapacak olmasýnýn yanýnda. Son olarak, Nermidil Erner Binark’ýn “Þakir Paþa Köþkü” kitabýný da ihmal etmeyin derim. Eðer aile tarihine meraklýysanýz. Belki de bu eskimiþ kâðýt parçasýyla ben de Þakir Paþa ailesinin tarihine bir mürekkep damlasý damlatabilmiþimdir; kimbilir?