Körolasýca düzen


Bugünün bilgisayar-internet iþbirliðinin saðladýðýkolaylýkla yapmam çok kolaydý, ama bilerek isteyerek o yola baþvurmadým. Aslýnda Þerafettin Elçi’nin vefatýsonrasýnda çýkan övücüyazýlarýn sahiplerinin, Þerafettin Bey, 1979’da, Ben Kürdüm, Türkiyede Kürtler vardediði için adli tâkibata uðradýðýnda neler yazdýklarýilginçbir mukayese tablosu teþkil edebilirdi.


Aynýtürden bir mukayese, 1994 yýlýMart ayýnda DEP'lilerin 'dokunulmazlýklarý'kaldýrýlýp on DEP milletvekilini uzun yýllar cezaevine düþüren süreçsýrasýnda yazýlanlar ile þu sýralarda benzer bir geliþme yaþanacaðýanlaþýlýnca kaleme alýnanlar arasýnda da yapýlabilir.


Daha yakýn tarihler söz konusu olduðu için arþiv çalýþmasýda fazla uzun sürmezdi.


Karþýnýza Kim, ne yazdý?tablosuyla çýkmak yerine kendi izlenimimi sunacaðým: Yýllar önce yaþanmýþher iki olayda da, bizim basýn, hiçdeðilse genel hatlarýyla, özgürlükçüolmayan bir tavýr sergilemiþti.


Evet, bizde medya düzeni 'devletlu' diye kýsaltabileceðimiz bir yapýnýn içinde yer alýr; bir tür uzantýsýdýr geleneksel iktidar seçkinlerinin... Bugün medyada hâlâköþe baþlarýnýtutan yaþýnýbaþýnýalmýþtipler, büyük çoðunluðuyla, ya 27 Mayýs (1960) ihtilâli sonrasýnda darbeciler tarafýndan ön plana çýkartýlmýþya da onlarýn el verdiklerinden oluþmaktadýr. Her dönemde, görevleri, darbeciler ile eþgüdüm içerisinde bulunmaktýr.


27 Mayýs'ta aldýklarýgörevi, 12 Mart'ta (1971), 12 Eylül'de (1980) ve 28 Þubat'ta (1997) hiçaksatmadan yerine getirmiþ, 27 Nisan (2007) öncesi ve sonrasýnda da aynýsadakatle hareket etmiþlerdir.


“Ýnanmýyorumdiyeceklere, Anayasa Mahkemesi'ne kadar giden '367' tartýþmasýsýrasýnda yazýlýp çizilenleri ve atýlan manþetleri hatýrlatýrým. Meclis'in en geniþkatýlýmla aldýðýbir karara, iktidar seçkinleri beðenmediði için, 411 el kaosa kalktý”manþetiyle mukabele edilmiþülkedir Türkiye...


Yarýn karþýsýnda halk desteðine sahip olmayan bir iktidar bulsun, medya, durumdan vazife çýkartarak, geleneksel rolünüderhal yeniden üstlenecektir. Bugün o ihtimalin rüyasýnýgörmekte, çýkan her fýrsatta öyle bir durumda ne yapacaðýnýn provasýnýsahneye koymaktadýr.


Herhalde anlatmak istediðimi anladýnýz: Bugün medyada köþe baþlarýnýtutanlarýn, hayatýboyunca çizgisi kýrýlmamýþbir Kürt siyaset adamýnýn arkasýndan döktüðüyaþlar sahtedir; týpkýKürt politikacýlarýn 'dokunulmazlýklarý'nýn kaldýrýlma tehlikesi belirdiðinde takýndýklarýolumlu tavrýn sahici olmayýþýgibi...


Gerçek hisleri, 1979'da ve 1994'te köþelerinde yazdýklarýyazýlardan ve attýklarýgazete manþetlerinden öðrenilebilir...


Halka karþýolduklarýiçin halkýn seçtiklerini asla beðenmezler...


Yaranmak için hizaya geçtikleri 'devletlular' dýþýndaki insanlar, onlar için, 'bidon kafalý'veya 'göbeðini kaþýyan adam'  sýfatlarýnýhak ederler; eþit saymak için ileri sürdükleri asgari þart, kendileri gibi olmaktýr.


Tek bir kitabýn sayfasýnýçevirmemiþ, kimseye hayrýdokunmamýþolmakla övünenleri de vardýr aralarýnda; birbirlerine 'gerçek aydýn', 'büyük yazar'muamelesi yaparak elele bugünlere kadar gelmiþlerdir.


“Nasýl oluyor bu?”diye soracaklara tek bir cevabým var: Sizler ve bizler yüzünden... Sorumlularýbaþka yerde aramayýn...