Hakan Þükür para vermiþ, Küçük abi Ekrem Dumanlý desteklemiþ,
Savcýlarý yol açmýþ,
Polisleri engel kaldýrmýþ.
Bütün bunlara raðmen elde edemediklerini “çökerek” sahiplenmiþler.
Ben demiyorum Kanaltürk’ün eski yönetici-ortaklarýndan Adnan Bulut iddia ediyor.
Tuncay Özkan’ýn ana hissedarý olduðu eski Kanaltürk’ü 25 milyon liraya Akýn Ýpek’e sattýklarýný söylüyor Adnan Bulut.
10 milyon lirasýnýn borçlar karþýlýðý olduðunu kalan 15 milyon liranýn da kendilerine verileceði þeklinde anlaþtýklarýný ifade ediyor.
Akýn Ýpek’in borçlarý üstüne aldýðýný ama kalan 15 milyon lirayý hala ödemeklerini, bu paranýn üstüne çöktüklerini belirtiyor.
Altýn madeni ile ilgili iddialar daha vahim.
Gazetelerde yayýnlanan MASAK raporuna göre, Akýn Ýpek’in altýn þirketi 1 çýkarýp 10 göstermiþ.
72,5 ton altýn çýkardýklarýný iddia etmiþler, bunun için kullanýlmasý gereken siyanür miktarý 11 ton, Türkiye’nin toplam ithalatý neredeyse bu kadar.
Cevher verimliliðini 6 gram (Altýn cevheri cenneti Güney Afrika da bile bu oran 2,5 gram), üretim maliyetini de (dünya ortalamasý 1200 dolar) Akýn Ýpek’in þirketi 476 dolar göstermiþ.
En önemlisi bu kadar altýn çýkarmanýn karþýlýðý yaklaþýk 2 milyar dolar ama yurtdýþýna gönderilen para 7 milyar dolar.
Neresinden tutsan dökülüyor, kötü kokular yayýlýyor.
E tabi bütün bunlar ortaya dökülünce Küçük abi Dumanlý feryat ediyor.
Ýnsan sormadan edemiyor “Hani haram yememiþtiniz!”
Toplanan himmet paralarýnýn “bir þekilde” sevilen ülkelere transfer edildiði iddiasý, haram yemedik mottosuna darbe vurmasý, kumarhanede yedikleri paranýn ortaya çýkmasýndan bile daha fazla sinirlendiriyor küçük abiyi.
Onun için “Gidecek, öyle veya böyle gidecek abicim” tehditleri savuruyor
Ýyi de kaçacak-gidecek dediðiniz, en sýkýntýlý anlarda bile yere saðlam bastý.
Erdoðan’a kaçacak-gidecek dediniz, Fethullah ABD’ye, top sakal Belçika’ya, göbekli Almanya’ya, büyük abiniz de Ýngiltere’ye kaçtý.
Kanada’ya, Ýsrail’e, Avrupa’ya ve Amerika kýtasýna kaçanlarý ve yeri yurdu bilinmeyenleri saymýyorum bile.
Merakým sýradakinin kim olduðu.
Küçük abinin bir ara Ýsrail’e gidip geldiði iddia edilmiþti.
Þimdi hakkýnda “yurtdýþýna çýkýþ yasaðý” var.
Ýddia o ki, resmen deðil ama gayrý resmi kaçabilir.
Dikkatli olmak lazým.
Ýnsanlýk sahilde öldü
3 yaþýndaydý...
Abisi de 5...
Muðla sahiline vurmuþ Aylan ve Galip’in cansýz bedenlerinin fotoðraflarý görenleri kahretti.
Kimi oðlunun yerine koydu onlarý kimi bir yakýný olarak düþündü.
Ýnsanlýðýný kaybetmiþ ruhsuz güruh bunu yine siyasete, Türkiye’nin dýþ politikasýna baðlamaya çalýþtý.
Üzerinde durulmaya bile deðmez insanlarýn bu görüþleri bir tarafa, en az onlar kadar vicdansýzlar hala Suriye’de yaþananlara sessiz kalýyor.
Türkiye’nin 2 milyondan fazla göçmeni ortalama yaþama seviyesinde misafir ettiði bu insanlara Avrupa üç maymunu oynuyor.
Bütün Avrupa ülkeleri toplamda 300 bini bile bulmayan göçmeni, o da belli seviyede olanlarý, iþlerine yarayabilecekleri kabul etti.
Geri kalanlarý da tel örgüler ardýnda “güzel ülkelerine” girmesinler diye bekletiyor.
Ýþte bu Avrupa ve onlarýn içimizdeki uþaklarý, Aylan ve Galip’in küçük bedenlerine bakarak, gözlerinden sahte yaþlar döküyor.
Utanmada bir de Türkiye’ye ayar vermeye, dýþ politikamýzý eleþtirmeye yelteniyorlar.
Kýyýya vuran insanlýktan bile nasibini almayanlarýn önce kendilerini sorgulamalarý gerekmez mi?