Stratejik Düþünce Enstitüsü’nün düzenlediði 4. Arap-Türk Sosyal Bilimler Kongresi (ATCOSS) için Ürdün-Amman’da Petra Üniversitesi’deydik. Ortadoðu’nun yine çok zor günler yaþýyor. Ama ATCOSS Kongresi’nde de gördüm ki, bu sefer zorluklarýn aþýlmasý için zorluklardan daha fazla umut var. Ancak bu vesileyle Ürdün’den biraz bahsetmek istiyorum. Þunu hemen söyleyeyim Arap Baharý bilimsel ve düþünsel ve siyasi hedef olarak devam ediyor. Kongre’nin son günü kapanýþ konuþmasýný Prens Hassan bin Talal yaptý. Talal ilginç bir kiþilik; bir önceki Kral Hüseyin’in kardeþi. Þimdiki Kral Abdullah’dan çok farklý bakýyor dünyaya; tabii Ortadoðu’ya ve Ýslam dünyasýna. Bu baðlamda Türkiye’ye bakýþý da çok farklý. Talal’ýn tam þu sýralar Türkiye’nin aktif dýþ politikasýný-yüksek sesle dillendirmese bile- desteklediðini düþünüyorum. Talal Ürdün’de adeta muhalif bir unsur gibi. Zaten konuþmaya baþlayýnca neden Batý’nýn-özellikle ABD’nin- son anda Talal’ý deðilde Abdullah’ý kral yaptýðýný anlýyorsunuz. Bugün Ürdün Ortadoðu’da Avrupa’da Ýsviçre’nin yaptýðýný yapýyor adeta. Ýnsan, para ne varsa içine alýyor ve bunlarý, bölgeden ayrý bir ekonomi oluþturarak içinde eriterek bölgenin en güvenli ülkesi olmaya çalýþýyor. Bu yolla, ayný zamanda, Ýsrail’i de rahatlatýyor. Çünkü Filistinlileri içine alarak onlarý sistem içinde eritiyor.
Acayip deðerli bir para
Ürdün’de, bir iktisatçý olarak, benim ilk dikkatimi çeken özellik, Ürdün Dinarý Jod’un Amerikan dolarýný aþan deðeri oldu. Bugün 1 Jod, 0.7 USD dolayýnda. Açýk ekonomi olan bir ülkenin parasý iki þekilde deðerli olur; birincisi ülke hýzlý ve sürekli “sýcak para” giriþine maruz kalýr ve parasý deðerlenir; ikincisi ise ülkenin sürekli dýþ ticaret fazlasý olur. Þimdi Ürdün bu iki hale de uzak. Ürdün petrol ve doðalgaz kaynaklarýndan yoksun, enerji ve su kýtlýðý çeken bir ülke. Ürdün ekonomisinde bütçe açýklarý kronik bir sorun. 2014 yýlý sonunda bütçenin 1,5 milyar ABD Dolarý açýk vermesi bekleniyor. Dýþ ticaret açýðý da bir diðer önemli sorunu ülkenin. Yaklaþýk 21 milyar ABD Dolarlýk ithalata karþýn, ihracat 9 milyar ABD Dolarý düzeyinde kalýyor ancak.
Ülkenin ihracatýnda potas, fosfat, gübre, tekstil, ilaç ve yaþ sebze-meyve sektörleri ön sýralarda yer alýyor. Ürdün, çok deðerli parasýyla ihraç edilelebilir heç bir malda küresel rekabet yapmýyor. Çünkü hibe ve yardýmlar tek güvencesi evet, Ürdün ekonomisinin önemli bir girdi kaynaðýný ABD, Körfez ülkeleri ve uluslararasý finans kuruluþlarýndan saðlanan hibe/uzun dönemli, düþük faizli krediler oluþturuyor. Bu bile tek baþýna bu ülkenin ne olduðunu ve Ortadoðu’da hangi iþlevi üstlenmesi gerektiðini ortaya koyuyor. JOD’u yukarýda tutan en önemli etkenlerden birisi budur.
Cari açýðýn kapatýlmasýnda, turizm ve yurtdýþý iþçi gelirleri önemli rol oynamaktadýr. 2013 yýlýnda, çoðunluðu Körfez ülkelerinde çalýþan Ürdünlüler tarafýndan yapýlan para transferi yaklaþýk 1,5 milyar Dolar, turizm gelirleri ise yaklaþýk 3,5 milyar Dolar olarak gerçekleþmiþtir. Ürdün bunun için mülteci deposudur. Bunu, insani amaçla deðil, ticaret ve Ýsrail’i rahatlatmak için yapmaktadýr.
