“Her köþe baþýnda öpüþüyorduk!”
...demiþ Attilâ Ýlhan Aðabeyimiz... Oooh, tempi passati beati!
Aaah, mutlu geçmiþ zamanlar...
Ne þanslý adammýþ ki vakitlice Rahmet-i Rahmân’a kavuþup þu kötü günleri görmemiþ.
O her köþe baþýnda öpüþüyormuþ (Allah versin, gözümüz yok!) ama biz bu daðdaðalý çaðda, her köþe baþýnda öpüþmek þöyle dursun, her köþe baþýnda durup endîþeyle saðýmýza solumuza ve yukarýmýza bakarak, acabâ ardýmýzdan eli keleþli bir babayiðit mi yanaþýyor, yoksa yukarýki balkondan kafamýza bir “vazo” düþüp dehþetengîz bir tarrâka ile infilâk mi edecek diyerekden dizlerimizin sarsýntýsý ile diþlerimizin takýrtýsýný dengeleme derdindeyiz.
Þimdi diyeceksiniz ki, Ulan Hýyâr-ý Þember! (Bu ben oluyorum! Salondan ‘estaðfurulllah’ âvâzeleri...) Tehlike ardýndan gelecekse sen neden saðýna/soluna/yukarýna bakýyorsun da ardýna bakmayý akýl etmiyorsun?
E, biz Türk’üz, Aðbiy...
Tehlikenin asýl gelmesi muhtemel yönüne bakacak olsak kaç para eder bizim Türklüðümüz?
Peder’in þöyle bir mýsraý vardýr:
“Bin cihâna deðiþmem þu öksüz Türklüðümü!”
Sanki müþterisi varmýþ da nazlanýyor...
Öte yandan kendimizi pek öyle dürbünün ters tarafýyla ele almasak da tabii iyi ederiz.
En iyisi dev aynasýný da dürbünü de bir yana itip aynaya çýplak gözle bakmak!
“Her köþe baþýnda öpüþüyorduk!”
Ýyi halt ediyordunuz!
Tamam da siz kiminle öpüþüyordunuz, Allâ’sen?
Bakýnýz, ne demiþ Groucho Marx, nâm-ý dîger Arþak Palabýyýkyan:
“Ben, benim gibi birini dahî üyeliðe kabûl edecek kadar aþaðýlýk bir kulübe üye olmaya tenezzül etmem!”
Bir bildiði varmýþ elbet...
Buna göre ben þimdi benim gibi bir erkekle dahî öpüþmekden irkilmeyen kadýný öpmeye tenezzül eder miyim acabâ?
Burada Cicero Aðabeyimiz derhâl lafa girerek taþý gediðine oturtuyor:
“Nihil difficile amanti!”
Âþýk için zor yokdur!
(Hinc tres passi Bomonti! Buradan Bonmoti’ye üç adým! Þeklinde omuz atýyor Yaðmur Aðabeyimiz...)
Nûreddin Bey sonradan bunu þöyle Türkçeleþdirmiþ:
“Âþýka Baðdad sorulmaz!”
(Gergedana kapan kurulmaz!)
Peki, ben þimdi o kadýný öpsem mi öpmesem mi?
En iyisi sözü yine beþeriyet târihinin yetiþdirdiði en parlak dehâlardan Yaðmur Bey’e býrakmak:
Eski vergi beyannâmelerine benzer eski aþklar.
Birkaç yýl en alt çekmecesinde masanýzýn
Saklayýn ve sonra atýn!
Hazýr laf açýlmýþken eski aþklardan:
Sizi behemehâl unutmak istiyorum!
Bir zahmet hatýrlatýn!