Sanmayýnýz ki, korunaklý karakol ihtiyacý yeni baþladý; aksine tek partili dönemde de Umumî Müfettiþlik bölgelerinde ayný ihtiyaç her defasýnda vurgulanarak tekrarlanýyordu.
Son zamanlarda TOKÝ’nin gerçekleþtirdiði korunaklý karakol inþaatlarý kamuoyunun dikkatini çekmiþ olmalý. Muhtemelen bu ihtiyacýn son yirmi yýlda ortaya çýktýðý da düþünülebilir. Oysa 1930’lu yýllardan beri o zamanýn deyimiyle “müdafaalý karakol” ihtiyacý Umumî Müfettiþ raporlarýnda sýk sýk dile getirilmiþti.
Abidin Özmen, doðudaki karakollarýn içler acýsý durumunu özellikle ön plâna çýkarýyordu: Karakollarýn hiçbiri karakol denecek hâlde deðildi; üstelik yapým, bakým ve onarýmlarý için yüklü paraya ihtiyaç vardý. Ancak karakollarýn on yýlda tamamlanmak üzere ve bir programa baðlanarak yapýmý düþünülmüþtü. Özmen’e göre, 1940’larýn hemen baþýnda epey pahalýya mâl olan karakollarýn çatýlarý uçmuþ, hepsi tamamen muhtaç hâle gelmiþti. Özmen bu gözlemlerini 1947 yýlýnda yayýnlamýþtý.
58 örnek karakol inþa edildi
1927 yýlýnda kurulan; Elazýð, Urfa, Hakkâri, Bitlis, Diyarbakýr, Siirt, Mardin ve Van illerini kapsamýna alan Birinci Umumî Müfettiþlik bölgesine baktýðýmýzda; Diyarbakýr’da sekiz karakol, Mardin’de sekiz jandarma ve sýnýr karakolu, Siirt’te on, Bitlis’te beþ, Muþ’ta dört, Urfa’da dokuz ve Van’da da on bir jandarma karakolu yapýldýðýný görüyoruz; bölgede toplam 58 örnek karakol binasý inþa edilmiþti.
Dersim’in kendine has özellikleri
Yýllar sonra 1936’da Dersim’de Tunceli merkezinde Dördüncü Umumî Müfettiþlik kurulduðunda da, deðiþik yerlerde kýþlalara; yollarda güvenliði saðlamak için de “müdafaalý karakollar”ýn inþasýna ihtiyaç görülecektir. Karakol binasý yapýmýna süratle devam edilmesi gerekiyordu.
Fakat sakýn yanlýþ anlaþýlmasýn; bölgede sadece karakol yapýmýna rastlanmýyordu; aksine karakol yanýnda pek çok baþkaca inþaat faaliyeti de gündemdeydi. Bölgenin içinde bulunduðu koþullar pek çok raporda dile getirilmiþti: Eski adý Dersim olan Tunceli’de Tunceli Kanunu’nun uygulanmakta olduðu saha, 800 rakýmdan 3.500 rakýma kadar yüksekliklere ve bu daðlar arasýnda derin ve yalçýn derelere sahipti. Fýrat ve Murat nehirleri bu sahayý kuþatmýþtý; bunlarýn baþlýca kollarýný oluþturan büyük ýrmaklar da, Tunceli mýntýkasýný birçok parçalara ayýrmaktaydý.
Bölgede hapishane ihtiyacý arttý
Arazinin bu tabiatý, bölgede geliþ ve gidiþi çok zorlaþtýrmaktaydý. Bu durumda meskûn mahalleri birbirine ve il merkezine baðlayacak en gerekli yollar ve köprüler de bulunmadýðýndan, halk ürününü hiçbir tarafa nakledemiyor, kazanç ve geçim vasýtasý bulamýyordu. Bütün bunlar da bazý yerlerde fakru zaruretin açlýk derecesine varmasýna ve bu yüzden de güvenliðin bozulmasýna neden oluyordu.
Yol ve köprülere sadece ekonomik bakýmdan ihtiyaç yoktu; fakat ayný zamanda Tunceli Kanunu hükümlerini devamlý ve etkili bir þekilde uygulayabilmek için de gerek vardý. Hükûmet güçlerinin bütün bölgede her tarafa kolayca ve süratle gidip gelebilmesini saðlayacak yol ve köprülerin kýsa zamanda inþasý gerekiyordu. Bunlardan baþka, yine güvenliði saðlayabilmek için deðiþik yerlerde kýþlalara olduðu kadar, devlet hâkimiyeti için hükûmet konaklarý, okul ve hapishane yapýmýna da ihtiyaç vardý. Kasabalarda bulunan evler, çok az sayýda, çok basit ve geri “damlar”dan ibaretti. Bunlardan yararlanmak imkâný olmadýðýndan memur ve subaylarýn ikâmetleri için de hükûmet konaklarý civarýnda meskenler yapýlmasý gerekiyordu. Ayný tipte ve modern sistemde yapýlacak olan bütün bu inþaat, Cumhuriyet yönetiminin medeniyet ve umran eserleri örneði olarak halk için iyi bir model ve “görenek” olacaktý.
Bu inþaatlar istihdam da yaratýr...
Bütün bu çalýþmalarýn baþkaca faydalarý olacaðý da umuluyordu: Yol, köprü ve bina yapým faaliyetinin önemli yararlarýndan biri de, Tunceli halkýna çalýþacak iþ sahasý bulunmasýydý. Hâli hazýrda halka geçim vasýtasý olarak adam baþýna ortalama bir buçuk keçi ile üç dönüm arazi düþüyordu; diðer yandan halkýn büyük bir kýsmý bundan da mahrumdu. Bu fakir halkýn, öncelikle meskenine yakýn yerlerdeki inþaat iþlerinde çalýþmaya alýþtýrýldýktan sonra, Tunceli dýþýna iþ aramaya gitmesi bekleniyordu.
