"Þuur uçurumun baþýnda uyanýr" der Cemil Meriç.
Siyasal olarak çok güçlü bir iktidara, ekonomik olarak paraya, güç olarak bütün silahlara sahip olabiliriz.
Þu anda da aslýnda bu duruma uzak deðiliz.
Ve fakat provokatörler boþ durmuyor, görüldüðü üzere yerimizden asla emin olamýyoruz!
Öyle zannediyoruz ki mesaisi en uzun istihbarat teþkilatý bizim teþkilatýmýzdýr. Ýçimiz karmakarýþýk. Bir ateþ çemberinin ortasýndayýz. Mahallemizdeki Muðire bir lahza olsun pes etmiyor.
Endiþesiz bir uyku çekmeye, tedirgin olmadan sabahlara uyanmaya güvencemiz yok.
Ýslam coðrafyasýný parçalayanlar bizi de lime lime etmek istiyorlar!
Bu, "korku"dur.
Tam burada bir ayeti hatýrlamamýz gerekir.
"Allah'a ve Resûl'üne itaat edin ve birbirinizle çekiþmeyin. Sonra gevþersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabýrlý olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir."
Allah bize bu fasýlda ne diyor?
Anlayarak gidelim; Allah'a itaatimiz nakýs. Resûlullah'a oldukça mesafeliyiz. Birbirimizle öyle çekiþir durumdayýz ki hanelerimizin yatak odalarýnda karý kocalar ayný yastýkta muhabbetle on dakika sohbet edemez durumdalar.
Ebeveyn-çocuklar sorunlu!
Komþu komþuya düþman!
Sla-ý rahim unutulmuþ!
Diyebiliriz ki 85 milyonumuzdan 85 adet bu ayetle muvafýk kiþi, aile, çevre bulmak imkânsýz!
Basitleþtirerek anlamaya çalýþýyoruz ve bunu tavsiye ediyoruz.
Muhabbetinizin olmadýðý birine güler yüz göstermezsiniz. Herhangi birimizin diðerine gönülden omuz vermesini býrakalým herkes birbirinin kuyusunu kazýyor!
Ayette kastedilen "korku" için bunlar yeterli.
Sosyal bilimler çok zor meselelerde büyük formüllere ulaþmaya çalýþýyormuþ havasý verebilir. Ancak gördüðümüz gibi ýkýnýp sýkýlmadan da teþhis yapabiliyoruz. Çünkü Kur'an zamanlar üstü rehber.
Hayat inanýlmaz zorlaþtý, çünkü yaþadýðýmýz bize özgü bir hayat deðil. Hepimiz batýlý olduk (!), batýdan da herhangi birimizin yarasýna bir merhem bulamýyoruz.
Güneþ batýdan doðmuyor. Ýhtiyacýmýz olan her ne ise o orada yok. Bunu kavramamýz gerekiyor.
Lazým olanýn öz benliðimizde, kendi tahkiyemizde gömülü durumda olduðunu görelim. Bu ülke bizim; sevelim, gerektiðinde yönetici kadrolara payanda olalým.
Bize çok büyük bir planlama lazým. Ve bu planlamanýn efradýný cami aðyarýný mâni olmasý, bütüncül bir bakýþ açýsýna sahip olmasý, yani toplum bütünümüzü tek bir bakýþta gözetirken hiçbir ferdimizi de göz ardý etmeyecek bir planlama olmasý lazým.
Toplum barut gibi!
Hain bir elin kývýlcýmý hepimizi yakacak!
Bize her birimizin tutunacaðý ortak cümleler lazým. Ortak bakýþ açýlarý, ortak davranýþlar...
Ýyot dökülmüþ maddeler gibi ayrýþtýkça ayrýþýyoruz.
Bize mýknatýslar lazým.
Mümkün olduðu kadar çoðumuzu kendine doðru çekecek mýknatýslar...
Aklýmýz hep pandemi dönemindeki küreselcilerin planlamasýna gidiyor.
Bir kýsmýmýzý özendirdiler, hizaya soktular.
Bir kýsmýmýzý korkuttular, hizaya soktular.
Bir kýsmýmýzý komplekse sokarak hizaya soktular.
Demek ki böyle bir planlama mümkün.
Patýr patýr insanlar ölüyor krizlerden ve benzeri hastalýklardan. Aklý baþýnda hiç kimse pandemi döneminin negatifini oluþturan bilgilere atýf yapmýyor!
Pandeminin ulaþamadýðý yerlere de Netanyahu bulaþýyor.
Bizim aklýmýz yeter aslýnda bu planlamaya.
Toplum hayatýný düzenleyen birkaç bakanlýðýn, tam koordine þekilde ve tam eþgüdüm halinde çalýþarak böyle bir planlama yapmasý mümkün.
Bunca üniversiteler neden böyle bir teklif çýkartmazlar ortaya.
Ulemasý olmayan bir toplum ve yönetim elbette duvara toslar. Baþýmýz, gözümüz parçalandýktan sonra açýklama yapmak mýdýr ulemanýn görevi.
Tehlikeyi önceden haber verip toplumu tekmilen koordine etmeye neden çaðýrmaz profesörlerimiz, sanatçýlarýmýz, düþünce adamlarýmýz?
Bizi korkularýmýzdan emin olmaya sevk edecek insanlarýmýzýn ortaya çýkmasýný bekliyoruz.
Siyaset vazifesini yapadursun, onca gulgulenin altýndan kalkmaya inþallah güçleri yeter.
Ama cephe gerisi karýþýk!
Darmadaðýn bizim buralar!
Kafalar, gönüller darmadaðýn!
Umutsuz, sersem, endiþeli, korkulu...
Bir çuval pirincin içindeki beyaz taþtýr asýl tehlikeli olan.
Toplumu bu korkulardan selametli düþüncelere, umuda, ortak amaçlara, güvenli gelecek fikrine yöneltmek zorundayýz.