Öte yandan Ürdün, 2013 yýlýnda IMF ile imzalanan 1,2 milyar Dolarlýk “stand-by” anlaþmasý uyarýnca bir ekonomik istikrar programý uygulamaktadýr. Þimdi bunun da üzerinde duralým; IMF ile stand-by imzalayan hiç bir ülkenin parasý deðerli olmaz. Çünkü IMF, için esas olan dýþ borçlarýn, dýþ ticaret fazlasý vererek ödenmesidir, bunun için de yerel para sürekli devalüe vaziyette olmalýdýr.
Ama Ürdün’de bu olmuyor iki temel nedenden dolayý; birincisi ülkede sabit kur rejimi uygulanýyor ki, yalnýz bu özellik bile günümüz koþullarýnda Ürdün ekonomisinin tam anlamýyla bir açýk ekonomi olmadýðý gösterir. Ýkincisi ise ülkeye baþta ABD ve Suudi Arabistan olmak üzere çok yoðun ve sürekli bir kaynak giriþi var.
Ürdün üzerinden büyük tezgah
Tam þu sýralar, ABD ve Suudi Arabistan, Kral Abdullah’ýn da ilgi alaný olan, savunma sanayinde Ürdün’ü uzmanlaþtýrmak ve bu ülkeyi bu alanda bütün bölgenin üretim üssü yapmak istiyorlar. Ama yine bugünlerde Kral Abdullah’ýn bir baþka giriþimine de dikkat çekmek isteriz. Kral Abdullah, geçen pazar günü Irak Baþbakaný Haider Al Abadi’yi ziyaret etti. Bu ziyaret, Ürdün’ün en önemli ingilizce gazetelerinden olan “The Jordan Times’de þu alt baþlýðý ile verildi “ Irak petrolü denizden ticarileþebilir” Irak petrolünün boru hatlarý dýþýnda deniz yoluyla Akdeniz’e ulaþmasý ve bunun için Hayfa, Akabe gibi limanlarýn kullanýmýnýn sürekli olmasý ve limanlarýn hem Ýsrail hem de Ürdün tarafýnda artmasý gerekir. Bunun için de Filistin sorununu Ýsrail yukarýdan terörle, Ürdün’de “içeriden” kadife eldevenle çözecekler ama her iki halde de ortada Filistin ekonomisi ve hukuku diye bir þey olmayacak. Bunun dýþýnda Irak Baþbakaný Abadi ile Kral Abdullah, bir çok alanda ekonomik iþbirliði sözü verdi birbirlerine. Bu ekonomik iþbirliði, uçuþ sayýlarýnýn artýrýlmasý, demiryolu aðlarýnýn geliþtirilmesi ve petrol boru aðlarýnýýn iki ülke arasýnda oluþturulmasý ve serbest ticaret anlaþmalarýnýn artýrýlmasýný kapsýyor.
Öyle anlaþýlýyor ki, Ürdün’de, Ýsrail’den sonra, Türkiye’nin Azerbaycan’dan baþlayarak oluþturduðu ve yakýn gelecekte Irak hatta Ýran ve Doðu Akdeniz kaynaklarýný içine alacak olan Güney Gaz Koridoru’na alternatif oluþturmaya çalýþýyor. Tabii ki bu Kral Abdullah’ýn doðrudan iradesi deðil, bunun arkasýnda Suudi Arabistan, ABD’nin neocon tarafý hatta Almanya var.
Türkiye dikkat etsin!
Ama biz þunu söyleyeyim; Ürdün’ün otarþik ve kapalý yapýsý, global çapý olan böyle bir enerji projesini üstlenmeye yetmez. Bu enerji projesi ayný zamanda bir serbest pazarprojesidir. Böyle olunca parasýnýn deðerini bile kendi dinamikleriyle belirleyemeyen, Suudi ve ABD hibeleriyle ayakta duran 17. yüzyýldan kalma feodal siyaset ve kurumlarla ülkesini yönetmeye kalkan ve bundan dolayý da ülkesini yoksulluk içinde kývrandýran bir yönetimin çapý, Güney Gaz Koridoru’na alternatif geliþtirmeye yetmez.
Bunun için hik kimse “Kral” ýn boþ çabalarýnýn peþine takýlmasýn.
Ama Türkiye’de Ortadoðu’da nasýl bir kuþatýlmýþlýk içinde olduðunu görsün ama yolunun da doðru olduðunu bilsin ve burada ýsrar etsin. Ortadoðu halklarýnýn kaderi “krallarýn” deðil kendi ellerinde olmalýdýr.