Çankaya Köþkü, Google haritalarýnda gözükmüyor. Esnafa oraya nasýl gideceðimi sordum. “Dayý, cumhurbaþkanýyla görüþeceðim de, nerede oturuyor biliyor musun?” deyince tuhaf bakýþlarla karþýlaþtým. Sonunda sora sora Çankaya Köþkü’nü buldum.
Hafta içi Çankaya Köþkü’ndeydim. Cumhurbaþkaný Abdullah Gül, Çankaya Sofrasý’nda sosyal medyanýn etkili isimlerini aðýrladý.
Davet geldiðinde çok heyecanlandým. Sonunda doðru düzgün bir yemek yiyebilecektim. Üstelik bu yemekte bir ülkenin cumhurbaþkanýyla ayný masada olacaktýk. Ve bu ülkenin Türkiye olmasý iþleri iyice çýðrýndan çýkarýyordu. Sevinçten olduðum yerde takla atýp boynumu incittim.
Davet Çankaya’da olduðu için Ankara’ya gitmem gerekiyordu. Elbette biraz üþendiðimi itiraf etmeliyim. Neyse ki uçak 35 dakika gibi kýsa bir sürede Ankara’ya inmeyi baþardý. Konu ile ilgisiz olacak ama bu uçak denen aletin yasaklanmasý gerektiðini düþünüyorum. Tonlarca aðýrlýkta bir kütlenin havada gitmesi akýlla ve mantýkla baðdaþmýyor. “Bir þekilde gidiyor iþte” þeklinde yaklaþmak kolaycýlýða kaçmak bence.
YOKSA BÝR KUMPAS MI VAR?
Çankaya Köþkü Google haritalarýnda gözükmüyor. Esnafa oraya nasýl gideceðimi sordum. “Dayý, cumhurbaþkanýyla görüþeceðim de, nerde oturuyor biliyor musun?” deyince tuhaf bakýþlarla karþýlaþtým. Sonunda sora sora Çankaya Köþkü’nü buldum.
Bizi yemek salonuna aldýlar. Bir süre sonra yüzünde gülümsemeyle cumhurbaþkaný geldi. Tokalaþtýk ve masaya oturduk. Herkesle tek tek ilgilendi ve sorular sordu.
Biz sýradan insanlara bu kadar ilgi göstermesi ve sýcak davranmasý beni þüphelendirdi. Acaba karþýmýzdaki Cumhurbaþkaný Abdullah Gül deðil miydi? Bir kumpasýn içerisinde miydik? Tepeden bakmýyordu, samimiydi, “Hadi yemeklerinizi soðutmayýn” diyordu arada. Baba gibiydi. Bunlar þüphemi bir kat daha artýrmýþtý.
Sosyal Medya ve internet hakkýnda genel olarak yasaklarýn kalkmasý, çaða ayak uydurmanýn önemi, daha hýzlý hareket etmenin elzem olduðu konularýna deðindi. Bunu da tuhaf karþýladým.
Milli birlik ve bütünlüðümüze her an halel getirme potansiyeline sahip Youtube, Facebook gibi þer odaklarýna çok müsamahakar bakýyordu. Ben devletin tepesinde internetten anlamayan, yeni geliþmelere ve teknolojiye burun kývýran anlayýþa alýþmýþým. Bu on yýllardýr bizim devlet geleneðimiz olmuþtu. Maalesef cumhurbaþkanýnda bu gelenekten eser göremedim ve üzüldüm.
Karþýmýzda dünyaya týpký bizim gibi bakan birisini bulmak þaþýrtýcý oldu.
ÞUNU PAKET YAPALIM
Yemeklere gelince...
Aslýnda ilk yarým saat konuþulanlara çok kulak veremedim. Çünkü gözlerimi gelen yemeklerden alamýyordum. Arada “Ben de Serdar gibi düþünüyorum, bu konuda Rahþan çok haklý, Zorluhan’ýn tespiti fevkaladeydi sayýn Cumhurbaþkaným” gibi cümlelerle araya girip yemekler çok da umurumda deðilmiþ gibi yaptým. Umurumdaydý oysa.
Yemekte benim henüz ilk dakikalarda fark ettiðim ama diðer arkadaþlarýn anlayamadýðý bir kural vardý. Bir yemek geldikten bir süre sonra garsonlar aniden masaya doluþuyor ve bütün tabaklar toplanýyordu. Velev ki dokunmamýþ bile olsanýz... Bu yüzden zamaný doðru kullanarak hepsinden yedim. Ayýp olmasýn diye yavaþ yiyen arkadaþlarýmýn birden önlerindeki tabak kaldýrýldýðýnda yaþadýklarý þoku görmeniz lazýmdý.
Lahana sarmasý, dana kaburga ve kestaneli kadayýf insaný diðer yemeklerden soðutacak kadar güzeldi. Fakat arada ýstakoz mu yengeç mi olduðunu kestiremediðim bir þey geldi. Bizim evde pek piþirilmeyen bir þey bu. Anneme “Akþam yengeç yapsana, çok caným çekti” desem terlikle kovalar beni. Ona elimi sürmedim. Gene de yemek yemektir, ziyan olmasýn diye paket yaptýrmak istedim. Ancak el kol hareketleriyle “Þunu paket yapalým” dediðim garsonun gözlerini kýsarak bakmasý ve “Neyin kafasýný yaþýyorsun sen” bakýþlarý beni vazgeçirdi.
Sonuç olarak çok güzel yemeklerin yendiði, çok samimi bir sohbetin döndüðü muhteþem bir gün yaþadým. Fakat bir cumhurbaþkanýnýn bu kadar sevecen ve içten davranmasý bana hala çok tuhaf geliyor. Resmi gazetede yayýnlanmadýðý sürece Cumhurbaþkanýyla yemek yediðime inanmayý düþünmüyorum. Bekleyelim ve görelim.