Kosova’yı yenemiyorsan, Dünya Kupası da neyine!

Milli takımımızın karşılaşacağı Kosova; 2008 yılında Sırbistan’dan ayrılarak bağımsızlığına kavuştu. UEFA’ya kabulü ise, çok daha erken... Anca birkaç yıl oldu.

Daha devlet olarak kurumları bile tam yerli yerine oturmadı ki, futbolda her işini tamam etsin... Ama eski Yugoslavya ekolünden geldikleri için, oturmuş bir futbol kültürleri var. Şimdilik zayıf görünüyorlar ama; zamanla kendilerini toparlayacak genetik kodlara sahipler... Kısa sürede toparlanırlar. Zaten kadrosundaki futbolcuların bir çoğu, Avrupa takımlarında oynuyor.

***

 Sürpriz sonuçlar, her koşulda ve her zaman alınabilir ama; Kosova’nın bize karşı açık bir sürprize yetecek gücü yok. Fakat biz Türkiye olarak, sürpriz ikram etme konusunda eli bol olduğumuzdan; şaşırtıcı skorların pek yabancısı değiliz. Yani sürpriz olursa, onlardan değil; bizden olur.

 Çünkü milli takımımızın klasik/anlaşılır/geleneksel/sürdürülebilir bir sistemi yoktur. Türk futbolu konuşulunca, “Türkler futbolu nasıl oynar?” sorusunun cevabını bulamazsınız. Gününe/maçına/havasına/kafasına göre değişen bir oyun anlaşına sahiptir. Hiç yenilmeyecek takımları yenebilir... Asla kaybetmemesi gereken takımlara maç kaptırabilir.

Bunun kuralı, şartı, zamanı yok... Bizimkilerin, günü gününe uymaz!

Geçmişte bu konuda ağzı yanmış, acayip sürpriz sonuçlar almış bir ülke olarak; Kosova maçını yüzde yüz ciddiyetle, mutlak oyun disipliniyle ve yeteneklerine fırsat açan takım kurgusuyla oynamalıyız. Başkasına, fazlasına, ötesine gerek yok. Bu olsun yeter!

Gözünüzü seveyim, “Kosova’ya da takıldık” manşetlerini attırmayın!