Kovun bu Büyükelçi’yi!

Türkiye’ye gönderilmiþ en “provokatif” ABD Büyükelçisi Eric Edelman’dý. Türkçe bilen, sýk sýk Türk kültürüne hayranlýðýný dile getiren Büyükelçi’nin tek numarasý, “Sizdenim... Bakýn, ben de sizin gibi Türkçe konuþuyorum” diye adam kafalamasýydý. “Bizden” olduðunu söylüyordu ama “Türkiye karþýtlýðýyla” neþvünema bulmuþ iç ve dýþ çevrelerle görüþmekten, onlarla ortaklýklar yapmaktan da geri kalmýyordu.

Bu kadar yalaný peþ peþe sýralayabilen bir ikinci Büyükelçi gelmemiþtir.

Ýkincisi, “küstah”tý.

Bir “müstemleke valisi” edasýyla dolaþýrdý ortalýkta.

Buyurgan ve emredici tonda konuþurdu.

Gizli-kapaklý iþler çevirirdi.

PKK’lýlarla görüþürdü mesela. Bu durum faþ edilince de, Büyükelçilik kaleminden hemen bir “yalanlama” yayýnlardý.

Bir defasýnda, aralarýnda PKK destekçisi sendikalarýn ve bölücü derneklerin de bulunduðu bir “heyet”le gizli toplantý yaptýðý iddia edilmiþti. “Yalanlama” da peþinden gelmiþti tabii... (Heyetin, 11 ilde ayaklanma planladýðý öne sürülüyordu.)

Edelman’ýn, Milli Görüþ’çülerle de arasý iyi deðildi.

Neredeyse her sözüyle, her demeciyle, her resmî açýklamasýyla o çevreyi hedef alýyordu.

Henüz 28 Þubat’ýn þartlarý hüküm sürüyordu. Edelman, 28 Þubat’çý bilinen resmî ve sivil kiþilerle de temasýný sürdürüyor, yeri geldiðinde onlarýn duygularýna tercüman oluyordu.

Dahasý, Ýsrailciydi...

Ülkesinin çýkarlarýndan çok, dinsel bir aidiyet hissettiði Ýsrail’in çýkarlarýný önceliyordu ve Ýsrail aleyhtarý her tutumu, ABD adýna þiddetle tel’in ediyordu.

Üçüncüsü, pornocuydu...

Edelman’ýn hüküm sürdüðü yýllarda, Yeni Þafak gazetesinde çalýþýyordum. Edelman, gazetemizin, “Amerikan askerleri Irak’ta iþkence yapýyor” haberine ve yine gazetemizde yayýmlanan Ebu Gureyb Hapishanesi’ndeki iþkence görüntülerine çok bozulmuþ.

Bozulduðunu, Hürriyet gazetesinin bir haberinden öðreniyoruz.

Edelman (gazetemizdeki haber üzerine) yememiþ içmemiþ, muhtemelen ülkesi adýna çalýþan hackerleri devreye sokarak, gazetemizin internet sitesini “hack”letmiþ. Gazetenin linkine týkladýðýnýzda, karþýnýza Amerikan mahreçli “pornografik” bir site çýkýyor.

Edelman da, güya yeni fark ettiði (!) bu “bilgi”yle, çantada keklik gördüðü ve her melanetin üzerine balýklama atlayacaðýný bildiði Hürriyet gazetesini arýyor ve bir haber yaptýrýyor: “Yeni Þafak gazetesinin porno siteleriyle iliþkisi var...”

Böylesine pespaye bir adamdý Edelman...

Bir süre sonra, herhalde kendisini daha fazla rezil etmesin diye, ülkesi tarafýndan geri çaðrýldý.

O sýra, “Edelman’dan daha beteri gelmez” diye düþünüyorduk.

Geldi.

Daha beteri “John Bass” kimliðiyle geldi.

Bass, mutat “müstemleke valisi” tavrýný sürdürmekle kalmadý, Edelman’dan daha ileri bir adým atarak, “açýk Türkiye düþmanlýðýna” baþladý.

Darbe günü, asker üniformalý bir kiþiyle (bir Türk subayýyla) Çengelköy civarýnda görüntülenmiþti.

Fotoðraftaki kiþinin, John Bass’a benzeyen bir sivil olduðu öne sürülmüþtü ama o kiþinin John Bass olduðunu herkes biliyor. Bunu Türk gizli servisi de biliyor, Amerikan gizli servisi de biliyor, FETÖ’cü istihbaratçýlar da biliyor.

Ortada fotoðraf rezaleti dururken, Bass kalktý, 28 belediyeyle ilgili “kayyým kararýný” eleþtirdi. Kaygýlýymýþlar...

Teröre destek veren, terör örgütlerine silah ve asker yardýmýnda bulunan bir ülkenin Büyükelçisi olarak böyle bir “çýkýþ” yapmasý þaþýrtýcý deðildi ama teamül dýþýydý.

Dahasý, terbiyesizlikti...

Bass, bu “terbiyesizliðin” üzerine, kalktý bir de Artvin’e gitti. HES protestocularýyla görüþtü.

Bu, artýk, çizmeyi aþan bir harekettir.

Son noktadýr...

Görev yaptýðý ülkenin içiþlerine karýþan, pervasýzca “sinir uçlarý”yla oynayan ve darbecilerle teþrik-i mesaisi belgelenmiþ bir Büyükelçi’ye uygulanacak muamele bellidir.