Bütün bu raporlar, güvenlik endiþesiyle olacak, Genelkurmay Baþkanlýðý’na da iletiliyordu; güvenlikle ilgili olarak hazýrlanan yasa tasarýlarýnda askerî nitelikte olan inþaatlarýn yerleri için muhakkak genelkurmayýn görüþünün alýnmasý yönünde talep vardý.
Ýsmet Ýnönü’den Komutan Alpdoðan’a Mesaj
“Kardesim Alpdogan Ankara, 30 Mayýs 1937
Yurda döner dönmez iþlerinizi yakýndan takibe baþladým. Seyahat esnasýnda da her gün sizi takip ediyordum. Aldýðýnýz neticelerden memnun oldum. Mareþal [Genelkurmay Baþkaný Mareþal Fevzi Çakmak] size ve idarenize (askerî ve mülkî) itimadýný arttýrmýþ olarak dönmüþtür. Bunu müþahade etmek bana ayrýca sevinç verdi.
Atatürk sizden bana büyük takdir ve memnuniyetle bahsetti. Bilhassa hanýmefendinin asalet ve nezaketi ve Sabiha Gökçen’e gösterdiði alâka ve þefkat kendisini pek mütehassis etmiþtir. Baþladýðýmýz Dersim ýslâhatý iþini tam muvaffakiyetle bitirmemiz için icab ettikçe her türlü yardýmlarý yapmaktan geri durmayacaðýz. Ýki üç sene uðraþmak icab edeceðini tasavvur etmek muvafýktýr. Bilhassa, kýþýn dahi askerî vaziyet ve hâkimiyetimizi muhafaza etmemiz ve belki, þimdiye kadar yapýlan sel seferlerinden farklý olmak üzere, kýþýn ufak mikyasta harekât yapmaklýðýmýz icab edecektir. Yol ve inþaat iþlerini ona göre tamamlamanýz ve ilerletmeniz lâzýmdýr. Huzuru kalp ve kat’î muvaffakiyet inancý ile çalýþmanýz için bütün sebepler ve þartlar mevcuttur. Muhabbet ile gözlerinizden öperim kardeþim.
Ýnþaatlar için ayrýlan ödenekler
Bayýndýrlýk Bakaný Ali Çetinkaya, 1936 yýlýnda baþbakanlýða yazdýðý bir raporda, Umumî Müfettiþlikler’e ait inþaatlara ve bunlarýn maliyetlerine iliþkin bilgi veriyordu. Buna göre, Birinci Umûmî Müfettiþlik bölgesinde Umûmî Müfettiþlik dairesi için 135.000 TL, lojmaný içinse 76.000 TL, komutanlýk lojmaný için 19.000 TL, Ýkinci Umumî Müfettiþlik/Trakya Umumî Müfettiþliði bölgesinde Umumî Müfettiþlik lojmaný için 28.000 TL, Üçüncü Umumî Müfettiþlik bölgesinde Umumî Müfettiþlik dairesi için 108.000 TL, komutanlýk dairesi içinse 125.000 TL, jandarma müfettiþlik dairesi için 65.000 TL, halkevi için 65.000 TL, ilk okul için 45.000 TL, otel için 40.000 TL, Umûmî Müfettiþlik lojmaný için 25.000 TL, komutanlýk lojmaný için 20.000 TL, müstahkem mevki komutanlýk lojmaný için 20.000 TL ve on bir çift memur apartmaný/lojmaný için de 55.000 TL, Dördüncü Umûmî Müfettiþlik bölgesinde ise Pulur hükûmet konaðý için yaklaþýk 21.000 TL, Pulur kýþlasý için yaklaþýk 30.000 TL ve Pülümür kýþlasý için de yaklaþýk 29.000 TL masraf öngörülmüþtü. Öncelikle yapým aþamasýndaki kamu binalarý içinde karargâh ve lojmanlar dikkat çekicidir. Ýlk okulla otel için ayrýlan meblað neredeyse eþitti.
Kýsýtlý bütçe imkânlarý içinde
Yine Dördüncü Umumî Müfettiþ, Tunceli vali ve kumandaný korgeneral Hüseyin Abdullah Alpdoðan, Baþbakanlýk Müsteþarý Kemâl Gedeleç’e 1937 yýlýnda yazdýðý bir raporda; 1.150.000 TL tahsisata mahsuben 1937 yýlý bütçesine konulan 500.000 TL’den 40.000 TL’sinin Pülümür subay ve memur lojmanlarýna, 40.000 TL’sinin Pulur subay ve memur lojmanlarýna, 32.000 TL’sinin açýlacak okullarýn harcamalarýna yardýma, 68.000 TL’sinin okul inþaatlarýna, 50.000 TL’sinin Bingöl hükûmet konaðý inþaatýna, 60.000 TL’sinin sulama iþlerine, 100.000 TL’sinin Elazýð hastahanesi inþaatýna, 10.000 TL’sinin telefon inþaatýna ve 100.000 TL’sinin de yeni ve eski kaza hükûmet konaklarý ile karakol inþaatlarýna ayrýldýðýný bildiriyordu. Ayrýlan bir milyon TL’sinin yarýsý Elazýð-Pulur yolu inþaatýna, 338.000 TL’si Külüþkür, Pertek ve Süngeç beton köprüleri inþaatýna ve 90.000 TL’si de kýþla ve hükûmet konaklarý inþaatýna tahsis edilmiþti. Toplam harcama miktarý 928.000 TL’yi buluyordu.