Kötülüðün sýradanlaþmasý faþizmin toplumsallaþmasý

Dünkü yazýda Almanya'da belirginleþen, Hollanda'da ayyuka çýkan ýrkçý uygulamalarýn Avrupa'yý nasýl bir türbülansa sürüklediðinden bahsetmiþtik. Türk bakanlarýn uçuþlarýnýn iptal edilmesi, toplantý yapmalarýnýn yasaklanmasý, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanýmýzýn Hollanda'dan sýnýr dýþý edilmesi, diplomatik misyonlara yönelik kýsýtlayýcý tavýr ve gözaltý uygulamalarý, vatandaþlarýn coplanmasý, köpeklerin saldýrýsýna maruz býrakýlmalarý ve gözaltýna alýnmalarý...

Avrupa'nýn çok da uzak olmayan geçmiþini, Nazizmi hatýrlamamýz için çok fazla gösterge oluþtu. Bu kuþkusuz kaygý verici bir durum.

Almanya'nýn Nazizm uygulamalarý ve Yahudi soykýrýmý, Hollanda'nýn sözde barýþ gücü askerleri nezaretinde Srebrenitsa katliamýna göz yummasý, Birleþmiþ Milletler'in Fransa'nýn çýkarlarý dolayýsýyla "Görevimiz savaþý durdurmak deðil barýþý korumak" deyip sözde Barýþ Gücü'nün geri çekerek Ruanda katliamýna seyirci kalmasý, Esed'in kimyasal silahlarla halkýný katletmesine raðmen Avrupa'nýn ölüm sessizliðine gömülmesi ve ölümden kaçan mülteciler konusundaki aþaðýlýk yaklaþýmlarý... Bir çýrpýda sayabildiklerimiz bunlar.

Küresel 'hayýr' kampanyasý

Þimdi ise týpký Balkan Harbi döneminde olduðu gibi Türk nefreti nöbetine yakalanmýþlar. Gazete manþetlerinden, siyasetçilerin demeçlerinden, televizyon ekranlarýndan toplumsallaþtýrýlan bir Türk nefreti, Avrupa'yý esir almýþ durumda. Bu nefretle kendilerini zehirliyorlar adeta.

Kültürel olarak asimile olmayan, kendi deðerleriyle ve inançlarýyla yaþamak isteyen Türklere karþý baskýya dönüþüyor bu nefret. O kadar ki bu insanlara "Erdoðan'ý seviyorsanýz ülkemizi terk edin" diyorlar.

PKK hayýr kampanyasý için Avrupa þehirlerinde sokak mitingleri yapabiliyor. Metin Feyzioðlu'ndan Abdüllatif Þener'e kadar her hayýrcýya toplantý salonlarý tahsis ediliyor. Evet için gidecek olanlar ise ya sýnýr dýþý ediliyor ya da türlü katakullilerle salon anlaþmalarý iptal ediliyor. Avrupa Türkiye'deki referandumda açýktan hayýr diyor. Alman devlet televizyonu Türkçe hayýr kampanyasý yürütüyor. Gazeteler Türkçe baþlýklarla çýkýyor. Avrupa basýný PKK ve FETÖ'den besleniyor. Terör örgütü FETÖ'nün Hollanda'daki yayýn organý Zaman, konsolosluk önünde toplanan Türklerin fotoðraflarýný basýp "Polis bunlarý arýyor" manþeti atýyor. Bütün bunlar 15 Temmuz'un arkasýndaki güç birliðini de çok açýk þekilde gösteriyor. Referandum'da hayýr çýkmasý için neden küresel bir kampanya yürütüldüðünü de.

Gerçekten çok öðretici zamanlardan geçiyoruz.

Avrupa'da 28 Þubat!

Dahasý artýk iþi þantaja dökmüþ durumdalar. 2013'te AB en üst düzey mahkemesine yapýlan baþvurunun þimdi "Ýþ verenlerin baþörtülü çalýþtýrmama hakký vardýr" þeklinde ve tam da þu günlerde karara baðlanmasý bundan sonra Müslümanlarýn hayatýnýn çok daha zorlaþacaðýný gösteriyor.

Almanya'da, Hollanda'da yaþayan Türkler, evlerinden dýþarýya çýktýklarý her an sözlü ya da fiziki saldýrýyla karþýlaþabiliyorlar. Þimdiye kadar katledilenlerin yakýnlarýnýn sanýk yapýlmaya çalýþýldýðý Neo-Nazi cinayetleri vardý. Þimdi ise kötülüðün sýradanlaþtýðý faþizmin ve ýrkçýlýðýn toplumsallaþtýrýldýðý yeni bir vasata geçildi Avrupa'da. Türkler muayene sýrasýnda, okulda, otobüs beklerken, markette, sokakta, iþ yerlerinde taciz ediliyorlar. Tepki gösterdiklerinde polis çaðýrmakla tehdit ediliyorlar.

Üzerine ne kadar 'liberal deðerler' badanasý yapýlýrsa yapýlsýn ýrkçýlýk ve mavi kan kibri çok kolay hortluyor.

Erdoðan'a "Sen Nazi benzetmesi yaparak canýmýzý sýkarsan burada seni sevenlerin burnundan getiririz" diyorlar. Baþörtüsü yasaðý kararýnýn zamanlamasý da, "Erdoðan'ý sevenler ülkemizden gitsin" kampanyasý da bunu gösteriyor. Gurbetçi Türkler üzerinden Türkiye'ye þantaj yapmak bu.

Misal; Bild gazetesi "Nazi karþýlaþtýrmasýnýn Erdoðan'a faydasý var mý?" diye soruyor.

Avrupa, Erdoðan düþmanlýðýný, Türkiye karþýtlýðýný, Wilders'in yaptýðý gibi Türk bayraðýyla sokaða çýkan herkesi Türkiye'ye geri göndermekle tehdide vardýrdýysa, bu artýk "faþizmin toplumsallaþtýrýlmasý" anlamýna gelir.

Týpký Nazizmin yükselmeye baþladýðý zamanlarda olduðu gibi...