Kötü şeyler unutulur

İyi bir Fenerbahçeli iseniz, tuttuğunuz takıma ilişkin kötü şeyler çabuk unutulur.

Gençlerbirliği mağlubiyetinden sonra şunu yazmak istiyordum: Bu sene şampiyonluğu büyük bir ihtimalle kaybettik, üstelik Lig’in bitimine iki hafta kala Galatasaray ile kendi sahamızda oynayacağız, bu avantajı dahi kullanamıyoruz, bu sevimsiz durumun temel nedeni de muhtemelen ara transferledeki ufuksuzluktur.

Mesele çok basite indirgenebilir, ara transferlerde Galatasaray, Drogba’yı ve Sneijder’i aldı, biz İBB Spor’dan Webo’yu aldık, bu fark bile ufuksuzluğun net bir göstergesidir, bu trarnsfer farkı tek başına Galatasaray’ın neden bizi geride bıraktığını açıklayabilir.

Kötü şeylere ilişkin söylenebilecek daha çok şey var, çok desteklediğim Aykut’un Gençlerbirliği maçı sonrası açıklamalarını Aykut imajına yakıştıramadım ama şimdilik bütün bunları unutmak gerekiyor.

Fenerbahçe, tarihinin en büyük uluslararası başarısına koşuyor.

Lazio’yu elemek de tek başına büyük başarı idi ama ama Benfica’yı İstanbul’da yenmek, üstelik çok muhtemel bir farkı direkler nedeniyle kaçırmak çok önemli.

Bate ve Plzen maçlarını saymıyorum ama çıktığımız grupta aldığımız sonuçlar da çok başarılı idi.

Üstelik bu başarıyı gerçekten iyi bir futbolla yakalamış durumdayız.

Fenerbahçe, Avrupa maçlarında içeride oynadığı futboldan çok daha iyisini oynuyor, bizim de buna şimdilik itirazımız yok.

Galatasaray da UEFA Kupası’nı aldığında Avrupa’da ve Türkiye’de iki farklı takım gibi oynardı.

Avrupa’dan müzemize kupa getirmenin önünde iki maç kaldı, bu gerçek bile çok önemli, gelinen noktanın somut bir göstergesi; üstelik bu iki maçtan ilkinde beraberlik de bize yetiyor.

Tek hedef Amsterdam ve orada alınacak kupa.

Bugün aklımda ne transfer beceriksizlikleri, ne ufuksuzluklar, ne de şike iddiaları var.

Başarı, uluslararası başarı kötülükleri unutturuyor.